#No309 #lalon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#No309 #lalon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Aralık 2016 Perşembe

No 309 24. Bölüm yorumu

Mucizeler... Biz inansak da inanmasak da yıldızlar gibi göz kırpıp dururlar hayatımızda. Yanından geçip gittiğin insan kalbin olur, kalbim dediğin insan düşmanın... Bilemezsin. Tıpkı hayatın bizlere neler armağan edeceğini ya da bizden neler eksilteceğini kestiremeyeceğimiz gibi. Lale ve Onur da mucizeler ve tesadüflerle birbirine bağlanan iki güzel aşık. Çok sınavlardan geçtiler, çok engeller aştılar ve nihayet dün gece rüya gibi bir nikahla evlendiler. Rüya gibi diyorum çünkü inanin ben dahil coğu izleyici hala inanamakta bu mutluluğa. İkinci kez iptal olan bir nikahı hicbirimiz kaldıramazdık sanırım.Sakız  gibi uzatmanın bir manası yoktu, uzatmadılar da cok şükür. Gelelim bölümün geneline; her zamanki gibi başrollerin ince elenmiş, sık dokunmuş sahneleriyle bezeli bir zaman geçirdim diyebilirim. Yan karakterlerin dozu aşmayan varlıkları,komedi ve dramın eşit düzeyde işlenişi ve kötülüklerin bile tadında oluşu bu diziyi izlememin sebeplerini bir kez daha koydu ortaya. Buray'in neşeli müzikleri de atmosferin canlı kalmasını sağlayan diğer bir ögeydi ve bu bölüme çok yakışmıştı açıkcası. Lale'nin gelinliğinin zarafetini de dipnot düşmesem olmaz hani. Tabi bu bölüm bizi gizemli sorulara boğan, mektup meselemiz vardı bir de. Şimdilik üstü örtüldü gibi dursa da benim için büyük bir huzursuzluk kaynağı oldu. Pelinsu'nun yazılanlardan bir haber oluşu beni şaşırtsa da ve diğer şüpheliyi doktor Onur olarak düşünsem de onun da mektubu yazmadığını söylemesi, soru işaretlerini perçinledi zihnimde. Mektubu kim yazdı? Kötü biri mi yoksa bir ters köse olarak iyi biri mi? Bu sorunun cevabını hep birlikte alacağız elbet ama evlilik sözleşmesi konusunda Onur'un yalan söylemesi olmadı bana gore. Yalan yalano doğurur derler ve iki aşık arasındaki dürüstlük gölgelenmemeliydi hiçbi şekilde. İsmet babaannenin Onur'a anlattığı masalsı hikayeleri de bu yüzden çok seviyorum işte. Şayer bir gün Onur ve Lale'nin arasına kara bulutlar girerse ki girecek; Onur sadece babaannesini dinlemeli. Bu arada Lale'nin kıskançlık sahneleri de ayrı bir tatliydi. Keşke hep mutlu olsalar dedirtiyolar insana. 
Sözün özü; hayata mola vermemi sağlayan bu diziye, oyunculara, yazana, çekene, tüm ekibe kolay gelsin diyor ve basarılarının devamını diliyorum.

                                        Şekerpare :)