23 Mart 2021 Salı

Korkma Sevgilim: EfYam

 Yeniden merhabalar sevgili okur. Yol aynı, izlediklerimizin peşinden kendi kendimize ilerlediğimiz yerlerden yine takip mesafesini koruyarak EfYam’dayız. Takıl istersen peşime, gidelim. Geçen hafta Efsun, Yamaç ve Masal’ı her biri başka bir yere savrulmuş bırakmıştık. Geçen hafta genel tavra odaklandığımdan bölümü değerlendirmemiştim ki yazdıklarımın halen arkasındayım. Yine de bu haftaki EfYam’a bakarken geçtiğimiz haftaki olayları da değerlendirmek gerekiyor. Efsun’un travmatik acılarıyla karşılaşan Yamaç, o acılarla başa çıkma yöntemi olarak kullandığı bağımlılığından Efsun’u kurtarmak için zindanı çare olarak görmüştü. Sırtlayıp zorla kapattığı zindanda Efsun’u bırakıp Çukur’un dertlerinin peşine düşmüştü. Çok uzun zaman önce Çukur evrenini bir çeşit fantastik yapı olarak gördüğümü söylemiştim. Bu nedenle de reel mantık derdinde değilim. Ancak bu demek değil terminolojisi çok da zor olmayan evrende mantık olmayacak. Kurgunun en temel şartı budur. Kurduğunuz evrenin içinde olan mantık tutarlı olmalı. Neyse… Biz bu haftaya gelelimmm…

Bana göre bölüme damgasını vuran zindan yüzleşmesine odaklanalım. Öncesinde kısacık bir şey anlatmak istiyorum sizlere:

Aşk; korkuyla kapandığımız iç mezarımızda, aynı zamanda kölesi olduğumuz üç korku kölesinin taşıdığı ve içimizdeki toprağa gömdüğü o sevgiliyi bulmaktır. Aşkımız; yaşadıklarımızla, korkularımızla, baskılarımızla içimizdeki toprağa gömüldüğünde aslında gömdüğümüz sevgilimizdir. O baygın sevgili içimizde kurtarılmayı beklemektedir. O sevgili ki yapayalnız, kendisini hangi felaketin karanlık mezarlığa sürüklediğini bilmeden; sarayından çıkmış, güzelim korunaklı odasından kopmuş baygındır. Aşkın sahibi o sevgiliyi kilitli sandıklardan gün ışığına çıkarmak için kara toprağı kazır. Çürümüşlüklerden yeniden ve yeniden baharlarda yeşeren hayatı dünyaya getiren toprağın bağrında saklı sevgili yeniden ve yeniden nefes olsun diye toprakta gömülü o mezardan gerekirse zorla alınır. Gün ışığına çıkan sevgili aşkla seven tarafından kucaklansa da uyanma ancak ve ancak ölümle yaşamın bir araya gelmesiyle mümkündür. Yani öpücükle. Sevgili ancak baygın halde olduğu o uykudan o öpücükle uyandırılır.

Efsun kendisini unutmayı seçtiği kendi iç mezarında baygın haldeyken Yamaç zorla sokulduğu tabutta kendisi olmaya direne direne içine yerleştirilen “Böcek” hali ile gelene kadar  o mezardan burnunu çıkarmaya niyetli değildi. Çünkü hatırlamazsa acıya dayanmasının daha kolay olduğunu düşünüyordu. Çünkü Efsun olmazsa Efsun’un başına gelenlerle yüzleşmek zorunda kalmazdı. O halde Efsun’u, Yamaç’ın sevgilisi, şifacı, büyülü, Baykal’ın kızını mezarda ölüme terk etmek en iyi çözümdü. Kendinden en uzakta duran kimliğe Simay’a tutunarak sadece Masal için  Efsun’un anneliğinde kalarak yaşamayı seçmişti. Ta ki Yamaç’ın Böcek halini görene dek. Yamaç bir oyuncak tabancanın tetiklediği travmasıyla kendi adını unutmuş Efsun’a geldiğinde onca unutuşunun içinde Efsun’un şifacısı olarak sapasağlam durduğunu gördük. Yamaç kendisini unutsa da kalbinin ortasında duran Efsunlu yarasını unutmuyor ve Efsun’un onu kurtaracağını biliyor. En derin kuyudan onu çıkarabileceğini, en kötü yaralanmasında onun kanamasını durduracağını, ruhunun parçalanmışlığında onu yeniden bir araya getireceğini biliyor. Çukur’la ilişkisinde nasıl öğrenilmiş bir çaresizlik varsa Yamaç için o oranda Efsun’la ilgili seçilmiş bir kabulleniş var. Efsun’u bulduğu andan beri ona dirense de ona vursa da onu dövse de dövdürse de sevmiyorum istemiyorum dese de Efsun’dan geleni kabul eden bir Yamaç var. Çünkü Efsun en başta onu baygın halde olduğu iç mezarından çıkaran, verdiği nefesle onu hayata döndüren bunları yaparken bir kez bile karşılık beklemeyen biri. Yamaç için Efsun aşk. Başka tanımı yok. Sadece aşk. Kızının annesi olması sadece onun hikayesindeki ek. Efsun onun için parçalarını bir arada tutan güç, aklını yitirişini, terk edilmişliğini, sırtındaki bıçakları unutmasını sağlayan büyü. Efsun Yamaç için yaşama sebebi. Bu vurgu defalarca yapıldığı için ben de yazabilirim. Efsun Yamaç için kızından bile önde. Bunun için Efsun’la o zindana kendisini kilitletirken ölüm Efsun’dan gelecekse razıydı. Yamaç Efsun’dan gelecek her şeye razı. Efsun öfke, yoksunluk, korku, travma karması ruh haliyle ona saldırırken, onu ısırırken, ona vururken sesi çıkmaması bundan. Oysa Böcek’e dair anlarda bile en sevdiklerine bile gösterdiği tepki ortada. Diğer taraftan Efsun’un yaşadıklarını, çektiği işkencenin onun ruhunu tıpkı Yamaç gibi nasıl parçaladığını bizzat Efsun’un ağzından dinlediğimiz sahnede yine gördük ki Yamaç’ın Böcek’i ile Efsun’un Simay’ı arasında çok bir fark yok. Eş zamanlı olarak yaralarını birbirlerine açan iki sevgili sanki boşluğa konuşuyor gibi olsa da o boşluk yine biri için diğeri tarafından dolduruldu. Geldiğinden beri yaşadıklarını, korkularını kimseye anlatmayan Yamaç en büyük korkusunu, Efsun’u ve kızını yeniden kaybetmek, Efsun’a anlatırken onun travmatik titremesine duyarsız kalamayan Efsun Kent sahneye çıktı yeniden. Yamaç’ın ellerini tuttu, onun korkusunu besleyen işkencenin etkisinden sadece konuşarak ve kendisine ait kalbe elini koyarak sıyırıverdi Yamaç’ı. Yamaç’ın Gregor Samsa gibi dönüştüğü böcek bedeninde sıkışıp kalmasına izin vermedi. Yamaç’ın yenilmesinin, koruyamamasının en derin yaralarını taşıyan Efsun en az kendisi kadar yaralı Yamaç’ın Böcek olarak girdiği zindandan yeniden Yamaç’a dönüşerek çıkmasını sağladı. Çünkü Efsun bu hikâyenin şifacı tanrıçası. Diğer taraftan ayakta kalışlarının sebebini hep “aşk” a bağlayan Yamaç aşkla Efsun’u kendisini bulmaya ikna edemeyince Efsun’un Efsun olarak tutunduğu tek bağa tutundu. Annelik. Efsun “Korkma Sevgilim” diyerek Yamaç’ı gömülü olduğu mezardan çıkardı. Yamaç da “Canım” dediği, canını bağladığı kadını da hapsolduğu mezardan çıkmaya önce onu terk etmediğine ikna ederek sonra da Masal’ı hatırlatarak ikna etti. Efsun o mezardan çıkmaya şu an Masal için ikna olmuş gözükse de sonunda kendisine uyanması Yamaç’ın öpücüğü ile olacaktır umuyorum. Hoş bana göre Yamaç, Yamaç olarak o zindandan çıkarken Efsun tarafından öpülmüş olmalıydı da neyse. Şimdi hikâye akışı hangi noktaya gidecek göreceğiz. Bundan sonraki kısıtlı zamanda EfYam ailesini kızları Masal’la birlikte görmeyi diliyoruz. Korkularıyla birlikte yüzleşerek yol alan, belki ilk kez bu kadar uzun konuşmayı başaran EfYam’ın bundan sonra da konuşarak, birbirine tutunarak, aşkla ailelerini koruyabilmelerini diliyoruz. Tabi yine yeniden saçma sapan kaçırılmazsak. Kısaca mezar metaforu yansıması zindan istenmeyen saklanılan kimliklerin gömüldüğü bir metamorfoz noktasıysa Efsun da oradan sadece Efsun olarak çıkıp Simay’ı geride bırakacak demektir. Ne zaman? Umarım uzamaz. Çünkü yorulduk. Korkmaktan, savrulmaktan, sürekli karanlıkta kalan olmaktan yorulduk.  

Bir parantez de Tilya Damla Sönmez ve Aras Bulut İynemli’ye… Zindan sahnesinde Böcek’ten Yamaç’a, Yamaç’tan Böcek’e; Simay’dan Efsun’a , Efsun’dan Simay’a an be an geçen ; karakterlerin travmalarına, öfkelerine, delirmeye ramak kala hallerine ordan aşka hem de en derininden en vazgeçilemezinden aşka düşen ruh çalkantılarına, korkuya, acıya, umuda, sevgiye, sevdaya, teslim olmaya, savaşa savrulan hepsini milim milim hissettiren oyunculuğunuza teşekkür. Efsun ve Yamaç siz olmasanız böyle bir çift izleyemezdik biz. Aşkla yaptığınız iş öyle geçiyor ki… Yine dilek ; yeniden en kısa zamanda  ikinizin üstüne kurulu bir hikayede aşkla görmek.  

                                                                                                 UmayMasal




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder