evlat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
evlat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Şubat 2019 Cumartesi

GÜLPERİ- ÇÜNKÜ AŞK

SEVDA ÇIKMAZI
“Dünya dönüyor ve seninle ben o döndükçe yaklaşıyoruz. Çünkü aşk kaçamamaktır.”
Gülperi “Çünkü Aşk” diyerek başladı yeni bölümüne. Kadir’le Eyüp arasındaki aydınlık ve karanlık mücadelesi daha da belirginleşirken taraflar da ayrıldı, netleşti. Aşka dair çırpınışların merkezine annelik, babalık, evlatlık tanımları yerleşti. Bölümün yıldızı ise Aydın ailesiydi. Kadir aşkı için göze aldıklarıyla, Barkın’ın hem ağabeyini hapisten çıkarmak için çabası hem de Gülperi’ye verdiği ayarın içinde ağabeyinin aşkına verdiği gizli destekle ve kuşkusuz babası için savaşan tanrıça kız Artemisle Aydın ailesi parladı bölüm boyunca. Bu üçlü arasındaki güven ve aile olma bağı korkarım dizideki hiçkimse arasında yok. Artemis’in nezaketle ama kafalara vura vura anlattığı gibi ezilen herkesin yanında duran babası zorda kalınca kimse babasının yanında durmadı. Bu, genç kız için hayatta alabileceği en değerli dersti. Bir an bile babasından şüphe duymayan Artemis sorgulayan zihniyle hem Gülperi’ye hem de Hasan’a içinden geçenleri anlatırken ağladı ama geriye bir adım bile atmadı. Taşkınların güvensiz aile bağlarına atılmış en sağlam tokattı Artemis’in tepkisi. Eyüp’ün sinsice planlarının bozulacağı ve Kadir’in kurtulacağı kesin. Ama kimse, özellikle Artemis artık aynı olmayacak. Annesinden çoktan vazgeçmiş Artemis’in hayattaki tek dayanağı babası. Ona zarar verilmesi Artemis’in empatik, akıllı zihninin tek kırmızı çizgisi. Her şeyle başa çıkabilir, her şeyi affedebilir, anlayış gösterebilir, kırılsa da her şeyi anlayabilir ama babasına bile isteye verilen zararı anlaması mümkün değil. Çünkü onun babası adaletin sembolü. Onun babası bir savaşçı. Doğru olanın yanında durabilmek için gözünü kırpmadan ölüme gidebilecek bir ruh. Artemis’in babası böyle biri. Sonuna kadar da bunu bilerek, hissederek büyümüş Artemis. Şimdi kendi tabiriyle en sevdiği insan, sevdiği ya da sevmeye çalıştığı insanlar tarafından mahkum edilirken Artemis için tek güveneceği kişi kendisi. Bunun için babasının kitaplarını dahi okuduğunu bu bölüm belli eden Artemis’in mantığını zaman zaman yitirip sosyal medyadan yardım almaya çalışırken belanın tam ortasına düşmesi. Belki aşk mottosuyla açıldı ve devam etti bölüm. Ama bölüm boyunca kıyaslarla anne ve baba olmak da sorgulandı. Bir tarafta Can’ın duymadığını bile unutup ona zarar veren Eyüp bir tarafta başına gelen belaya rağmen kızını korumaya çalışan Kadir. Bir tarafta Eyüp gibi bir babaya rağmen çocuklarını ona karşı doldurmayıp ispatlar peşindeki Gülperi bir tarafta kızının babasının zor durumundan faydalanıp onu rezil etme peşindeki Şeyma. Bir tarafta her şeye rağmen babasının güvenine sığınmaya çalışan ama o güveni hissedemeyen Bedriye ve Hasan , bir tarafta babasına karşı her delil ortadayken bir an bile babasına güvenini yitirmeyen Artemis. Bir tarafta anneliğiyle aşkı arasında sıkışan Gülperi bir tarafta kızının ruhunu anlamaktan uzak egoist Şeyma.  Bir tarafta duyduğu her şeye inanan, hayatın derslerinde geciken Hasan ve Bedriye bir tarafta her an hayatı sorgulayan Artemis. Ben bu noktada Gülperi’nin aileler ve ilişkiler üzerine alt sorgularını da sevdiğimi belirtmek isterim. Gücü akla, vicdana ve sevgiye yükleyen tavrıyla gerçekten önemli şeyler anlatıyor. Ama Taşkın ailesinin dedesi, babannesi ve halası da dönmeli. Orda ailenin güvenle sarmalanmadıkça nasıl çöktüğünü, ağalık, hiyerarşi denilen kavramların boşluğunu da anlatmaya devam etmeli hikaye. Çünkü Kadir’in hikayesi aynı zamanda bir başkaldırı. Bunu da izlemeliyiz bir taraftan. Veliaht Hasan’ın o düzeni değil doğru olanı, iyi olanı seçmesinin altı dolmalı. Hasan’ın bizzat o düzenin tahtını yok edişini babası ve dedesi üzerinden görmeliyiz. Hasan’ın karanlık tarafın değil ışığın savaşçısı oluşunu adım  adım görüyoruz zaten. Ama düzeni de yıkmalı ki sonunda o zafer Kadir gibi olmayı seçmesiyle taçlansın.
Gelelim bölümün aşklara bakışına. Önce Gülperi-Kadir. Kadir kendisine ilk anda inanmayan Gülperi’ye kırılsa da onun gözlerinde gördüğü pişmanlıkla hemen yelkenleri suya indirecek kadar seviyor Gülperi’yi. Kadir epik bir karakter. Yirmi yıla sığdırdığı aşkında yarım kalmışlıklar, hatalar, kendisini hiçe saymışlıklar var. Ara ara geçmişe dönüldüğünde görüyoruz ki Eyüp tarafından sinsice kurban edilmiş Gülperi-Kadir aşkı. Her istediğini almaya alışık ağa oğlu yalanı, riyayı göze alıp Kadir’in büyük aşkını, kendi tabiriyle kaderini avucundan çekip almış. Kadir de Barkın’ın ifadesiyle mutsuzluğunun farkında olmadığı bir hayata savrulmuş. Kendisi için yaşamayı bırakıp etrafındakileri mutlu etmeye adamış kendisini. Gülperi hayatına girdiği andan beri nefes almaya başlayan Kadir’in artık çok güçlü olan eli cebren ve hile ile elinden alınmış Gülperi’yi sımsıkı tuttu parmaklıklara rağmen. Hem Barkın’ın hem Artemis’in sözleriyle sarsılan Gülperi de o eli tutmamazlık edemedi. İnsanın en güçlü hafızası kokuymuş. Sevdiklerini kokularla özdeşleştiren Kadir menekşe kokulu sevdiğini bırakmamaktaki kararlılığını ona evlenme teklif ederek gösterdi. Onca kargaşa içinde Gülperi’ye kalbini sonuna kadar açan Kadir’e cevap kuşkusuz evet olacak. O evet kolay kolay pratiğe dökülemeyecek belki ama en azından artık bir söz var Gülperi- Kadir arasında. Bir akit, bir netlik. Seni seviyorum demenin bir başka şekli. Eyüp’ün hastalıklı sevgisi, artık buna sahip olma isteği mi dersiniz, Kadir’in incelikli sevdası. Bu söz karşısında bu iki adam arasındaki durum nerelere savrulacak göreceğiz.
Bedriye ve Gökhan arasında söze dökülenlerden sonra benim beklentim ikisinin yakınlaşmasıydı. Baba sorunsallarıyla güven problemleri yaşamalarını bekliyordum. Ancak öyle görünüyor ki Bedriye’nin Taşkınhan’ın prensesi kimliği Gökhan ve Bedriye arasına güvensizlik tohumları ekmeyi başardı. Belli bir sınıfa ait olma , arkadaş edinme isteğine direnemeyen Bedriye çok da gönüllü olmayarak bindiği arabayla aslında bir seçim yaptığının farkına bile varmadı. Gökhan zaten kendisini sevilmeye layık görmezken, Bedriye’nin yaptığı bu hamleye ne cevap verir göreceğiz. Her söylenene inanan , sorgulama becerisi zayıf Bedriye’nin hayattan alacağı dersler bitmedi gibi duruyor. Ali’nin öldürülmesiyle babasına duyduğu sığınma isteği artarken gelişecek durumlarda babasının yanıda durup annesine cephe alması şaşırtmaz beni. Bu noktada Hasan’la da farklı yerlere savrulacak gibi duruyorlar.
Artemis ve Hasan... ArHas. Geçen haftaki yorumu okuyanlar hatırlayacaktır. Aynen şunu yazmıştım: “   Hasan her fırsatta sarıldığı, elini uzattığı, düşündüğü ama arayamadığı Artemis’e duygular biriktirdiğini bakalım ne zaman kabullenecek? Adını her duyduğunda boğazına yumru olan Doruk sayesinde mi yoksa öz babasının Kadir’e zarar vermesinin ardından iyice imkansıza düşecek hikayesinin acısından mı? Belki ikisi de kim bilir?” Hatta sanıyorum dört hafta önceydi. Hasan’ın kendi duygularını kabullenmek için Artemis’i her anlamda kaybetmekle yüzyüze gelmesi gerektiği ifade etmeye çalışmıştım. Çünkü Hasan için başka kabul yolu yoktu. Onun derdi Artemis bir şekilde hayatında olsundu ama nasıl olursa olsundu. Kadir’in kızı Artemis madem sevdası olamazdı o halde dostu, sırdaşı, yoldaşı, kardeşi en çok da çillisi olsun yeterdi. Hasan sınanmaya bu bölüm başladı. Artemis’e “Baban katil”dediğinde kaybetti. Artemis’in tıpkı kendisi gibi olacağını sandı. Güvensizlikle kolayca inanacağını sandı. Hatta o kadar emindi ki bundan aslında iyi niyetle Artemis’in yüzleşmesini sağlamaya yanında olmaya gitti Hasan. Kırılıp dökülecek, ağlayacak, babasını kaybedecek Artemis’e omuz olmaya gitti. Yıkılacağını düşündüğü Artemis’i aklınca yerden kaldırmaya ona sarılmaya gitti. Beklediği olmadı. Yıkılan Artemis’in babasına güveni değil Hasan’a güveni oldu ve Hasan o yıkıntının altında kaldı. Bir an bile babasının birine bile isteye kötülük yapacağına inanmayan Artemis Hasan’a attığı tokatla tam bir savaşçı olduğunu da ortaya koydu. Aşık olduğu insana bile doğrularıyla çeliştiği an tepki verebileceğini kendi doğruları için, adalet için vazgeçebileceğini bir kez daha gösterdi. Daha önce de annesine karşı göstermişti bu tavrı. Affallayan sadece Hasan mıydı? Sanmam. Selen ve Hasan ilişkisi için tehlike çanları çalmaya başladı. Oysa tehlike görülen Artemis çoktan aşkta sessizliği seçip Hasan’a “Selen çıktı” diyebilmişti. Üstüne “Ben Selen için değil senin için geldim” diyen Hasan’a kırık bir gülümseme fırlatıp asla yanlış anlamadan yanında ne söyleyeceğini dinlemeye gitmişti. Geçen haftadan beri belirgin hale gelen Hasan’a kırgınlığı bu hafta parçalanmışlığa dönüşen Artemis’in apartmanın kapısı önünde Hasan’a verdiği ders kuşkusuz genç adamı yediği tokattan daha çok dağıttı. Hasan’la tanıştığı güne lanet okuyan Artemis Hasan’a artık onu hiçbir anlamda hayatında istemediğini söylerken yardıma her ihtiyacı olduğunda yanında durduğu Hasan’a söylenecek en ağır cümleyi kurdu. Ne senden nefret ediyorum dedi, ne sesini yükseltti. Ağlaya ağlaya, kalbi acıya acıya sen “benim için herhangi birisin” artık dedi. Babasından şüphelenene kadar Hasan’a verdiği değeri de ortaya koyan bu ifade Artemis’in artık Hasan’la bağ kurmak istemediğini de eklemesiyle zirve yaptı ve Artemis Hasan’ı boşluğa bıraktı. Hasan’ın sorgulama becerisinin zayıflığını, Artemis’in duygusal zekasının yüksekliğini, ifade becerisinin pırıltısını ortaya koyan bu konuşmada Hasan karmakarışık kalakaldı. Ertesi gün balık halindeki buğulu gözlerinin müsebbibi bir parça babasının gerçeğiyse büyük bir parça da kendi babasını temize çıkarmak uğruna mahkum ettiği Artemis’in babasının gerçeğiydi. Kendi babası uğruna Kadir’le beraber Artemis’i harcadığını artı Artemis’e aidiyet hissederken o bağı nasıl kopardığını anlamanın hüznüydü Hasan’ın omuzlarını düşüren, vicdanına yük olan.  Son sahneden Artemis kaçırılırken tüm kaybedişlere ek Artemis’in hayatının tehlikeye girmesi Hasan’ı ne hale getirecek hep beraber göreceğiz. Artemis kurtulacaktır. Ama Hasan’ın çilesinin biteceğini sanmıyorum zira öyle sanıyorum ki Kadir ve Artemis kurtulduğunda Hasan’ın Doruk çilesi başlayacak.
Hamiş: Bekledim. Aşk için bekledim. Gelmeyeceğini bilerek bekledim. Bir sabah baktım ki sen de herkes gibisin. Güneşe uyandım, o odadan çıktım.

                                                               
                               UmayMasal 
             


28 Ocak 2019 Pazartesi

Gülperi- Kalbimin Sahibi

                       İlk Aşk, İlk Acı ,İlk Öğreniş

               İnsanoğlunun yüzyıllara yaydığı serüveninde hiç kuşkusuz en önemli ve değişmeyen şey aşk. Aşk ömrünün hangi döneminde karşısına çıkarsa çıksın insan için değişme, gelişme sebebi. Aşk gerçekse dönüştürüyor, iyileştiriyor kendisinden önceki yaraları ve kendi yaralarını açıyor. Gülperi bu hafta açılışını “Kalbimin Sahibi” tagıyla işte tam da bu sebepten yaptı. Bölüm boyunca aşk için göze alınanlara şahit olduk. Bazıları kalbinin sahibi için söylenemeyenleri söyledi, bazıları söylemek istediklerini susup kalbinin sahibinin huzuru için kendisini tehlikeye attı. Sonuçta aşk uğruna savaşlarda cepheler açıldı, bedeller ödenmeye başladı.
              Gülperi başından beri bir kadın hikayesi. Bir taraftan da anne-çocuk , baba-kız hikayesi. Anlamak, fark etmek ve büyümek üzerine. Aşk ise bu hikayenin hem çatışması hem de bağlayıcısı. Bu nedenle bu iki başlığa göre ayrı ayrı değerlendirmek lazım bölümü. Önce Gülperi, Can, Hasan, Bedriye üzerinden bakalım hikayeye. İlk bölümden beri annelerini acımasızca yargılayan Bedriye ve Hasan’ın birbirlerinden bağımsız kimlikler haline geldiğini söylemek sanırım hatalı bir yorum olmaz. Yaşananlar ikisine de çok şey öğretmiş olsa da Hasan babasını reddededen annesinin nedenleri konusunda Bedriye’ye göre çok daha sorgulayıcı bir profil çizmeye başladı. Annesine yaptığı haksızlıklar, babasının ailesinin yaptıkları, Kadir’le yaşadıkları, Can’ın kaybolup bulunuşu, babasının çıkıp gelişi Hasan üzerinde olgunlaştırıcı etki yaratmış gibi duruyor. Eyüp’ün tüm manipülasyonlarına rağmen olanlara kuşkulu yaklaşıp etrafındakileri iyi analiz etmeye çalışması bunu gösteriyor. Avukattan abiye doğru evirmeye başladığı Kadir’in annesine zaafının en başından beri farkında Hasan. Bazen bu konuya kendi yöntemince  müdahale de ediyor. Ancak babasının söylediklerini “Avukat gururlu, aşkından ölse gelip babama böyle bir şey demez” diyecek kadar iyi analiz edebiliyor durumu. Diğer taraftan annesinin de sırf aileyi birarada tutmak için, içindeki duyguları hiçe sayabileceğinin de farkında. Kadir’e dediği gibi Hasan artık görünenin aslında bir hiç olduğunu biliyor. Görünenin arkasını merak ediyor. Tıpkı ne Eyüp’ün açıklamasını ne de Kadir’i beklemek yerine kendi şüphelerinin peşine düşen ve nikah masasında her tür tehdite rağmen hayır diyebilen Gülperi gibi. Ancak Bedriye için bunu söylemek güç. Kadın olarak yaşanabilecek en ciddi travmalardan birini yaşayan bir kız çocuğu için belki güvenli kucak baba kucağı. Bu nedenle güvende kalmak, belki sıkıntı çekmemek veya korunmak için babasına sımsıkı sarılıp annesine haksızlık yapabiliyor Bedriye. Can ise ne Hasan ne Bedriye gibi. Tanımadığı babasının defolarını duymasa bile görmesi , ağabey ve ablasına oranla daha reel değerlendirmesi bundan. Can için zaten baştan beri  seçilen kişi  annesi. Bundan sonra da baba figürü olarak seçilecek olan Kadir gibi duruyor. Gülperi adım adım aslında çocuklarının hayat algılarını dönüştürüyor. Aralarındaki bağ, anlam üzerine anlam kazanıyor tam da bu yüzden. Hasan ruhunu taşıdığı annesini babasına kurban vermeyecek. Babasını kaybetmek istemese bile tıpkı Artemis gibi Hasan da adaleti kendisi sağlayacak. Eminim. Diğer taraftan Artemis ve Kadir’in ilişkisi baba-kız, arkadaş ekseninde zikzaklar çiziyor. Artemis çok akıllı. Bunu hep söyledim. Ergenlik, anne baba ayrılığı, bulumia gibi sıkıntılarına rağmen Artemis’in akılcı, duygulu ve anlamaya çalışan tavrı Kadir’in kızı ifadesini sonuna kadar hakettiğini ortaya koyuyor. Babasının aşkını biliyor. İçinde bir yerler kırılıp dökülüyor belki ama aşkı bilen kalbi babasını anlamaya da zorluyor onu. Bazen babasına tepki gösterirken bazen de gözleri dolarak onu hissettikleriyle kabullenmeye çalışıyor. Çünkü Artemis anne ve babasının evliliğinde aşk olmadığını bilecek kadar bunu kabullenecek kadar zeki. Herkesin iyi olmasını isteyecek kadar da merhametli. Profil olarak okuyan, araştıran, dinleyen biri. Konuşmalarından tüm bunlar izleyene sezdiriliyor. Babasının arkasından iş çevirirken bile motivasyonu empati. Hasan’a yardım etti çünkü Hasan’ın yerinde olsa babasının gerçeğini kendisi de öğrenmek isteyecek biliyor. Babasıyla arasında güven sorunu yaratmak istemese de göze aldığı bedel biraz da anlamak üzerine. Ben yakında baba kız arasında ciddi bir konuşma bekliyorum geçmişe dair. Kadir’in kızı Artemis ama Hasan’ın Can’dan sonra hızla Kadir’e doğru sürüklendiğini de görmek çok zor değil. Kadir’le yaptığı konuşmada kendisini en iyi anlayacak kişinin Kadir olduğu gerçeğiyle yüzleşti. Yaşadıklarını daha önce yaşayan birinin olması, ona akıl vermesi derinden derine saygı duyduğu Kadir’e karşı sevgi de beslemesini sağlayacak  gibi duruyor. Yani hikayenin bir yerinde gelecekte olmak istediği adam babası değil Kadir olacak. Kuşkusuz Hasan için baba Eyüp kalacaktır ama rol modeller bazen kendi seçtiklerimizdir.
Gelelim bölümün aşka dair anlattıklarına. Gülperi o nikah masasından iki sebepten kalktı. Görünen sebep Eyüp’le ilgili kuşkularıydı ki haklıydı. Ancak bir de görünenin altında olan sebep vardı ki Kadir’in dediği gibi içinde yeniden filizlenen aşka ihanet edemedi. Kadir’in gözünün içine baka baka evet diyemedi. Kadir aşkına tüm imkansızlıklarına rağmen sahip çıkmaya çalışıyor. Kalpte olanı kabullenip aralarındaki bağı ilişkiye taşımak için yol arıyor. Çünkü bu bölüm anladık ki Gülperi ondan çalınmış. En iyi arkadaşı tarafından kandırılmış, aldatılmış Kadir. Eyüp başlı başına bir suç figürü olarak karşımıza çıktı. Anladık ki geçmişte de çok sağlam bir karakteri yokmuş.  Ancak bu kez Gülperi kolay aldanacak gibi değil. Hasan’ın tepkisinden çekinse de Gülperi de ufak adımlarla Kadir’e doğru yürümekten imtina edecek gibi durmuyor. Hoş kendisine koşar adım gelen ilk aşkına nasıl tepkisiz kalabilir? Tüm yarım kalmışlıkları, acıları orada öylece dururken onu sağaltmaya çalışan adama nasıl karşı koyabilir?  Diğer taraftan bir başka ilk aşk Gökhan ve Bedriye de kargaşaların ortasında , oradan oraya savrulurken hissettiklerini itiraf ettiler birbirlerine. Bedriye’nin ağa torunu kimliği ile kapıcı kızı kimliği çatışırken yaşadığı güvensizliklere rağmen Gökhan’a hissettiklerini ifade edebilmesi güzeldi. Gökhan da Bedriye de yaralı kimlikler. Biri sevilmemiş olmanın acısını taşıyor içinde biri ise sevdiklerinin kendisinde bıraktığı yaraları sağaltmaya çalışıyor. İki sevgili baba gerçekleriyle karşılaştığında tüm güvensizlikleri su yüzüne çıkacaktır. Aralarındaki duygu , Hasan ve bu güvensizliklere nasıl refleks gösterecek göreceğiz. Peki Artemis ve Hasan? ArHas kod adlı çift şimdilik arkadaşlık çizgisinde yürüyor zikzaklar çizse de. Artemis ne hissettiğini biliyor ama kazandığını söyleyen Selen sebebiyle bu hafta gösterdi ki Hasan’a herhangi bir şey söylemeyecek. Hatta Hasan’a “işi düştüğünde arayan kişi” yaftasını yapıştırırken ki Artemis açısından doğru bir tespit bu, hiç de Hasan’dan beklenti sahibi biri gibi davranmadı. Kaldı ki Hasan için her seferinde “İhtiyaç” haline geldiği bizzat Hasan tarafından söylenmesine rağmen. Kırgınlığına rağmen Hasan’ı dinledi ve yukarıda da söylediğimiz gibi babasının güvenini kaybetmek uğruna Hasan’a yardım etti. Elini tutan Hasan’ın elini bırakırken, Doruk’un erkek arkadaşı olduğunu söylerken aslında karşısındaki adamdan duygularını saklama derdi dışında da amacı yoktu. Hasan’ın Doruk’u kıskandığını sezince gülümsedi belki ama düzeltme gereği bile duymadı yanlış anlaşılmayı. Çünkü Artemis’e göre Hasan tercihini yaptı. Biraz Nazım’ın dediği gibi “Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?” düsturuyla devam ediyor Artemis. Çünkü onun için her şey net. Hasan’ı çok seviyor. Hasan iyi olsun istiyor. Hasan’ın canı yandığında onun yarasını sarmak için orda olmak istiyor. Hasan’ın göğsüne sığan küçücük bedeniyle aslında tüm sıkıntılarını kucaklayacak güçte olduğundan ona destek olmak istiyor. Artemis ilk aşkın tüm gücüyle , sessizce savaşıyor. Kırılıp dökülüyor ama büyüyor o ilk aşkla. Beklentisizliği öğreniyor. Bazen Hasan’da ipuçları görse de kırık bir gülümsemeye sığdırıyor kendisini yürüyüp devam ediyor. Hasan ise acısını, hüznünü, korkularını paylaştığı kızın adım adım vazgeçilmezi olma yolunda ilerlediğinden habersiz hayatında aşka yer olmadığı masalını anlatmaya devam ediyor. Hem kendisine hem de Selen’e. Kadir ise Hasan’dan bir adım önde. Kızının duygularını bilen baba Hasan’ın tavırlarından kızına doğru akmaya başladığını hissediyor. Artemis’in doğumgünü tarihini onca adrenaline rağmen hemen ezbere alan Hasan başka nasıl açıklanır ki? İşlerine kimseyi karıştırmayan Hasan’ın  Artemis’e hiçbir zaman itiraz edememesi başka nasıl açıklanır ki? Tüm karmakarışık durumlara rağmen Artemis’i sürekli düşündüğünü söyleyen Hasan nasıl açıklanır ki? Birini sürekli düşünüyor ama onu arayamıyorsanız o sizin sadece arkadaşınız değildir. Hasan her fırsatta sarıldığı, elini uzattığı, düşündüğü ama arayamadığı Artemis’e duygular biriktirdiğini bakalım ne zaman kabullenecek? Adını her duyduğunda boğazına yumru olan Doruk sayesinde mi yoksa öz babasının Kadir’e zarar vermesinin ardından iyice imkansıza düşecek hikayesinin acısından mı? Belki ikisi de kim bilir?    

Hamiş: Sevgilim sen bilirsin. Atlarsan tutarım seni. Gel dersen gelirim. Varsın ayaklarım yerden kesilsin, varsın arkamı sağlama almayayım. Senin için, sana dair. Sen yeter ki inan. Uzatırsan... İnanırsan... Tutarım, bırakmam.

                                                                         UmayMasal