18 Aralık 2016 Pazar

Aşk Laftan Anlamaz-23.bölüm

‘‘Öyle şeyler söyleyebilmek isterdim ki sana,
Eğer bulabilseydim doğru sözcükleri.
Öyle şeyler yapabilmek isterdim ki senin için,
Eğer bulabilseydim doğru yolları...’’
Dünya öyle bir hal aldı ki, neresinden bakarsanız bakın gülümseme ve ona en çok yakışan duygu olan sevgi yara üstüne yara almış. Sevemiyoruz, sevsek de bu duygunun getirdiği nahiflikten uzaklara düşüyoruz. Gerçeğimiz renkleri keşfetmekten mesafeli; karalara,grilere boğuluyoruz. Acı üstüne acı yaşarken kaçıyoruz. Kendimizden, dünyadan kaçıyoruz. Bazen kitaplara, bazen filmlere, bazen dizilere...
Aşk Laftan Anlamaz’a kaçmak, Hayat ve Murat’ı izlemek bir parça gülümsemek,ara vermek gerçeklere. Gülümsemek ne değerli, gülümsetmek de. Düşünüyorum. Gülümsemeyi unutmasaydık birbirimize, ne olurdu, nasıl olurdu dünya diye? Affedin içimdeki hüzünden kopamıyorum bir türlü. Geçiyorum 23.bölüm yorumuma naçizane;
Hayat öyle çocuk ruhlu bir kadın ki. Sevgisi, aşkı, intikamı ile. Murat’ı uyutup aldığı intikamla içini ferahlatmaya çalışırken Murat’ın ona yaptıklarına paralel acılar çekmesini sağlamaya çalışıyor. Bunu öyle saf ve içtenlikli  yapıyor ki, gerçekten Murat da o acıları çekiyor. Sanmıyorum entrika ruhundaki bir kadın bunları yapsa Murat’ın ciddiye alacağını. Murat da Hayat’ının içindeki kız çocuğunu parçaladığını bildiği için bu kadar üzgün. Bu nedenle gülse de ,intikam tavrına kalbi acıyor Hayat’ın davranışlarındaki. Murat’ın Hayat’ın dizlerinde uyuduğu sahnede bu ikili arasındaki tutkulu aşka bir başka kapının daha açılacağı sezildi bence. Annesinden ciddi bir darbe daha yemesi muhtemel Murat sanıyorum Hayat’ın şefkatine sığınacak. Çünkü Murat babannesine ağladığı ve ‘Çok sevdim’ dediği sahne dışında kimsenin yanında çocuklaşmadı Hayat’la çocuklaştığı kadar. Hep o ciddi tavrını korumayı bildi başkalarının yanında. Hayat’ın dizlerine yatarken onun hep yanında olmasını istediğini, onsuz kalmaktan endişesini de birebir kendi ağzından duyduk Murat’ın. Hayat ise tüm kırgınlığına rağmen Murat’sız kalmak istemediğini itiraf ederken yine o çocuk-kadın ruhunu yansıttı. Bana göre Hayat açısından ayrıntının en belirgin olduğu sahne net bir şekilde aralarındaki çekişmeden faydalanmaya çalışan Emre’ye koyduğu tavırdı. Eşine laf söyletmeyen ve prim vermeyen haliyle aralarına kimseyi sokmaya niyetinin olmadığını gösterdi Hayat. Hayat’ı sanıyorum Murat’a ilişkin bir sınav bekliyor. Her şeye rağmen Hayat’ın elini bırakmayan Murat aşk konusunda öyle veya böyle sınavını vermişken Hayat ne yapacak göreceğiz. Ancak bu iki karakterin zaman zaman komedi soslu da olsa hızla sevdaya yol alan aşkı hafta hafta daha seyirlik olacak gibi. Burada küçük bir parantez; Burak Deniz, Murat’ı yaladı yuttu haftalardır. İlk bölümden bu yana sınırlarını esnete esnete Murat’ın içinden başka bir Murat çıkarttı. Hande Erçel’e gelince Hayat’ı içselleştirmeyi başardı. Bu da ikilinin özellikle karşılıklı sahnelerinde çok belli oluyor. İkisinin karşılıklı her sahnesi ama romantik ama komik ama dramatik enerji anlamında resmen patlıyor. Ki son sahne olan zeybek oynamada bu enerji zirve yaptı. Bu kısmı ayrıca yazmak istediğimden parantezi kapatıp devam ediyorum.
Annesini  bulunca ona dair kaygı ve meraklarının peşine düşer dediğim Murat beni şaşırttı bu bölüm. Annesini affetmesindeki kolaylık da beni şaşırtmıştı ki Hazal ile görüşmesine dair flash back kafamdaki şüpheleri doğruladı. Murat annesine güvenmiyor ve babannesine dediği gibi bir af durumu söz konusu değil. Sadece sorularına cevap bulana kadar onu yanında tutup yeniden kaybetmek istemiyor. Adalet duygusuyla suçlunun suçu ispatlanana kadar masumdur mottosunda bekliyor. Murat’ın karakterinin en önemli özellikleri güven ve adalet. Ki Haşmet Dede’nin ona olan güven duygusundan bu denli etkilenmesi bu nedenle şaşırtıcı değil. Murat güvende olmak güvende tutmak istiyor hep. Herkesi, yaratacakları tüm karmaşaya rağmen aynı eve toplama telaşı da bundan belki. Bölüm boyunca Hayat’a kendisini affettirmeye çalışan bir Murat izledik. Hayat’ın kimi zaman çocukça hal alan intikam oyunlarına gülüp geçti. Zaman zaman ciddileşip Hayat’ı incelikle vurmayı bildi. Sonra yine pişman oldu. Aralarındaki duygunun sıradanlıktan uzak bir masal aşkı olduğunu, yaşanmışlıkları daha çok olan Murat Hayat’a göre daha net görüyor. Bu da onu daha mücadeleci ve daha kıskanç yapıyor. Hayat’ta var olanın salt güzellikten çok, o en başta bahsettiğimiz çocukça saflıktan gelen ruhu olduğunu biliyor. Başka birinin bunu fark etme ihtimali genç adamı rahatsız ediyor kuşkusuz. Hayat’ın önceki bölümlerde çektiği acıların paralellerini çeken Murat’ın affedilme süresi nereye varır göreceğiz. Umalım ki çok uzamasın.
Haşmet Dede ve Azime Babanne arasındaki aşka geçmeden evvel senaristlerimizi tebrik etmek istiyorum. Haşmet Dede hikayesinde ciddi trajedi içeren bir durumu hem dramatik hem komik işleyebilmek gerçekten önemli bir başarı. İki büyük arasındaki aşkı da gençlerin arasını bulmakta vesile yapmak da güzel bir fikir. Artı ben yaşı ilerlemiş aşklardaki aşkın yaşı olmaz, sevgi biten bir şey değil vurgusunu seviyorum. Haşmet Dede ve Azime aşkı öyle sıcak, tatlı bir huzur. Hem hüzünlü hem esprili.  İpek-Kerem ve Aslı-Doruk aşkları da hikayeye renk katıyor. Her aşkın kendi dinamiği, kendine dair farklı renkleri var. Hayat-Murat aşkı kırmızı ki bu rengin tutkusunu, hareketini,vuruculuğunu, enerjisini yansıtıyor; Aslı-Doruk daha çok turuncu ki enerjiyi, sağlığı,samimiyeti hissettiriyor ; İpek-Kerem ise daha çok yeşil ki şifalı,dengeli, tazelik verici. İçiçe aşklar vatanı Aşk Laftan Anlamaz. Kendi dünyasının çekirdeğine aşkı koyan bir kurgusu var.
Sonlara gelirken önceden ayrıca yazmak istediğim sahneye geleceğim. 23.bölümün zirve sahnesine. Zeybek zeybek olalı böyle tutkulu oynandı mı bilmiyorum ekranda. Kuşkusuz erkeksi bir havası olan ve bir Egeli olarak Canım Atatürk’ün dediği gibi bizim salon dansımız olduğuna inandığım bu oyuna tüm ruhumla bağlıyımdır. Emin olunuz ki performans anlamında çok çok iyilerini izlemişliğim de var. Lakiiiin... Kimin fikriyse bu oyunu bu çifte oynatmak buradan tebrikler. Çünkü Hande Erçel- Burak Deniz zeybek oynarken aşkı öyle bir anlattılar ki sanıyorum bu sahne çok uzun süre hafızalarda kalacaktır. Hayat- Murat aşkının gelgitli duygularını, şiddetli tutkusunu, dokunmadan dokunabilmeyi benim diyen unutulmaz aşk sahnelerine nazire yapar gibi hissettirdiler. Belki bundan bu aşk hikayesi sevdaya yol alıyor gibi geldi bana. Bir söz vardır; aşk ölümlülüğün panzehiridir ve ölüm aşk coşkusunun gölgesinde devriye bekler.  Gerçek aşk her şeyin feda edilmesi tehdidini içinde taşır. Ben bu son sahnede ve Murat’ın gidişinde bu sözleri anımsadım. Neden ki???  Emeklere selamla...


                                                                                           UmayMasal

2 yorum:

  1. Kısa ve keyifli bir mola verdim , bu keyifli anlatımla ... Teşekkürler 🌹

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel yorumlamışsınız tebrikler.

    YanıtlaSil