Kalp Atışı'nın bu bölümünde hayatın farklı yönlerine baktık. Olmamışlıklara, ölüme, hayata... Mucizenin hayatta nasıl ve ne kadar kişiye özel oluşabildiğine dokunulmaktı belki en güzel mucize bir çocuğa, hayata hatta ölüme dokunmaktı.
Ali Asaf olanı olduğu gibi kabul eden ruhuyla-Eylül dışındaki her durum-karşılaştığı her zorlukla kolayca başedebildiğini gösterdi. Mucizenin olamayacak olanı oldurma çabası olmadığını elimizdekilerin kıymetini bilerek de mucize yaratılabileceğini anlatmaya çalıştı.Eylül'e ilişkin tavrında ise o kadar net ve samimi ki üstüne basa basa genç kadından asla vazgeçmeyeceğini yaptığı hatadan pişman olduğunu söyledi. Eylül ise bir tarafta Ali Asaf'a duyguları bir tarafta hastanede kabul görme çabası diğer tarafta babaannesine ilişkin gerçeği bulma arzusuyla iki arada bir derede. Eylül doktorluğu konusunda özgüveni yüksek kendinden emin çalışma disiplininden kopmayan bir tavra sahip bunu bölüm boyunca müdahale ettiği her vakada gösterdi. Sadece Umut'a ilişkin vakada Eylül'ü en çok üzecek şeyin çaresizlik olduğunu Eylül için doktorluğun bir meslek değil hayatla başa çıkabilme metodu olduğunu da net bir şekilde anladık. Sorunlu gençliği, babaannesi kaybedişi ve devamında sımsıkı sarıldığı mesleğinin onun için güvenli liman olmasının tek koşulu hayat kurtarmak.
Bu bölüme damga vuran bir başka karakter ise kuşkusuz Oğuz'du. Oğuz'un rekabetçi tutumunun yanına adaletli aynı zamanda duyarlı bir kimlikte geliştirildi. Eylül'ü takdir etmesi, doğum sırasında yardımcı olduğu kadına yaklaşımı, kadının babasını hayata döndürme çabası ve devamında gördüğü mucize karşısındaki mutluluğu ile Oğuz bana göre bu bölümde bir karaktere dönüştü. Öyle görünüyor ki Ali Asaf için Eylül konusunda ciddi bir rakip olacak.
Rakip demişken Selim Hocanın Eylül ve Ali Asaf arasındaki etkileşimden rahatsızlığı belirginleşti. Ayrıca bölümün sonlarına doğru Esma'yı tanımasına dair verdiği ipucu Ali Asaf'a 'Ben Eylül'ün hayatının bir parçasıyım.' deme şekliydi. Ama Ali Asaf'ın Eylül'ü sevme şekli o kadar derinlikli ki, Oğuz,Selim Hoca veya başkaları, Ali Asaf mücadeleden kaçmayacaktır.
Hikayemizin olumsuz karakteri Bahar ise hala Eylül'e denk bir güç olmaktan uzak Oğuz'la müdahale ettikleri hamile kadın vakasında bile korkakca tutumu karakterin iyice içini boşaltıyor. Bahar'ın aksine babası Sinan Eylül ve Ali Asaf açısından tehlikeli olacağının sinyallerini bu hafta verdi. Değiştirdiği raporlar, Ali Asaf'la Bahar'ı bir araya getirip hastaneyi ele geçirme planları Sinan'ın gerçekten takıntılı ve riskli bir tip olduğunun kanıtı.
Kalp Atışı'nın temposunu yükselten kuşkusuz her bölümde farklı vakaların doktorları sınaması. Her doktor karakteristik özellikleriyle vakalara kendilerince müdahale ediyor. Burada gerçeklik olgusu ıskalanmazsa çok güzel olacaktır. Doktorlar uzmanlık alanlarında mucize yaratırken hep aynı kişilerden yürünmezse etki alanı genişletilebilir sanki. Diğer taraftan öykünün sadece hastane ayağında kalması gerek Eylül'ün gerek diğer karakterlerin özel hayatlarının geri plana atılması umuyorum sadece dizinin evreninin yeni kurulmasıyla ilgilidir.
Bu bölüm Öykü Karayel ve Gökhan Alkan'ın dışında Ali Burak Ceylan'ın oyunculuğuna da değinmek gerekiyor sanıyorum. Kara Sevda da gösterdiği performanstan sonra Kalp Atışı'ndaki Oğuz karakteriyle dikkatleri çektiğini düşünüyorum. Oğuz'un hikayesinin derinleştirilmesiyle Ali Burak Ceylan'ın performansının çok daha genişleyeceğini hissediyorum. Umuyorum ki Oğuz'un gerçekten ilgi çekici bir hikayesi olsun. Gökhan Alkan ve Öykü Karayel'e gelirsek, her hafta oynadıkları karakterleri daha iyi sindiriyor ve benimsiyorlar. Özellikle Umut'a ve ailesine hastalığı anlattıkları sahnede ikisinin de duygusal geçişleri vermedeki başarısı takdirlikti. Son sahnede ise Ali Asaf'ın geçmişten getirdiği kaybetme korkusunu Eylül'e yönelik olarak yaşatmadaki başarısıyla Gökhan Alkan dramatik sahnelerdeki gücünü de göstermiş oldu.
Emeklere saygıyla...
Umay Masal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder