20 Şubat 2021 Cumartesi

En Hamlet, En Aşk:EfYam

 Merhabalar değerli okur. Soğuk ve karlı havada, korona günlerinin başka bir perdesinde, dramatik zamanların trajik sonuçlarını göre göre kendi aklımızı koruma çabasıyla yaşıyoruz. Zor. Evlerimizden okullara gitmek için, işlerimize gitmek için çıkıyor arkadaşlarımızla kahve içmekten korka korka evlerimize dönüyoruz. Sinemaya gidemediğimiz için dijitalde, televizyonda kafamızı dağıtmaya çalışıyoruz ki hepimizi kesiştiren Efyam da tam bu dağıtma çabasının ortasında güzel, masalsı aksıyla bağladı tümümüzü. Aşkta nefeslenelim istedik ama olmadı. EfYam’a döneceğim. Şimdi bir arkadaşımın @_tuhafseyler’in isteği üzerine hikâyeye başka bir yerden bakacağım.

Daha önce Yamaç’ın erteleme refleksi üzerinden Hamlet benzerliği üzerinde durmuştum. Ancak Yamaç’ın başlı başına zaten bir Hamlet yansıması olduğunu yazmadık. Danimarka prensi Hamlet babası tarafından felsefe eğitimi için Almanya’ya gönderilir. Her ne kadar Yamaç Çukur’dan ve ailesinin lanetinden kaçmak için uzağa gitse de aileden uzaklaşma paralel. Hamlet babasının ölüm haberini alarak ülkesine döner. Yamaç ise henüz evlenmişken annesinin isteği üzerine Çukur’a döner. Ağabeyi Kahraman ölmüş babası ise felç olmuştur. Kayıpların yarattığı mecburiyet dönüşleri getiriyor. Hamlet babasının ölümüne çok üzülür. Ama onu daha çok üzen babasının ölümünden iki ay sonrasında annesinin ve amcasının evliliğidir. Şaşkınlık ve üzüntü içinde tutmak zorunda kaldığı öfke sarmalı onun içinde saklı olan deliliğe yaklaştırır. Ama Hamlet bekler. Tam bu sırada Hamlet’in en yakın arkadaşı Horacio ona babasının hayaletinin kale burçlarında dolaştığını söyler. Bu söylem Hamlet’in babasının hayaleti ile konuşma sürecini başlatır. Süreç boyunca Hamlet babasının bir yılan sokması sonucu değil amcası ve annesi tarafından zehirlenerek öldürüldüğünü anlar. Yamaç’a geri dönelim. Yamaç babasını öldürdü. Öldürmek zorunda kaldı. Sonrasında sığındığı delilik anlarında ne zaman dara düşse ve kendisini unutma noktasına gelse babasının hayaleti ile konuştu. Konuşuyor. Burada parantez. Hamlet’in amcası Cladius iktidar için abisini öldürüp sıra Hamlet’te olmasına rağmen anne Gertrude ile evlenerek tahta çıkar. Böylece Hamlet’in iktidarına da engel olur. Şimdi durduğumuz noktada Azer, Timsah ve Yücel tarafından Yamaç’a babası öldürtüldü. O ölüm hem Yamaç’ın hem Çukur’un trajedisinde en yüksek nokta. Peki güya Baykal’ın intikamı için Efsun finansörlüğünde gerçekleşen bu olay aslında son bölümde krallığını ilan eden amcanın zehirleme stratejisi mi? Hamlet’e geri dönelim. Ertelemelerle pusuda bekleyen Hamlet bir tiyatro oyununda kraliçe ve krala yaptıklarını izletir ve tepkilerinden tahminlerinin doğru olduğunu anlar. Ama karşı tarafta boş durmaz ve Hamlet’in İngiltere’ye gitmesine karar verilir. Amaç Hamlet’in öldürülmesidir. Ama yolda olaya uyanan Hamlet geri döner. Geri döndüğünde nişanlısı Ophelia’nın delirip suda boğularak öldüğünü öğrenir. Tıpkı Sena’nın boğularak ölmesi gibi. Tıpkı Çukur’dan uzaklaştırılan Yamaç’ın ölmese de kendisini unutması gibi. Şimdi durduğumuz yerde amcası Cumali Çukur’u ele geçirdi. Geçmişten bugüne Erdenetler dışındaki tüm düşmanların derdi Çukur’u ele geçirmekti zaten. Peki bu kişilerin motivasyonları nelerdi? Kişisel intikamların muhatap olarak doğrudan Çukur’u alması garip değil mi? Peki Cumali amca ise tüm bu motivasyonların kaynağıysa ve tek derdi adım adım zayıflatmaya çalıştığı mahalleyi ele geçirmekse. Yamaç da tıpkı Hamlet gibi amcası için aradaki tek engel olduğundan Erdenetler kullanılarak saf dışı bırakıldıysa. Bir de Cumali amca ve Sultan arasında nasıl bir ilişki olacak? Bunu merak ediyorum. Gizli bir rekabet mi yoksa başka bir şey mi? İdris ve Cumali arasındaki tek mesele iktidar mı? Yazılabilirse aks olarak Hamlet’ten nereye kadar feyz alacak bekliyorum.

Gelelim EfYam’a… İki haftadır yazmıyorum onlar hakkında çünkü öyle saçma ve akıl dışı bölümler izledik ki tamamen EfYam üzerine merkezlense de öyle mantıksızdı her şey yazmak gelmedi içimden. Hatta bu hafta kavuşmaya dair bilgiler gelmese, umarım doğru bilgidir, klavye başına oturur muydum tartışılır. Çünkü Efsun ve Yamaç’a yüklenen acının sınırsızlığında dolaşan izleyen için tek bir aydınlık nokta bırakmadı senarist. Kavuşmaya dair umudunu yitiren izleyen için kaç bölümdür süren işkenceye dayanmak için sabır kalmadı. Zaten zor bir coğrafyada yaşayan insanları bu kadar zorlamanın anlamı var mı? Tartışılır. Anlatılmak istenen hikâyede zaten bazı acılara gönüllü gelen izleyiciye ufacık umut bırakmamak sadece boğar ve bıktırır.

Efsun ve Yamaç… Bir de adını bilmediğimiz EfYam bebeği… Son iki bölümün tek merak unsurları bu üçlü. Çukur’u izleyen herkes Çukur’un akıbetinden çok bu üçlünün ne zaman bir araya geleceğini merak ediyor. Çünkü trajediden trajediye koşan Yamaç için tek saf mutluluğun Efsun ve kızı olduğunu düşünüyor, hissediyor.   Yamaç ve Efsun’un kendilerini kaybetme paralelinde yitip giden hayatlarında pay sahibi olanların ödemekten çok uzak oldukları bedellere inat EfYam’ın sadece birbirlerine olan aşkları yüzünden cezalandırılması herkesi rahatsız ediyor. Üzüyor. Antileri burada tenzi ediyorum çünkü onların derdi hikâye ve gelişimi olsa çoktan Yamaç’ın en zor, en imkânsız, en riskli, en kabulü zor, eni en çok karşılayan aşkının Efsun olduğunu anlar ya peşini bırakırlardı bu hikayenin ya da kabullenirlerdi olanları. Kurgusal aşkta bir terminoji vardır: Aşk “enlerin eni”dir. Aşkın sıralaması, idare edeni, yeterlisi, kâfi olanı yoktur. Aşk ne kadar en ise o kadar aştır. Aşk, erişilmezliğe erişmektir. Aşk olan bir şeydir ama asla olağan bir şey değildir. Aşk yalnızca olağandışıdır. Bu yüzden aşk birçok değildir tektir. Aşk herhangi biri değildir, yalnızca odur. Ölümle yaşamdır. Son üç haftadır ölümle sınanan, yaşamaya çalışan, imkansıza rağmen birbirine yürüme cesaretleriyle işkencelere de katlanan, çektiklerinin referansıyla diğerinden umudu kesmeleri gerekirken kesemeyen Efsun ve Yamaç. Bu umudu şarkı söylerken tek tek masalardaki yüzlerde Yamaç’ı arayışına saklayan Efsun; onca yaşanana rağmen içinde kendisini bulmaya çalışırken bir an bile Efsun’un hayatta olmayabileceğini düşünmeyen rüyalarında, geçmişinde sadece aşkla ona tutunan Yamaç. Aşkın en hali Efsun ve Yamaç.  Hikâye ne kadar zırvalarsa zırvalasın daha eni olmayacak ve Yamaç hep Efsun’da kalacak. Kavuşursak haftaya görüşmek dileğiyle sevgili okur.  

                                                                                                            

                                                                                                                             UmayMasal





 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder