Aslında nasıl başlayacağımı bilemiyorum. İlk kez böyle bir şey yazacağım ve umarım keşke hiç yazmasaydınız diyecek kadar gına getirmem. Sürçü lisan edersem affola…
Poyraz Karayel üç sezondur devam ediyor ve her sezon sonunda artık yazacak bir şey kalmadı desem de şaşırtmaya devam ediyor. En son sezon finalinde Poyraz ölünce “Tamam dedim artık devam edecek bir şey kalmadı, Ayşegül’ün yolu diye devam etmeyecekler herhalde” diye düşündüm. Yeni sezon başladı Poyraz’ın olmaması koca bir boşluk tabii… Ayşegül acı çekiyor, sevdiği adamı kaybetmiş ama gel gör ki hayatına Çınar’ı almıştı. Poyraz’ı bu şekilde arkasında bırakabileceğini düşünüyordu galiba… Hani diyor ya “Bir Ayşegül devri kapanmış yenisi başlamıştı” diye. Aslında kendi de biliyordu asla o devrin kapanmayacağını ama bir şeyleri ardında bırakmaya çalışan bir kadının yapmaya çalıştığı gibi geçmişte yaşadığı acıları ardında bırakmaya çalışmıştı… Tabi ki başarılı olamamıştı…
Çoğumuz Ayşegül’ün evlenmesini tasvip etmeyip sen Poyraz’ı nasıl arkanda bırakırsın diye isyan ettik ama Onun penceresinden bakmayı hiç düşünmedik ya da düşünmek istemedik… Bilmiyorum belki benim çevremdekiler için geçerlidir bu tez ama çok savunulur. Birini ardında bıraktığında unutmanın en kolay yolu bir başkasına kalbini açmaktır. Bana göre doğru değil yani gerçekten seven biri kolay kolay ardında kimseyi bırakamaz… Daima yanında taşır onu…
Ayşegül’de Poyraz’ı ardında bırakmaya çalıştı ve Çınar’a tutundu. Çınar’ın ona olan sevgisinin Poyraz’ı unutturabileceğini düşündü belki de ama öyle olmadı… Her ne kadar aklı ona Poyraz öldü artık yoluna bakmalısın dese de kalbi hep zıttını söyledi. Düğünden hemen önce bile “Poyraz’a ihanet ediyormuş gibi hissediyorum” dedi… Ama Poyraz ölmüştü ve hayatını yoluna koymak istiyordu…
Ayşegül ve Çınar sonunda evlendiklerinde Çınar’ın kalbi hissettiği heyecanla hızla atıp sevinci içine sığmazken Ayşegül’ün kalbi hissettiği vicdan azabıyla kavruluyordu… Ayşegül yol ayrımına gelmiş bir karar vermişti belki ama sonuçları gerçekten ağır olacaktı.
Benim yaşayarak idrak ettiğim bir şey varsa kader dediğimiz şey yollarda değil de yol ayrımlarında çiziliyordu… Ayşegül ve Poyraz’ın kaderi de zaten çok zorlu bir süreç, ince bir çizgi üzerinde devam ediyordu ki tabiri caizse tam olarak araftakalmışlardı son yaşadıklarıyla…
Evlendikten sonraki ilk danslarında Ayşegül, Poyraz’ı kanlı canlı karşısında görmüştü. İki yıl kimine göre çok çabuk geçiyor kimine ise asır gibi geliyordu… Onlar da öyle hissetmişlerdi… Poyraz maruz kaldığı işkencelere hep Ayşegül’e kavuşacağını düşünerek direnmişti, Ayşegül’e duyduğu aşk onun güçlü kalmasını sağlamıştı ama gel gör ki Ayşegül’ün tutunacak dalı kalmamıştı… Mezarda kefeni açtırıp Poyraz’ın yüzünü görmeseydi eğer bir umut yaşıyor der, beklerdi…
Hastanedeki o sahne bana göre anlatılmaz yaşanır denen cinstendi… Harikulade oynadı İlker Kaleli ve Burçin Terzioğlu… Birbirine hasret kalmış iki aşığın sevgisi, özlemi, öfkesi… Hepsini iliklerimize kadar hissettik… Poyraz, Ayşegül’ün bir başkası ile evlenmiş olmasına hazmedemezken Ayşegül’de iki yıldır Poyraz’ın kendinden saklanmış olmasına, hiçbir haber vermemesine hazmedemiyordu. Birbirlerine duydukları sevgi ve özlem hep gözlerine yansırken dilleri hep öfke ve nefret kusuyordu. Bir süre böyle devam etti belki ama Bahri Bey’in Poyraz’la, Eda’nın Ayşegül ile konuşması her şeyi değiştirdi. İkisinin de çektiği acılar gün yüzüne çıkmış hissettikleri öfke yitip gitmişti.
Öfkeleri yitip gitse de ortada koca bir engel vardı, Ayşegül artık evliydi. Boşanmak istediğini Çınar’a söyleyecekti ama İsa için aranan ciğer Çınar’da idi… Çınar geçmişte yaşadığı acı bir olayın vicdan azabını hâlâ en derininde hissederken biraz olsun vicdanının sesini susturabilmek adına tüm o hayati tehlikelere rağmen İsa’ya donör olmayı kabul etmişti. İsa kurtulmuş Çınar ise kısmi felç kalmıştı… Tabii bu Poyraz ve Ayşegül’ün kavuşmasına bir süre daha –umarım bu süre çok fazla uzamaz- engel olacaktı.
Çınar’ın Ayşegül konusunda günden güne artan şüpheleri Poyraz’ın öldü denilip hiçbir şekilde ölüm belgesine, onu geçtim tek fotoğrafına ulaşamaması içindeki kuşkuyu daha da büyütür olmuştu. Ki sonunda avukatı arayıp mezarın boş olduğunu söylemesi şüphelerinde yanılmadığının da göstergesi olmuştu.
71. bölümde ne olacak merakla bekliyorum. Poyraz’ın yaşadığını öğrenen Çınar, ne yapması gerektiğini bilemeyen Ayşegül, sevdiği kadına yakın ama bir o kadar uzak kalan Poyraz… Nevra’nın etrafa saçtığı nefret ve kin... Daha fazlasını Çarşamba günü izleyip göreceğiz…
Frezya
Ilk deneme için oldukça iyi:)))
YanıtlaSilTebrikler 👏👏👏
Ilk deneme için oldukça iyi:)))
YanıtlaSilTebrikler 👏👏👏
Çok teşekkür ederiim :)
Sil