27 Mart 2019 Çarşamba

ArHas- Sen Her Şeysin



“Gitme, gidersen ben benden giderim.
Sevmekten vazgeçme beni,
İçindeki şarkının ben olmasına izin ver her deliliğime rağmen.
Bırakma beni bu dünya denen kargaşanın ortasında.
Işığım,  dibe vurduğumda beni sektirip aldığın

Her anın , her bakışın aşığıyım.”

 Aşk konusunda ya içinizden geleni söylersiniz ya da susar ve oturursunuz. Arası yoktur. Ama varlığını da inkar edemezsiniz. Belki denersiniz, duymazdan gelirsiniz bir süre çığlığını içinizde ama o tiz sesiyle yankılandıkça ruhunuzun duvarında bile isteye kaçsanız da farkındalıksız yürümeye çalışsanız da adımlarınızı, kalbinizi karıştırarak kendisini duyurur. Aşk birleştirici bir güçtür. Dirençtir. Özellikle ölüm karşısında onun zıtlığı gibi durur. Kafa tutar ölüme. Varoluşu anlamlandırır. Anlamlanırsın. Sebeb-i Girizgah: Artemis ve Hasan yani Arhas.
Görüntülerle anlatılan hikayelerini biz de bize göre sözcüklerle anlatalım dedik. Bakalım ne gördük, ne duyduk, ne hissettik.

Bazı coğrafyalar bazılarından daha zordur. Kayıplık ve yas eğer yüklendiyse omuzlarına senin fikrin bile sorulmadan büyümek zorunda hissedersin kendini. Sana sunulanlar, yapman gerekenler, olması istenenler, başa çıkman ya da çözmen gerekenlerin senin adına başkalarınca üstlenilmesi... Prens olmasan da sana sunulan bir efendilik pozisyonu. Bu pozisyon için yetiştirilmen ama bir taraftan eksik gedik , babasız, anneli ama onun hükmünün tanınmadığı şiddet bombardımanlarının ortasında kalma hali. Hasan nereye kadar duyuyordu kadınların sesini bizle yola çıktığı Taşkınhan’da. Sorgulamadan itaat metodunun ona öğretildiği evreninde rahatlıkla karışık kavram kargaşalarıyla büyüyen Hasan başkalarının gördüğü zararlarla ne kadar ilgiliydi ki tek bir iftirada annesini silivermesi şaşkınlık vericiydi bizim için. Dedesi , atası ne zaman yalan söylemişti ki, erklik denilen gücü elinde sımsıkı tutarken? Sorgulamak denilen sözcük var mıydı onun için lügatte? Dedesi, soyadı sorgulanabilir miydi? Hasan’ın annesiyle yaşadığı travmatik gelgitler onu önce istemeyerek sürükledi İstanbul’a sonra isteyerek annesinin yanında bıraktı. Adım adım yalan denen unsurla yüzleşirken annesine yaptıklarının acısıyla düştü o mağrur omuzları. İnandıklarının teker teker elinden alınmasıydı öncelikle onu sarsan. Bu sarsıntılardan hemen önce tanıştı Artemis’le. Tüm benliğine ters bir şekilde hem de. Kadının sessizliğinde saklı acılara alışa alışa büyüyen Hasan’ın hayatına sokak ortasında bağır çağır daldı Artemis. Herkes ne der zihniyetine bağımlı Hasan’ın evrenine kimseyi umursamadan istediği gibi şarkı söyleyerek hatta korkusuzca ona kafa tutarak , bir parça utangaç ama çoğunlukla   cesur bir kız olarak kazındı.


 Artemis Hasan için yalnızlığında uzanan el oldu önce. Dışı zengin içi fakir Artemis hiç hor görmedi Hasan’ı. Ne konuşmasına takıldı, ne de törpülenmemiş görgüsüzlüğünü umursadı. Bir şekilde genç adamın içinde sakladığı ve kimseye göstermediği  kendi ruhuna eş o hüznü gördü Artemis. Hasan henüz o beceriye erişemese de Artemis’e çekildi hep. Oysa mükemmel görüntülü hayatında mükemmel olması beklenen kız çocuğu Artemis’in ruhuna yüklenen anne ihtiyacı en az Hasan’daki baba ihtiyacı kadar derindi. Hasan bunu görebilecek düzeye gelecek mi bilmiyorum ama Artemis’in baştan beri Hasan’da kendi ruhunun diğer yarısını gördüğü net. Diğer taraftan anne ve babalarının geçmişlerini bilmeden hatta kim kimin nesi anlamlandırmadan aralarında oluşan bağ belki de bir parça aynı hücrelerin yine yeniden birbirlerini tanımlaması ve birbirine koşmasıydı. Artemis babasından aldığı her zerre ile kendi annesinin ruhundaki Hasan’a çekilirken tıpkı babası gibi farkındalığı yüksek davrandı hep. Tanımlama becerisi gelişkin Güneş Saçlı Kız Artemis ilk aşkına hızla uçtuğunu bildiği kanatlarının yanması pahasına asla geri adım atmadı. Aşk acısını babasına anlattığında Hasan’la arasında oluşan bağın ne olduğunu bilecek kadar da olgundu. Hasan ise Artemis’in yavaş yavaş hayatının vazgeçilmezi olmaya doğru adımladığı yolu göremeyecek kadar cahildi genç kızın bilgeliği karşısında. Bu cehaletle hayatının anlamını yüklediğini sandığı Taşkınhan Prensliğinden olmanın yarattığı boşlukla kendine aradığı yolu kahramanlık olarak buldu. Hasan için kendisini ispatlama, ailesini sırtlayabilme becerisinin olduğunu gösterme , baba yokluğunu kapatma refleksi olarak gelişen kahramanlık duygusu başta doyurucu gibiydi. Tam da bu nedenle kahramanlık egosu bir süre örttü her şeyin üstünü. Tam da bu anda öğrendiği Artemis’in Kadir’in kızı olduğu gerçeği ile Artemis’i dostluk, kardeşlik kavramına kodlaması gerçekleşti. Neydi? İmkansızsa daha imkansıza yürüsün bırak. Yoluna kalbini değil belki ama elini tuttuğu büyük ölçüde ona karşı sorumluluk hissettiği Selen’le devam ederken refleksi hala o kahraman egosuydu Hasan’ın. Koruma, kollama, ben güçlüyüm yaparım duygusunda davrandı hep Selen’e. Bu yakınlaşmaya bire bir şahit olan Artemis kendi dilinde sessiz gözyaşlarıyla acı çekti belki ama bir yanı hep o mutluysa tamam demekten de geri durmadı. Hasan’ın Selen’in elini tuttuğundan emin olana kadar kendice hamleler yapsa da emin olduğu an geri çekildi. Ama çektiği acıya rağmen , ailesinin dağılma arifesinde olmasına rağmen her ihtiyacı olduğunda Hasan’ın yanında olmaktan da geri durmadı. Hasan hastaneye gelip acıya dayanamayan bedeni hastane yatağındayken “Biz birbirimizi çok yanlış anladık Hasan” derken kırgınlığı, kızgınlığı daha çok aşkının acısıyla görmezden geldi Hasan’ın her şeye rağmen sadece onun için korkularına bile ara verdiğini. Hasan ise, kendisini bakışından tanıyan kıza hissettiklerini kodladığı dostluktan çıkarmaya cesareti olmasa da Çilli dediği Artemis’in hayatında biri olma ihtimalinin onu rahatsız edişiyle ilk kez karşılaştı.

Sonra tüm kırgınlığına inat Can hastanedeyken sımsıkı sarılıp Hasan’a “Dökül” dedi Artemis. Duvarları geçebilme becerisinin bu genç adam için aslında sadece kendine özgü olduğunun farkında olmadan.  Yine kendisini öteledi, anlaşılmazlığın onu acıtışını sustu ve Hasan’ın acısına odaklandı. Hasan’ın ise ilk sığınışı olmadı bu Artemis’e. O her acıda sadece Artemis’e sığındı ya da sığınmak istedi. Babasının yaşadığını öğrendiği anda hissettiği acıyı anlatmaya yine Artemis’e geldi Hasan. Oysa hali hazırda bir kıza arkadaş olmasına rağmen “Artemis’e ihtiyacım var” diyebildi. Çünkü Artemis artık Hasan’ın kalbine adımladığı yolda merkeze yaklaşırken kaleleri ala ala ilerliyordu. Kendisi bile bunun farkında değilken, Hasan bile bunun farkında değilken. Babasının gerçeğini ararken yine yanında olmasına izin verdiğiydi Artemis Hasan’ın, ki kimseye eyvallahı olmaması karakterinin vazgeçilmeziyken.

Kırgınlık kalbinde öylece dururken Artemis hep yanında olduğu, asla dertleriyle başbaşa bırakmadığı Hasan’ın tam karşısında durduğunda ,fark etti Hasan karşısındaki kızın savaşçı ruhu kendisinden vazgeçerse ne hissedeceğini. Babalarının savaşında kendi babasını koruma telaşındaki Hasan’ın Artemis’e verdiği zararla yüzleşmesi ve hiç yapmadığını, sorgulamayı, denemesinde saklıydı aslında Artemis’in her anlamda onu hayatında istemediğini söylemesinin acısı. Artemis “ Senle ben dost , arkadaş , senin olmak istediğin ama benim bir türlü anlayamadığım o şey asla olamaz. Uzak duralım” ,dediğinde ve gittiğinde paramparça olan Hasan’ın parçalarının savrulması için gelen ikinci darbeydi Artemis’in kaçırılması. Babasına katil dediği kızın hayatının tehlikeye girmesiyle kalbindeki gerçekle yüzleşmek zorunda kalan Hasan deli divane arayışının sonunda alevlere dalarak kurtardığı Artemis’in “Her şeyi” olduğunu biliyordu artık.


Ona sarılmanın , onun elini tutmanın , onun gözlerinde kaybolmanın tamamlanma olduğunu koyduğu her sete, her engele rağmen ona aşık olduğunu biliyordu Hasan. Artemis’in yine tüm cesaretiyle karşısına dikilip “Sana çok aşığım” demesi üzerine dili tutulan ,Artemis dönüp gitmeye kalkana kadar konuşmakta zorlanan ama o gidecek diye korkup artık duygularını içinde tutamayan Hasan’dı aslında teslim olan. Kalelerini adım adım verdiği Artemis’in ellerine yüreğini koyan.


Şimdi geldiğimiz noktada anne babalarının aşkının sarsıntılarıyla sarsılan Artemis ve Hasan’ın dostluk, sırdaşlık, aşk barındıran ilişkisinin düğüm düğüm ilerlediği sarsıntıların o düğümleri sıkacağı aşikar. Hasan için “Çillim” dediği kız her teslim oluşunda tanrıça Artemis’e dönüşüyor. Doğruları için asla savaştan kaçmayan Artemis , Hasan’ın düşünmesinde, sorgulamasında , hissetmesinde, değişmesinde o kadar etkili ki. Şu ana kadar hissediş olarak daha tepede gördüğümüz Artemis’e yetişmek için koştuğu ve arayı kapattığı söylenebilir. Artemis’te kendine dair en ufak tereddüte dayanamaması bundan. Artemis’e sadece bakışlarını değdirdi diye kıskanması bundan.

Çünkü Hasan için Artemis “Enlerin eni”. Çünkü aşkın ortalaması yoktur, azı, idare edeni , yeterlisi yoktur. Aşk olağan değildir. Olağandışıdır. Aşk tam da bu yüzden birçok değildir. Tektir. Aşk herhangi biri değildir, yalnız odur. Hasan için ateşin içinden çıkardığı Artemis, O. Artemis için uğruna ateşe giren Hasan, O. Acısalar da, kırılsalar da , kanatsalar da birbirlerini aşkın yüzü tek. Ne Hasan için ne de Artemis için başka yüzü yok, başka anlamı yok. Tam da bu yüzden sınanacakları her acıya hazır oluşları. Çünkü onlar olağan değil, olağanüstü.




 Hamiş: Hasan için Artemis neden her şey? Cevabı basit aslında Hasan’da ne yarımsa o tam Artemis’te. Artemis Hasan için umut demek, huzur, mutluluk ama bir taraftan da hayat demek. Hedefler, bağımsızlık, cesaret demek. Hasan için Artemis affedemediği hayata tutunma sebebi demek. Elinden alınmış çocukluğuna inat çocuklaşma demek. Yeniden tamamlamayı düşleyebileceği eksikler demek. Akıl demek.  Hasan için Artemis “en” demek. Artemis için Hasan neden aşk? Çünkü Hasan kalp, sevgi, koşulsuzluk, cesaret, ölümü göze alacak kadar tutkulu sahipleniş demek. Artemis için Hasan “en” demek. Kısaca ArHas , kalple aklın biraraya gelip birbirine teslim olurken olağanüstüleşmesi demek.


 İlk aşkın tüm tutkusunu ve saflığını barındıran Artemis Hasan aşkında kuşkusuz kontrast renklerin uyumlu dansını izlemek çok keyifli. Çünkü hayattaki en gerçek duygu aşk. Farklılıklara rağmen , acıya rağmen ayakta tutan ve sağaltan bir yanı var. Hasan Artemis’le yaralarını iyileştirecek, Atremis Hasan’la hayatta daha cesur yürüyecek. İlk aşktan ömürlük aşka yol alacak Artemis ve Hasan’ın hikayesi dönüştürme becerisi olan her aşk gibi yazılacak.  

                                                                                                                       UmayMasal     

           

2 yorum:

  1. Ne desem boş yerini dolduracak kelime bulamıyorum çok güzel dile getirmişsin teşekkürler güzel ve anlamlı yazın için

    YanıtlaSil