18 Aralık 2016 Pazar
Aşk Laftan Anlamaz-23.bölüm
15 Aralık 2016 Perşembe
Poyraz Karayel 72.Bölüm
Gün geçmiyor ki bir manyaklık olmasın. Poyraz boşuna söylemiyor "Hepsi manyak!" Diye...
Nevra hanım etrafa tüm zehrini saçarken nasibini en çok bizimkiler ve de Çınar alıyor.
Poyraz'ı vuran Eda, Halil'i kaçıran Eda, aşık Eda... Aşk bazen de aptallık oluyor ve Eda'nın düştüğü durum da bunun en acı örneği... Hepimiz hayatımızda bir kez aşık olmuşuzdur ve aşkın bazen biz farkına varmasak da gözlerimizi kör ettiğini hissetmişizdir... Şahsen öyle bir hataya düşmüşlüğüm vardır. Hata diyorum çünkü yaptığım aptallıkları düşündükçe kendime kızıp, söyleniyorum. Aynı akşam bizim Eda'ya saydırıp söylenmemiz gibi... Eda'nın sevgisi, sadakati öyle büyüktü ki karşısındakinin yalan söylemiş olabileceğini hiç düşünmedi bile... Poyraz gönderilen videoyu dikkatle izlemese ellerinin bağlanmadığı, Kerem'in yalan söylediğinin farkına varmasa ortaya daha kötü sonuçlar çıkabilirdi. Neyse ki Poyraz her şeyin farkına varmış Eda'nın yapabileceği hamleleri hesaplayıp güzel bir plan yapmıştı. Poyraz, Eda'yı kurtarmış Halil'i elinde tutmayı başarmıştı belki ama kendi tabiriyle Allah belanı versin Mümtaz işleri berbat edeceğe benziyor.
Nevra tüm suçu Yavuz'a yıkıp kendisini akladı ve şimdi de elindeki kozları kullanmaya hazırlanıyor. Biri Mümtaz'ın ipini çekecek görüntülerken diğeri de Ayşegül'e karşı kullandığı Despina'nın görüntüleri. Tabi şu an en büyük koz Ajan Sinan'ın sayesinde Poyraz'ın elinde. Nevra'nın kocasını sevmediğini ve Çınar'ın sevdiği adamdan olduğunu biliyorken bir de gizemli sevgilinin aşk mektuplarına ulaşılmıştı. Tabii ki bu mektuplar bir hayli ortalığı karıştıracak belki biraz farklı bir boyut kazandıracak Nevra konusunda... Sonuçta kalbi kırılmış biraz da hırslarının kurbanı bir kadın Nevra ve biz onun neden bu kadar gaddar olduğunu daha iyi anlayacağız.
Sinan'ın Despina ile konuşurken Ayşegül'ün Çınar'a dönme sebebini söylemesi ile biraz fitili ateşlemiş olabilir. Sonuçta işin ucu Bahri Umman’a dokunuyor ve zaten belli edilmese de ufak çaplı bir savaş vardı. Şimdi o savaş daha belirgin bir hâl alacak gibi…
Yine olaylardan her zaman ki gibi en çok etkilenen, yorulan Poyraz ve Ayşegül olacak. Ayşegül eli kolu bağlı bir şekilde mahkum olduğu hayata katlanmak zorunda kalması yetmiyormuş gibi bir de Nevra ile uğraşıyor. Tabii Çınar’ı da unutmamak lazım… Geçen hafta ki yazımda umarım Çınar’ın sevgisi hep masum kalır ve psikopatlığa bürünmez demiştim. Keşke demeseymişim… Çınar’ın bölüm sonuna doğru yapmaya çalıştığı şey Ayşegül’ü taciz etmesi çok kötü oldu. Affedilebilecek yanı yok. Annesinin onun üzerinde kurduğu baskı ve sürekli ona işlemeye çalıştığı şeyler hiç iyi şeylere sebep olmuyor bir kez daha anladık.
Songül olayı var bir de… Yaptığı yanlışın farkında değil hâlâ ve sadece Sadrettin’in öğrenip öğrenmemesini önemsiyor. Sadrettin birçok hata yaptı etrafına çok zarar verdi ama bu asla Songül’ü haklı çıkarmaz. Ki Sadrettin ve Hasan Yağmur’un arasında geçen o kısa ama anlamlı diyalog yüzde bir tebessüm bıraktı. Bacanak Sadrettin oldu sana Baba Sadrettin.
Gelecek bölümlerde olaylar daha fazla karışacak belki ama bağları hep kuvvetli olan Poyraz ve Ayşegül olacak bence. Ne demiş Zarifoğlu; “İnsana imtihan olarak özlemek yeter! Bir şehri, Bir sesi, Bir nefesi...” Ayşegül ve Poyraz da özleyerek en büyük imtihanı veriyorlar her zamanki gibi… Ne de olsa en fazla tecrübe ettikleri şey… Tecrübe ettikleriyle kenetleniyorlar birbirlerine…
Frezya..
14 Aralık 2016 Çarşamba
Aşk Laftan Anlamaz- 22.bölüm
8 Aralık 2016 Perşembe
Poyraz Karayel 71.Bölüm yorumu
Ayşegül daha fazla devam edemeyeceğini söylediğinde Bahri bir çözüm bulmuştu belki ama o da pek uzun sürmedi… Ayşegül yeniden kendini gardiyan Nevra nezaretindeki hapishanede buldu.
Nevra sevgi ve şefkat konusunda Yavuz’a ne kadar cimri davrandıysa Çınar’a da bir o kadar cömert olmuştu. Duyduğu nefret ve öfkenin kaynağı her neyse sadece Çınar konusunda kayboluyordu. Despina’nın Bahri’yi korumak için birini vurması ve bunu Nevra’nın görmesi her şeyi altüst etmişti. Ki Nevra gerçekten çok tehlikeli bir kadın ve bunu her bölüm daha da iyi anlayacağız galiba… Önceden bakışlarıyla ya da önsezilerle bu kanıya varırken artık fiilen yaptığı şeyleri gördükçe emin oluyoruz. Çok zeki ve fazlasıyla hırslı bir kadın ve tek zaafı Çınar…
Araba sahnesinde Çınar’ın ona göre Hikmet’e Ayşegül hakkında yakınması, Poyraz’a olan aşkına anlam verememesi, unutamamasına, hâlâ onu sevmesine dayanamaması bir hayli zor bir durumdu bana göre… Poyraz, Ayşegül’e diyordu ya hani “Biz de vicdansız olalım” diye. Dediği kadar kolay olsa keşke bencil, hep kendini düşünen, vicdanı olmayanlardan olabilsek. Galiba o an daha çok istemiştir bunu Poyraz. Hiç istemedikleri bir duruma maruz kalmaları, kendi çektikleri acılar yetmiyormuş gibi bir de etrafına acı vermeleri ikisini de yeterince yıpratıyor. Kendi suçları olmadığı halde yaşamak zorunda kaldıkları şeylerin vicdan azaplarını yine suçsuz olan Poyraz ve Ayşegül çekiyordu.
Hepimiz Poyraz ve Ayşegül’ün artık kavuşmasını istiyoruz belki ama bence bu Çınar’a ihanet etmeden olmalı. Kaldı ki ne Poyraz ne de Ayşegül bunu yapacak insan değiller. Ne olursa olsun Ayşegül ve Poyraz’ın birbirlerine duyduğu sevgi kadar masum Çınar’ın duyduğu sevdi de… Tabi umudum hep o sevginin temiz ve saf kalıp herhangi bir psikopatlığa bulaşmaması…
Bana göre bu sancılı süreç bir süre daha devam edecek, Ayşegül belki boşanmak isteyecek ama sevdiği kadından vazgeçmeyen bir Çınar olacak karşısında, ki bunun sinyallerini bu hafta net bir şekilde aldık…
Çınar, Poyraz’ın yaşadığından artık emin ve peşini bırakmayı düşünmüyor. Bunu Çınar çözebilir mi emin değilim ama bana göre bu işe Nevra el atacak. Çünkü Poyraz’ın Ayşegül’deki yeri ve bunun Çınar’a yansımasının çok net farkında Nevra… Tek zaafı da Çınar olduğu için onun uğruna yapamayacağı, öğrenemeyeceği şey yoktur diye düşünüyorum.
Bir de Songül var tabii… Songül’ün okula gitmesi konusunda Despina’nın destek olması, yanında durması gerçekten takdire şayandı belki ama Songül’ün bunu hak etmediğini bir kez daha göstermiş olması kızdırıyor. Sadrettin’in yapmış oldukları tasvip edilemez şeyler belki ama Songül’ün yaptığı artık savunulacak bir yan bırakmadı. Bu olay ortaya çıktığında eminim Despina’nın başı ağrıyacak. Herkesi kendimiz gibi sanıyoruz ya hep ondan geliyor bunlar başımıza, baş ağrılarımız hep bu vicdanımız yüzünden…
Ve son olarak Eda, Eda’nın Kerem’i… Halil’in istihbarata konuşması birçok olayı çözecekti belki ama son anda gelen telefon her şeyi değiştirdi. Bir anda sevdiği adamı korumak için silahını Poyraz’a doğrulttu. Bunun altından da Nevra çıkar mı bilmiyorum ama Eda’nın bu zaafının Poyraz’ın çok fazla başını ağrıtacağına eminim.
Fazla hareketli, heyecanı yüksek bir bölüm oldu ve merakla haftaya olacakları bekliyorum. Umarım vicdanımızı çok sızlatmayan bölümlerden olur. Sevgiyle kalın..
6 Aralık 2016 Salı
Poyraz Karayel 70.Bölüm yorumu
Aslında nasıl başlayacağımı bilemiyorum. İlk kez böyle bir şey yazacağım ve umarım keşke hiç yazmasaydınız diyecek kadar gına getirmem. Sürçü lisan edersem affola…
Poyraz Karayel üç sezondur devam ediyor ve her sezon sonunda artık yazacak bir şey kalmadı desem de şaşırtmaya devam ediyor. En son sezon finalinde Poyraz ölünce “Tamam dedim artık devam edecek bir şey kalmadı, Ayşegül’ün yolu diye devam etmeyecekler herhalde” diye düşündüm. Yeni sezon başladı Poyraz’ın olmaması koca bir boşluk tabii… Ayşegül acı çekiyor, sevdiği adamı kaybetmiş ama gel gör ki hayatına Çınar’ı almıştı. Poyraz’ı bu şekilde arkasında bırakabileceğini düşünüyordu galiba… Hani diyor ya “Bir Ayşegül devri kapanmış yenisi başlamıştı” diye. Aslında kendi de biliyordu asla o devrin kapanmayacağını ama bir şeyleri ardında bırakmaya çalışan bir kadının yapmaya çalıştığı gibi geçmişte yaşadığı acıları ardında bırakmaya çalışmıştı… Tabi ki başarılı olamamıştı…
Çoğumuz Ayşegül’ün evlenmesini tasvip etmeyip sen Poyraz’ı nasıl arkanda bırakırsın diye isyan ettik ama Onun penceresinden bakmayı hiç düşünmedik ya da düşünmek istemedik… Bilmiyorum belki benim çevremdekiler için geçerlidir bu tez ama çok savunulur. Birini ardında bıraktığında unutmanın en kolay yolu bir başkasına kalbini açmaktır. Bana göre doğru değil yani gerçekten seven biri kolay kolay ardında kimseyi bırakamaz… Daima yanında taşır onu…
Ayşegül’de Poyraz’ı ardında bırakmaya çalıştı ve Çınar’a tutundu. Çınar’ın ona olan sevgisinin Poyraz’ı unutturabileceğini düşündü belki de ama öyle olmadı… Her ne kadar aklı ona Poyraz öldü artık yoluna bakmalısın dese de kalbi hep zıttını söyledi. Düğünden hemen önce bile “Poyraz’a ihanet ediyormuş gibi hissediyorum” dedi… Ama Poyraz ölmüştü ve hayatını yoluna koymak istiyordu…
Ayşegül ve Çınar sonunda evlendiklerinde Çınar’ın kalbi hissettiği heyecanla hızla atıp sevinci içine sığmazken Ayşegül’ün kalbi hissettiği vicdan azabıyla kavruluyordu… Ayşegül yol ayrımına gelmiş bir karar vermişti belki ama sonuçları gerçekten ağır olacaktı.
Benim yaşayarak idrak ettiğim bir şey varsa kader dediğimiz şey yollarda değil de yol ayrımlarında çiziliyordu… Ayşegül ve Poyraz’ın kaderi de zaten çok zorlu bir süreç, ince bir çizgi üzerinde devam ediyordu ki tabiri caizse tam olarak araftakalmışlardı son yaşadıklarıyla…
Evlendikten sonraki ilk danslarında Ayşegül, Poyraz’ı kanlı canlı karşısında görmüştü. İki yıl kimine göre çok çabuk geçiyor kimine ise asır gibi geliyordu… Onlar da öyle hissetmişlerdi… Poyraz maruz kaldığı işkencelere hep Ayşegül’e kavuşacağını düşünerek direnmişti, Ayşegül’e duyduğu aşk onun güçlü kalmasını sağlamıştı ama gel gör ki Ayşegül’ün tutunacak dalı kalmamıştı… Mezarda kefeni açtırıp Poyraz’ın yüzünü görmeseydi eğer bir umut yaşıyor der, beklerdi…
Hastanedeki o sahne bana göre anlatılmaz yaşanır denen cinstendi… Harikulade oynadı İlker Kaleli ve Burçin Terzioğlu… Birbirine hasret kalmış iki aşığın sevgisi, özlemi, öfkesi… Hepsini iliklerimize kadar hissettik… Poyraz, Ayşegül’ün bir başkası ile evlenmiş olmasına hazmedemezken Ayşegül’de iki yıldır Poyraz’ın kendinden saklanmış olmasına, hiçbir haber vermemesine hazmedemiyordu. Birbirlerine duydukları sevgi ve özlem hep gözlerine yansırken dilleri hep öfke ve nefret kusuyordu. Bir süre böyle devam etti belki ama Bahri Bey’in Poyraz’la, Eda’nın Ayşegül ile konuşması her şeyi değiştirdi. İkisinin de çektiği acılar gün yüzüne çıkmış hissettikleri öfke yitip gitmişti.
Öfkeleri yitip gitse de ortada koca bir engel vardı, Ayşegül artık evliydi. Boşanmak istediğini Çınar’a söyleyecekti ama İsa için aranan ciğer Çınar’da idi… Çınar geçmişte yaşadığı acı bir olayın vicdan azabını hâlâ en derininde hissederken biraz olsun vicdanının sesini susturabilmek adına tüm o hayati tehlikelere rağmen İsa’ya donör olmayı kabul etmişti. İsa kurtulmuş Çınar ise kısmi felç kalmıştı… Tabii bu Poyraz ve Ayşegül’ün kavuşmasına bir süre daha –umarım bu süre çok fazla uzamaz- engel olacaktı.
Çınar’ın Ayşegül konusunda günden güne artan şüpheleri Poyraz’ın öldü denilip hiçbir şekilde ölüm belgesine, onu geçtim tek fotoğrafına ulaşamaması içindeki kuşkuyu daha da büyütür olmuştu. Ki sonunda avukatı arayıp mezarın boş olduğunu söylemesi şüphelerinde yanılmadığının da göstergesi olmuştu.
71. bölümde ne olacak merakla bekliyorum. Poyraz’ın yaşadığını öğrenen Çınar, ne yapması gerektiğini bilemeyen Ayşegül, sevdiği kadına yakın ama bir o kadar uzak kalan Poyraz… Nevra’nın etrafa saçtığı nefret ve kin... Daha fazlasını Çarşamba günü izleyip göreceğiz…
Frezya