''Efsane hayaller,sensiz.''
Herkese merhabalar! İki haftalık kişisel sebeplerden kaynaklı aradan sonra yeniden Adı Efsane için sizlerleyim. Bu aksaklıktan ötürü hepinizden özür dileyerek yazıya başlamak istiyorum...
Bu hafta konuya Melis'ten gireceğim zira dizideki en sevdiğim karakterlerden olmasına rağmen bencilliği dün sinir bozucu düzeyde fazlaydı.Hakan'dan Sibel'in öpücüğünün intikamını almak uğruna koçu takım ve kendileri arasında bir seçime sürüklemek ne kadar adaletsizce.Üstelik sırf paraları yok,döküntü bir mahallede yaşıyorlar diye hayallerinin ve kişiliklerinin bu kadar aşağılanması yenilir yutulur cinsten değildi.Bizimle değilsin Melis...
Tabi bütün bu olumsuzlukların aksine bizlere yine gerçek kardeşliği,düştüğünde ayağa kaldırmayı gösteren yine onlar oldu. Kardeşlerini arkada bırakmayı bir saniye bile aklından geçirmediler ve zor zamanlardan geçen Fiko'yu tutup yerden kaldırdılar.
Mecazi anlamda kullandığımı mı düşünmüştünüz...Ekibin saf ama kalbi ve cüssesi büyük üyesi Sado sağolsun ulaşım masrafsız oldu. Bir köşede Fiko'nun çantasını toplayan sevgili Hakan,senin yaptığın da kardeşliğe dahil koçum!
Ah be Fiko'cuğum...Değer mi şu kız için çektiğin acılar? Gel bak biz seni pamuklara sarar saklarız. Ama o gülün dikenleri senin canını daha çok yakar be Fiko. Sevdiği kız için hayallerine sıkı sıkı sarılmak da sevdaya dahil mi? Seni böyle izlemek kalbimizi dağlasa da inanıyoruz ki elbet bir gün gerçekleri göreceksin. İşte umarım o zaman kanayan değil kanatan taraf olursun koçum.

Gelelim davamız HakMel'e...
Bir şeyler oluyor gibi de olmuyor gibi de bu konuda sanki. Aralarındaki tutkunun nihayet ikisi de farkına vardılar ama başlamadan biten bir şey var ortada. Senaristlerin HakMel konusunda eksik işledikleri noktalar olduğuna inanıyorum. Umarım zaman içinde HakMel sadece ikilinin uyumu uğruna izlenen bir şeye dönüşmez zira bunu daha önce başka çiftlerde defalarca kez yaşadık...
Ama bu yakınlaşmalar hayra alamet ben size söyleyeyim. Hırçın iki insanın aşkının ilk öpücüğünün de bir kavga sonrası olma ihtimali baya yüksek gibi görünüyor. Nefeslerimizi tuttuk,kemelerimizi bağladık ve bekliyoruz o halde...
En yaralayıcı konuyu en sona bıraktım.
Sahalarda görmek istediğimiz hareketler bunlar...Koç ve takımın arasındaki bağ insanın içini titrecek türden. Hayatları boyunca adam yerine koyulmamış dört tane gence hayal kurma gücünü veren koçları olmadan takım olur muymuş hiç? Ayırmak isteyenler utansın. Tam koç takımını bırakmadı diye halay mendillerimizi hazırlamışken tekrardan sandalyelerimize el mahkum oturmak zorunda kaldık. Zeyno'nun ablasından daha çok mantıklı hareketlerdi vardı ama Melis kendine benzetti bu sefer kardeşini. Allem ettiler kallem ettiler sonunda koçun takımı bırakmasını sağladılar.
Ayağa kaldırdığı takımı tek başına yükseklerde bırakmak koçun da ağırına gitse de ne yapsın adamcağız? O zaamaan grup sarılması :(
Koçun takımın başında son maçına çıkması,mutluluğun ve hüznün aynı anda yaşanması üzerine Melis'in kafasında bir şeyler ufak da olsa dank etmiş olacak ki kafasını yerden kaldıramadı. Ah be Melis. Teyzeciğinle bir olup kaç insanın hayalleriyle oynadınız,yazıktır.
Koçun o sözleşmeyi imzalamayacağını düşünenler olarak çok tatlıyız bence...Efsanesiz hayaller olmaz ne de olsa. Haftaya görüşmek üzere,esen kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder