22 Kasım 2020 Pazar

SİBEL

 

Daha önce hiç film eleştirisi yazmadım. Aslında şu ana kadar yazdığım eleştiriler de tamamen hikâye içindeki aşka takılıp gitmek üzerineydi. Anlamını çözmeye çalıştım hikayelerin. Varsa alt metnini anlatmaya çalıştım. Hepsini de kendimce yaptım. Ama dediğim gibi daha çok hikâyeye attım çengelimi bendeki iziyle yorumladım. Sebeb-i girizgâh Sibel. Bu konuda profesyonel değilim. Kamera açılarından ya da renk skalasından bahsedemeyeceğim. Ben bildiğim yerden, izlemeyenler için çok da ön bilgi vermeden Sibel’in bende bıraktığı ize odaklanmaya gayret edeceğim.

Beyaz perdede son yıllarda büyük bütçeli kahraman filmleri izliyoruz. Dünyayı kurtaran kahramanlar arasında kadınları görmek cinsiyet eşitsizliğinin farklı dalga boylarında da olsa her topluma yayıldığı dünyada bizi belki de gülümseten, bir anlığına da olsa rahatlatan bir şey. Oysa biliyoruz. Toplum hayatı içinde sağ kalmanın, kadın olarak yaşamanın, bu hayat benim demenin başlı başına bir kahramanlık olduğunu çok net biliyoruz. Metropol kadınları bundan bir on sene önce viyadüklerden atılan kırsal genç kızlarına göre kendisini şanslı sayarken şimdi durduğumuz yerde aslında hepimizin yaş, meslek, şehir fark etmeksizin tehlikede olduğunu biliyoruz. Çünkü kadın olmanın, hele hele başkaldırmaya kalktığında toplum tarafından hatta bizzat hemcinsleri tarafından cezalandırılma sebebi olabileceğini acı da olsa öğrendik. Peki bu noktada ne yapacağız? Tabi ki geri çekilmeyeceğiz. Ataerkil düzen içinde varlığımızın varlık sebebi olduğunu anlatmayı başaracağız. Bölge, sınıf, yaş, inanç fark etmeksizin yapacağız bunu. Direnmek ve yapmak zorundayız.  

Sibel’e gelince; gerçek bir kahramanın hikayesi Sibel. Sadece ıslık diliyle konuşmasıyla kadın olarak değil bütünüyle toplumun dışladığı bir kimlik aslında. Ötelenmenin, sevilmemenin, dışlanmanın tüm şiddetini ruhunda hissediyor. Farklılığın can yakıcılığı, ait olmak istediği topluluğun onu kabul etmemek için direnmesi tüm bunların ortasında belki kendisine benzettiği Ali ile oluşan bağı. Hikâyeyi anlatmak istemiyorum. Ama Sibel’in dönüşümü, dönüşürken o toplumun kesif karanlığında  açmayı başardığı delik o kadar değerli ki.   Tek başına verilen mücadelenin eğer kendini keşfetmeyi başarabilirsen en değerlisi olduğuna dair bir anlatı. Masal. Başta bir kurdun peşine düşüp kahraman olmayı hesaplayan Sibel’in toplumun korkularını ve değer yargılarını yakıp yıkması, babası ve kız kardeşinin onu yalnız bırakmasına rağmen ayakta kalışı ardından ayağa kalkışı. Daha önce yaşanmış kaderleri tersine çevirip kendi kaderinin iplerini başkalarına vermeyişi. Yemyeşil Karadeniz’de umudu aşka, başkalarına, topluma hatta aileye bile bağlamayan bir film Sibel. İnsanın umudunun kendisinde, kendi gücünde olduğunu hatta o gücün değiştirme becerisine odaklanan bir hikâye.  Sen değiş ki toplum değişsin.

Oyunculuk konusunda belki teknik anlamda yorum yapamam ama ben izlerken oyuncuyu inanıyorsam o kişi olduğuna ikna oluyorsam başarılıdır argümanı üzerinden yürümek sanırım bir seyirci olarak hakkım. Filmdeki her oyuncu ayrı ayrı çok başarılı. Beni Sibel evrenine tek tek ikna ettiler ama Damla Sönmez performansı dışında Emin Gürsoy’u çok sevdim. Duygusu, sükûneti, korkusu her şeyi ile derinden hissettirdi bana babalığı. Gösterişsizliği bu kadar etkileyici yansıtmak bence beceri. Damla Sönmez’e gelince… Sibel sadece sen olabilirmişsin gibi hissettim Damla Sönmez. Bilemiyorum bir oyuncu yaptığı işi ne şekilde değerlendirir ama bence en büyük paye bu. Senden başkası Sibel’i bize anlatamazmış hissini vermek. İnadı, korkusu, sevgisi, korkusuzluğu, yabaniliği, şefkate olan ihtiyacı en çok da ayrıksılığı. Tam bir performans oyuncusu olduğunu göstermişsin yine. Sibel’e inancın her hücrene işlemiş. Deniz Seviyesi’nde de çok sevmiştim ama Sibel anlatılmaz bir kompozisyon olmuş. Almışsın eline fırçayı her hücresine kadar ruhunla doldurmuşsun karakteri. Ne denir? Bizde emek her şeyden değerli. Bu nedenle emeklerine sağlık, ömrüne bereket. Başarıların katlansın Minik Kaplan 😊   

                                                                                                        UmayMasal




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder