''Bana
öyle bakma,anlayacaklar.''
Herkese merhabalar,ben Berra! Canım
arkadaşlarımın
güzel bloguna bu hafta Adı Efsane ile konuk
oluyorum...''Bu da nereden çıktı?''
denmesin diye belirteyim dedim..
Gelelim Adı
Efsane'ye..Lise dizilerine tövbe etmiş
bir insan olmama rağmen bu dizinin her hafta
bir öncekinden daha sağlam adımlarla
beni fethetmesi gerçekten ilginç bir durum. Neyse,fazla uzatmadan hadi başlayalım
konuşmaya..
Öncelikle dizinin hayatı
pişmanlıklardan
oluşan
ama sevgi dolu babası Tarıkla
başlayalım.
Kavga,dram,yumruklar,şikayetler,sözleşmeler
derken işini
elinde tutmayı basket takımı
ve Bahar Hoca sayesinde -onu şikayet edenin Bahar hoca
olduğunu
görmezden geliyorum zira o geçen haftanın
konusuydu- beceren Tarık sonunda kızlarına
sadece haftasonları onda kalmaları
koşuluyla
da olsa kavuşmayı
başardı..Tabi
ilk haftasonu başlarına
gelmeyen kalmadı ama.
Tabi
ki özlemin verdiği hevesle evi
dayadı döşedi,kızlar için elinden
geldiğince en uygun
hale getirmeye çalıştı ama bu
taktikleri sadece küçük kızı Zeyno'nun
yüzünde güller açmasına sebep oldu.
Olaylara daha gerçekçi bakabilecek kadar yaşı olan Melis için aynı şeyi söyleyemedik
dün...Geçmişten gelen kızgınlıkları içten içe babasını deli gibi
özleyen Melis'in hırçınlık kat sayısını tavan yaptı. Öfkesi babasının onları geri kazanma
çabasına ''Bu mu babalık?'' diyecek kadar
büyüktü. Ama azıcık yalnız kaldığında bile babasının aldığı müzik kutusu
elinde ağlayacak kadar da
çok seviyor babasını,sadece deli gibi
öfkesine tutunmuş vaziyette şuan için. Zamanla
değişeceği bir gerçek.
Uzun lafın kısası ilk haftasonları bir miktar zehir
oldu diyebiliriz. Çaresizliğin
ve pişmanlığın altında ezilen Tarık maalesef hata
yaparak yine milli içkimizin yanında aldı soluğu ama Bahar hoca tam zamanında yetişti neyseki...
Olayı milli
içkiden,milli içeceğe bağlamayı başardı ve böylece Tarık'ın bir yarasını daha sarıp ayağa kalkmasına yardım etti. Bu ikili
de ilerleyen zamanlarda tutkunun tam ortasına düşecekler belli ki...Tabi olası bir ilişkinin Seçil tarafından nasıl karşılanacağı malum. Tarık'a olan karşılıksız aşkının derinliğini bu hafta
gözyaşlarında bir kez daha
gördük..Onun aşkı da
öfkesinin,nefretinin ve hırsının arkasından Tarık'a bakıyor işte ne yapsın teyzecim..Ama
baştan kaybedilmiş bir savaş bu Seçil'ciğim. 'sen ablamın aşkısın.'
Ve
ve ve gelelim yazı başlığının konusu olan
zat-ı şahanelere...Tabi
ki Hakan ve Melis'ten bahsediyorum efendim..HakMel ismiyle anılan güzel
çiftimiz bu bölümde bana kalırsa
birbirleriyle ilk aşk çarpışmalarını yaşadılar. Hakan'ın Melis'i her
gördüğü yerde değişen bakışları bu bölüm sadece
bakıştan öteye geçti
ve yüzünde bir gülümseme olarak belirdi. Tabi Hakan'ı Melis'i peşine takarak bütün
HakMel fandomunu halay konumuna getiren Tarık'ın bu çarpışmalardaki payını es geçemeyiz.
Efsane! Efsane! Efsane!
Gelelim
o bale sahnesine..Başta ilgilenmiyormuş gibi yapıp sonra gözlerini
Melis'in üstünden bir an bile ayırmayan Hakan..Tuttuk seni evlat. Ama ona
öyle bakma,anlayacaklar.
Evet,gerçekten
Hakan ve Melis'in aşk hikayesine çok
uygun bir şarkı olduğuna inanıyorum. İleride birbirleri
için çok savaşlar verecekler on
metre öteden belli. Kıvanç,Sibel,Seçil
ve belki de Tarık bile yollarına taş koymaya çalışacak. Ama aralarındaki bu tutku
önlerinde dağ olsa yıkar geçer,eminim.
Dizideki ilk HakMel'ci olan sevgili Fiko sana da kucak dolusu sevgiler..
Bu
aşkta beni daha çok
etkileyen taraf tahmin edebileceğiniz üzere Hakan..Sorunlu bir babadan
-boyun devrilsin Fevzi.- kaynaklı zor aile yaşantısı onu olduğundan daha olgun
olmaya itmiş durumda.
Annesine ve kardeşine sahip çıkmaya çabalıyor henüz
kendisinin bile sahip çıkılmaya ihtiyaç
duyduğu yaşında. Aşk duygusuyla ilk
kez karşılaşıyor ve henüz
kendisi bile ne kadar kuvvetli bir şeyin içine çekildiğinin farkında değil. Melis Hakan'ın en büyük
mücadelelerinden biri olacak ve Hakan her dakika daha da fazla bağlanacak ilk ve
kuvvetle muhtemel son aşkına. ''ikinize karşı bu dünya,sizi
anlamayacaklar.''
Gelelim
Melis'e.. Bölüm başından beri
sevimsiz 'erkek şeyi'yle buluşma çabalarında olan Melis'in
kendini her defasında Hakan'ın yanında bulması fazlasıyla güzeldi.
Hakan Melis'e karşı olan duygularının henüz
kuvvetinin farkında değil ama Melis
ondan kat kat daha kör vaziyette.
Bakışlarıyla çok şey anlatsa da
henüz altını çiziyorum henüz
kendine bir şeyleri
anlatabilmiş değil. Her ne kadar
Kıvanç'a gitmek
için Hakan'ın arkadaşlarıyla buluşmuş olsa da Melis
dün ikinci defa Hakan'ın dünyasına adım attı. İlki Hakan'ın babasından gördüğü şiddeti Melis'le
paylaştığı zamandı ikincisi ise o
depodaki sıcak sohbetti..
Hakan'ın Melis'e olan
küçük ama tatlı jestleri -elinde
çekirdek uzatması,ceketini vermesi
gibi- gecenin tadı tuzu oldu ta ki
Melis'in erkek şeysi depoya
girene kadar...Hakan'ın bu aşktaki ilk hayal kırıklığı olarak not
edilsin o sahne. Canımın içi o kadar
ayna karşısında Melis'i düşüne düşüne hazırlanmıştı bir de. Yangına elinde körükle
koşan Sibel'in
ortadaki ateşi daha da
kuvvetlendirmeye çalışması Fiko'yu da
delirtti ki bütün HakMel'cilerin sesi olan Fiko,Sibel'e bir güzel bağırdı. Sağolsun. Her
neyse,aşkın hayal kırıklığı tarafına hoş geldiniz Hakan
bey. Buyurmaz mıydınız?
Kıvanç'ın bir seçim
yapmasını istedikten sonra
son sahnede ''Hakan!'' nidasıyla
depoaya geri gelen Melis hepimizin gönlünü tekrar kazandı ama zamanlama bu
kadar mı kötü olur be
Melis'cim? Hakan'ın çok sevgili
babasının dertleri
Melis'in başında patladı ve kız kaza kurşunun hedefi olup
fragmanda da görüldüğü üzere Hakan'ın kollarının arasına yığıldı.
Gelecek
bölümde Tarık'ın kızı için çektiği acıya ağlayacak ve Hakan'ın Melis'e sıkı sıkı bağlanmasını izleyecek
gibiyiz..O zaman ne diyeyim haftaya televizyon başına otururken mendilinizi hazır edin..Herkese
teşekkürler,sevgilerimle...
Dip
not: Almila Ada'nın muhteşem bale
performansına şapka çıkartmadan
geçemeyeceğim.
Berra
Berra
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder