17 Ekim 2020 Cumartesi
Efsun KENT: QUEEN OF ÇUKUR
“Kötülük sıradanlaşır mı?”
“Sıradanlaşmasın, bu en kötüsü.”
“Kötülük yok olsun o zaman”
“Olmaz. İyinin kadri için kötü var olmaya devam eder.”
“E , o zaman?”
“Ne demek o zaman? Kötülük devam eder ama asla sıradanlaşmaz. Sıradanlaşmamalı. Çünkü en beteri o.”
“Ne yapmalı?”
“Asla sıradanlaşmamalı, özgün kalınmalı.”
Hikâye akar yolunu bulur. Bazen o hikâyeden çıkan karakter bağımsızlığını ilan eder. Yazar ise o bağımsızlığa saygı duyar veya o bağımsızlığı boğar. Yani iki seçeneği vardır. Kalemine güvenen yazar korkmaz. Teslim olur ve bırakır konuşsun karakteri. Güvenemeyen ise yenilir egosuna ve kaçırır piyango hesabı omzuna konan o şansı. Efsun Kent tam olarak böyle bir karakter. Yaratıcısı tarafından ayrıntılarıyla ilmek ilmek kurulan bir karakter Efsun. Özgün, kırılgan, güçlü, zeki, güzel…
Geçen yazıda aşk üzerinden Efsun Kent’in durduğu yeri anlatmaya çalışmıştık. Bu kez sadece Efsun’a yazmak istedik çünkü güçlü kadın çizgisinin kurulan hikâye atmosferinde nerede durduğu tartışmasının açıldığı yerde hikâyesizlerin yarattığı ukalalığa karşılık olsun dedik. Efsun Kent: Queen of Çukur. Aylardır yazarının paralel merakı üzerine kafa yoran ve belki çokça da haklı olan analizci izleyenlere selam olmakla beraber ben Efsun’u “Çukur” evreninde önceki hiçbir kadın karaktere benzetemiyorum. Sebep? Efsun güçlü bir kadın. Baykal Kent’in prenses kızı Efsun. En azından başta öyleydi. Adım adım kraliçeye dönüşmeden hemen önce ailesinin adının etrafında çevirdiği kalenin içinde babaannesinin anlattığı masallarla büyüyordu. Babaannesinin kötücül hikayelerinin gerçeğiyle karşılaştığı noktada başladı Efsun’un dönüşümü. Efsun Yamaç Koçovalı acaba doğru mu söylüyor dediği anda , babaannesinin, ailesi dediği tek kişinin, onu yalanlarla dolu bir kozaya soktuğunu anladı. Sonra… Hiçbir kraliçenin elleri temiz değildir. Çünkü onlar korumak istedikleri için ellerini ateşe sokmaktan çekinmezler. Peki bu kadar mı? Hayır. Efsun Kent korkusuzca ateşe yürüyebiliyor ama aynı zamanda son derece de merhametli. Teknik olarak rakibesi olan (!) kadının çocuğunu korumaya çalışacak kadar merhametli. Mağrur. Asla içindeki kırık dökük kız çocuğunun fark edilmesine izin vermiyor. Kendisine acınmasına, merhamet beslenmesine yanaşmıyor. Efsun yalnız. Çok yalnız bir kadın. Buna rağmen hep dimdik. Çukur’u arkasından çekiliverince hayata dair tüm güven duygusunu yitirip aynada “Onlar beni sevmiyorsa kimse sevemez zaten” kafasına gelen Yamaç Efsun’dan daha güçlü değil. İntikamı uğruna doğru olandan vazgeçmeyen, yaptığının bedelini ödeyen, daha fazlasına sebep olmam diyen Efsun Kent; intikamdan vazgeçmiş insanlar yoluna giderken o ailenin kökünü kazıyan Koçovalı Familyasından da güçlü. Hangi noktada durduğuna asla karar veremeyen, kadınları yok sayan, anne olmayı sadece evlatlarının veya çocuğunun babası üstünde hüküm kurma sayan, bir sürü insanın hayatından alıp götürdükleri yokmuşçasına kendi kendilerine tanrıcılık oynayan Çukur’un tamamından daha gerçek ve daha büyük Efsun. Acı çekiyorum ben diye sağa sola saldıranlardan, sevgi dilenmekten iflahı kesilenlerden de güçlü Efsun. Bir suç dramasında kendi alanını yaratan ve bunu sadece beş dakikalık sürelerle yapan bir kadın Efsun. Burada parantez , Damla Sönmez oyunculuğu ile öyle bir var ediyor ki Efsun Kent’i asla etkisinden çıkamıyorsunuz. Kanal değiştiremiyor, sahnelerinin tekrarına bakmadan geçemiyorsunuz. Gözlerinden , mimiklerine kadar acıdan korkuya, sevgiden vazgeçişe tüm ruhuyla Efsun’a hayat veriyor. Parantezi kapat. Şimdi bebek bekleyen ve bu sezonun algısı kapalı Yamaç’ının bıraktığı bıçak yaralarının kanamasını durdurma çabasındaki Efsun’un hikayesinin nereye konumlanacağını bekliyoruz. Aşkı ama hedef kitlesinin korkusundan ama dengelemek zorunda kaldığı başka hesaplardan geri plana çeken senaristimiz ısrarla Yamaç’ı Efsun’dan ve onun geçen sezondan beri yaptıklarından uzak tutuyor. Hatta bu sezon kendi ailesini bile isteye yok etmek isteyenlerle aynı kefeye konmak istenir gibi gözükse de o kemik izleyici yemiyor. Efsun > Çukur derken bunu kastediyordum. Efsun çok özel bir karakter. Yazanı bundan sonra ne yapacak bilmiyorum. Harcayacak mı bu kadar özenle yazılmış, kendi özgürlüğünü, özgünlüğünü bulmuş dişiliğini asla unutmayan karakteri? Harcayamaz, harcamak istemez diyemiyorum çünkü bu kadar erkek egemen bir dizide bu denli güçlü bir kadın normal aksında yazılmaya devam etse güç dengesiyle oynar ki oynadı. Gönül ister ki yazanı bu kadını aşkla ve güçle o tahta oturtsun. Oturtmazsa da ne yapalım, bizim gönül tahtımızda dursun.
UmayMasal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder