“Zor olsa da galiba dönüyorum sana
Gel desen hemen çağırmassan geçerken...”
Aşk en büyük duadır, kalbinizde fısıldanan. Bulursunuz, fark edemezsiniz,
kaybedersiniz. Bulursunuz , o sizi sevmez kaybedersiniz. Bulamazsınız,
kaybedersiniz . Bulduğunuzda şanslısınızdır ama en azından kalbinizi hissetme
şansınız olmuştur. Ya hiç bulamayanlar. Aşkın ne olduğunu bilmeyenler. Onlar sol
yanları atmadan yaşayıp ömür denen şeyi tüketmeye mahkumdurlar. Bir de tabiki
bulan, fark eden, karşılık alan azınlık var ki onlar dünyanın en şanslıları
galiba. Hayatın bir şekilde iyi davrandıkları. O aşkla acıtsa bile.
Gülperi “En Kıymetlim” diyerek yola çıktı bu bölüm. Kare as, Kadir,
Gülperi, Hasan, Artemis en kıymetlileri uğruna çabaladı durdu. Savruldu, acı
çekti, tehlikeye atıldı. Bu kez kişi kişi bakalım bölüme.
Kadir, hapse giderken haksız bir suçla aslında ne kadar güçlü olduğunu
deneyimleme şansı buldu. Sırtını yasladığı sevgilerin gerçekliği, insanlara
insan olarak değer vermesi onu hapishanenin soğuk koğuşunda bile parlattı. Önce
Gülperi’nin evet demesi onun onca acı içinde gülümsemesini sağladı sonra
yaşadığı kaygılara rağmen babasının ruhuyla tesbihlerde karşılaşmasıydı o gücün
kaynağı. Kızının kaçırılma haberiyle sarsılsa da zekası, düşünebilen analitik
kavrayışı, en çok da insanlığı sayesinde dışarda koşturan Hasan’ın kılavuzu
oldu. Sadece Kadir adına üzüldüğüm tek nokta var. Şeyma gibi biriyle nasıl
yıllarını geçirebilmiş? Barkın geçen hafta hissizleşerek, hatta kendini
unutarak bunu başardığını ifade etti gerçi. Fakat kızının canını yakacağını
zerre düşünmeden intikam baltalarını bileyen Şeyma’nın Kadir’le konuşmaya
geldiğinde bile kızından çok kendi intikamı odaklı olması rahatsız edici. Bu da
Artemis döndüğünde baba kızın Şeyma ile mücadele etmek zorunda kalacağının
göstergesi. Gülperi’yi vurabileceği alan kalmayan Şeyma Kadir’i Artemis ile
vuracak. Velayet konusunu gündeme getirip baba kızı kopartmak için çabalayacak.
Şeyma’nın üzüntüsü gerçek olsa bile Artemis’in kaçırılma olayına yaklaşımı
hastalıklı, egosantrik yapısını ortaya koyuyor. Annelik bile Şeyma için kendi
egosundan sonra geliyor. Kadir bir savaşçı. Aşkı için savaştığı kadar belki
daha fazla Artemis için savaşacaktır. Kaldı ki kızının da kendisinden kalır
yanı olmadığı için Şeyma acı verse de ikisini kopartmayı başaramayacaktır diye
düşünüyorum.
Gülperi... Aşk için, haklı olan için savaşmaya yönelik kararlılığının
arkasındaydı Gülperi. Kadir’i çıkarmak için çabaladı. Sonunda gereken delile de
ulaştı. Burada tek sorun o video kaydını Eyüp’e kaptırması olur. Umuyorum ki
Gülperi’i nikah masasından kaldıran senaristlerimiz Eyüp’ü hikayeden
çıkarmamanın başka yolunu bularak artık şu haksız suçlamaya son verirler. Kimsenin
polislerin bulunduğu bir kadrajda Gülperi’nin telefonunu Eyüp’e kaptırmasından
hoşlanacağını düşünmüyorum. Artı her hafta iticileşen Eyüp’ün karşısında
aydınlığa ihtiyaç olduğu açık. O aydınlık da Kadir. İki adam haklı, haksız ve
kuşkusuz Gülperi için mücadele edebilir. Çatışma açısından bu önemlidir de. Ama
hep tek taraf egemenliğinde yürüdüğünde hikaye yorucu hale geliyor. Aşka evet
diyen Gülperi’nin kararının arkasında durma mücadelesi, Hasan ve Bedriye ile
yaşayacağı çatışmalar yavaş yavaş ayak seslerini de duyurdu bu bölüm. Bedriye’nin
korunma içgüdüsüyle görmezden geldiği, babasına ait sorunlar korkarım genç kızı
ilerki bölümlerde vuracak. Artı bir anda kendisini Bedriye’nin sevgilisi ilan
eden zengin züppemiz sadece Bedriye için değil onu kırılgan bir aşkla seven
Gökhan için de sorun olacak gibi. Tüm bunların toplamında ise Gülperi anne
olarak kendi aşkı ve çocukları arasında kalacaktır. Can’ın parlak zihni Hasan
ve Bedriye’nin sorgulamayı bilmeyen zihnine inat Gülperi’nin yanında olsa da ,
uzun vadede Kadir’i ağabeye eviren Hasan annesini daha kolay anlayacak olsa da
yol uzun ve zor.
Artemis... Oku ve yayı olmasa da
savaşan Artemis. Cesur Ay Tanrıçası kız. Onca olaya, korkuya rağmen
mertçe savaşmaya devam edebilen, yaralı bir adamın hayat hakkını korkması
gereken adamlara karşı savunmaya çalışan güneş saçlı kız Artemis. Bir an teslim
olmayan, kendi kendisine yol bulmaya çalışan, babasını kurtarma motivasyonuyla
yaptığı tek hatanın bedelini ateşlerde yanmak üzere olmakla ödeyen Artemis. Annesinin
kendi çarpık ruhundan gücünü göremediği herkesten çok, babasının kızı Artemis. Ateşin
ortasında bile bayılana kadar mücadele eden, ayaklarını çözmeyi başaran ama
sonunda bir başka savaşçı ruhlu kahramanın dokunuşuna muhtaç kalan Artemis. Hasan’ın
çabasıyla yangından çıkacak Artemis bu kesin. Daha fragmanı gördüğümde demiştim
neden yangın? Hatta düşünmüştüm. Neden Artemis’i yakmaya çalışıyor bu caniler? Bir
taraftan genç kızların, kadınların hayat içinde canilerce nasıl öğütüldüğünü,
hayatlarının ellerinden kolaylıkla alındığını da düşünerek üstelik. Hiç yabancısı
değildik ki biz bu hikayelerin. Yine de neden yangın? Senaristerimizin önceki
bazı işlerini de bilen biri olarak , birkaç hafta önce Hasan sınanmadan kendi
hislerini asla kabul etmez diyen biri olarak hem de. Sonra aklıma şu metafor
geldi. Yanmak aşktı, aşk yanmak. Kerem Aslı için yanmıştı, yanan Kerem’le Aslı
tutuşmuştu. Ateş Artemis için Hasan’ı da tutuşturacak aşkın anahtarı. Sukünetle
akmayı öğrenmiş, yıllana yıllana değerlenmiş Kadir Gülperi aşkının , gençlikte
tutuşmuş, engellerle yangına dönüşecek yansıması. Tam da bu yüzden ateşten
gömleği giyen Artemis’ken o gömlekten tutşacak olan Hasan olacak.
Hasan demişken... Gökhan’ı peşine takıp Artemis’i araya araya bu uğurda
dayak yiyerek, kafasına vurula vurula yüzleşmeye başladı kendisiyle. Hep diyorum
. Artemis’in de geçen hafta eleştirdiği gibi Hasan sebep sonuç ilişkileri
konusunda zayıf. O kadar kendisinden geçmiş durumda ki, ailesi söz konusuysa
zehir gibi çalışan aklı kendi duygularına sağır. Çocuk olan kalbinden o kadar
korkuyor ki, yetişkin olmaya zorladığı ruhundaki fırtınaları susturuyor. Artemis’le
geçen haftaki konuşmasından sonra parçalanan kalbi bu hafta başka bir fırtınaya
tutuldu. Kaybetme korkusu. O korkunun kaynağını bile aramaktan aciz Hasan. Gökhan
sorana kadar, mimiklerine yerleşen, gözlerine çöken acının sebebini kendisine
sormamış bile. Kendisinin sebep olduğunu içten içe hissettiği Artemis’in kaybı
onu sandığından fazla yaraladı. Arkadaşlıktan , dostluktan ya da Hasan nasıl
tanımlıyorsa tüm o tanımlardan kendisini silen Artemis’in hayatını kaybetme
ihtimali son demde Hasan’ın yanan o kulübeye soktu. Artemis’i kurtaracak Hasan.
Sonra Hasan’ın aşka dair mücadelesi perde açacak gibi. Gökhan’ın sessizliğine
rağmen gözlerine sakladığı “Oğlum sen Artemis’i seviyorsun” cümlesi Seyit
Ağabey’inin mi ağzından dökülür yoksa suskunluğu bir yaşam biçimi olan Gökhan
mı sonunda haykırır bilemem. Ama Kadir’in gördüğü, Gülperi’nin Seyit’ten duyup
yadırgamadığı sevgiyi bizzat kalbinde büyüten Hasan’ın uyanışı başlayacak. Bu uyanışın
onu Artemis’in okuluna sürüklemesini ve yeniden öğrenci olmasını diliyorum. Böylece
onun aşkına kolay inanacağını düşünmediğim Artemis için mücadelesini izlemek,
Şeyma’nın tüm ayırma çabasına karşın direnmelerini görmek güzel olacak zannımca.
Çünkü Gülperi ve Kadir’in etrafı ne kadar yangın yeriyse Artemis ve Hasan’ın
etrafı o kadar yangın yeri. Hasan Taşkın , bizi aşkına inandır. Artemis’i
inandırmazsan biz inanmayız çünkü.
UmayMasal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder