“Mısır demetleri gibi derer sizi
aşk. Harman yerinde dövüp çırılçıplak bırakır. Kabuklarınızı elemek için
kalburdan geçirir. Apak edinceye kadar öğütür sizi.- Cibran”
Aşk nerede başlar nerede büyür
köklenir? Yaşarken insan bunu anlayabilir mi? Sanmıyorum. Aşk ister ateşten
olsun ister sudan kişi aşka düştüğünü anlayana kadar çoğu zaman o aşk çoktan
içinde köklenmiş ve kalbi sarıp sarmalamaya başlamıştır.
Geçtiğimiz hafta Türkan’la ilgili
gazete haberinin Korman Hanesine bomba gibi düşüşünü görmüştük en son. Sonrası bu
haftaya kalmıştı. Kendi adıma Mine adı telaffuz edilir edilmez anında
çözümlenecek mesele neden kördüğüme dönüşecek sorgusuyla başladım bölüme. Unutmuşum
ah safoz esas kızlarımız ah. Türk dizi tarihinin eskimeyen kanunudur: Esas kız
susmasının kendisini felakete sürükleyeceğini görse de muhtemelen rakibi
tarafından manipüle edilir susmaya devam eder. Seyirci saç baş yolar ama o
konuşmaz. Saçma mı? Evet. Gereksiz mi? Evet. Hele haftalar önce bizzat Türkan
tarafından Rüçhan’a Mine ile görüşmeyeceği söylenmişken, üstelik Mine’den,
tavırlarından rahatsızlığını ifade etmişken daha da saçma. Üstelik ne hikmetse
evet arkadaş olarak Türkan’ın çevresinde birini görmedik ama kardeşleri varken.
Somer’le babasıyla hatta Rüçhan’la yaşadıklarını da biliyor kardeşleri. Mine ne
alaka? Geçen haftada yazmıştım Mine’yi tamamen bitirme hamlesiyse bu ,ki bu hafta
Mine’ye giden bütün yolların itina ile kapatıldığını gördükten sonra çok da
emin değilim, kabul edilebilir. Neyse… Satır
satır bakalım bu haftaki bölüme.
Somer gazete haberinin
ardından Ferit’in kapısında aldı soluğu. Bu tarz şeyleri ilkel bulsam da Somer’in
kendi tabiriyle içinden çıkan canavarın nereye kadar gidebileceğini görmek
açısından güçlü bir sahneydi. Pusuda beklediği Ferit’in üstüne yıldırım gibi
düştü. Ferit’in Türkan hakkında söylediği yalanla daha da çileden çıkıp adamı
komalık etti. Bu dayak sanırım eninde sonunda Somer’in gidişini engellemek adına
iyi oldu. Diğer taraftan Mine’nin Türkan’ı manipüle etmesi açısından da korkunç bir sonuç doğurdu.
Hoş Türkan Somer’in hamile bir kadına maksimum ne kadar zarar vereceğini düşündü
orası da muallak. Neyse dedim dönmüyorum aynı yere. Çünkü döndükçe
sinirleniyorum.
Somer’in ikinci durağı doğal olarak
Türkan’dı. Türkan’a bağırdı, çağırdı,
söylendi. Gururu incinmiş, kalbi kırılmış, âşık olduğu kadını kaybetme
korkusundaki her adamın aşağı yukarı davranabileceği gibi davrandı ama… Şimdi
burada bir parantez. Somer çok yükseldi ki bu onun Mine’ye dahi asla taviz
vermediği kibrinden Türkan için ne kadar
taviz verdiğinin ölçüsüydü ona göre. Somer baştan beri annesinin oğlu kibir
konusunda. Evet annesi kadar hadsizce kibir kusmuyor ama asla da kibrinden
taviz vermiyordu. Tespiti doğru, Türkan’a yalvardı kendisine dönmesi için. Defalarca
reddedilmesine karşın, Türkan ona “seni istemiyorum.” demesine karşın da devam
etti hamle yapmaya. En son en alınmaz tepeyi, Rüçhan Korman tepesini bile aldı
Türkan uğruna. Somer kıskançlık ve öfke nöbeti geçirirken bir taraftan da
Türkan’ın onu başkası için bırakma ihtimalinin ne kadar yaralayıcı olduğunu da
itiraf etti aslında. Türkan ise sustu. O sustukça da çabalarının karşılıksız
olduğuna, gerçekten istenmediğine inanan Somer daha da yükseldi. Öyle ki gitmeye
kalktı, gidemedi. Sonra döndü dolaştı Türkan’la paylaştığı kafese geldi. Geldi gelmesine
de o kafesin Türkan’sızlığına ilk girişinde elinden düşen bavul yerine bu kez
ruhu rüyaya düştü. Gündüz gözüyle gördüğü Türkan’ın hayaliyle konuştu. Bu konuşmadan
anladık ki Somer Türkan’a onu sevmesi için fırsat vermediğinin farkında. Üstelik
kızın onu sadece uykusunda sevebildiğinin de farkında. Diğer taraftan Türkan’a
tüm öfkesine ve kırgınlığına rağmen hala içinde bir yerde kendisi için çabalamasını,
ona olanları açıklamasını da bekliyor. Tüm bunlara ek, Türkan’ı tanıma çabası
göstermemenin, Türkan o odada onca acıyı çekerken aslında birlikte geçebilecek
güzel zamanların harcanıp gittiğinin de farkında. Pişman Somer. Türkan’a
kalbini açmakta geç kaldığı için, onun huzurunda, onunla yaşanabilecekleri
yaşamadığı için pişman. Kendisinden vazgeçilmiş olma ihtimali tüm bunlarla
harmanlanınca delirtiyor onu haliyle. Türkan’ın onunla gelecek hayal
edememesine ise takılmış. Çünkü öyle anlaşılıyor ki Somer’in gelecek hayali
artık Türkan’la. Bu arada sahnenin metaforik tarafı yine yüzükler. Türkan’ın hayal
de olsa Somer’e getirdiği yüzükler bir bakıma Somer’in bu evlilikten ümidini
kesmediğinin göstergesi ki bölüm sonu yine mektup zarfından düşerek Somer’de
kaldılar.
Somer cephesine azcık ara Türkan’a
geçelim. Bana göre saçma sapan bir sebep bile olsa Türkan bölüm boyunca aile
sevgisinden sınandı. Kendisinin de dediği gibi anne ve babası ona inanmadıktan
sonra Somer’i nasıl suçlayabilirdi. Kuşkusuz aile olma bilinci adına sınıfta
kalan Kormanlara karşı Türkan’ın ailesi sevgide birlik timsaliydi ancak gördük
ki başkaları ne der sorunsalı sevgiyi bile ikinci plana itebiliyormuş. Tetiklenme
noktası yani Mine’yi koruma çabası bomboş bir argüman olsa da temelde ulaşılmak istenen sonuç sanıyorum Türkan’ın
sürekli baskı altına alınmaktan yorulduğu mesajıydı. Geçtiğimiz hafta yazdığım
bu hafta da arkadaşıyla konuşan Somer’in itiraf ettiği gibi Somer Türkan ilişkisi
,sanırım artık aşkı diyebiliriz, özgürleştirici bir taraf içeriyor. Somer’i
annesinden, olmak istemediği kişiden hatta zamanla Mine’den özgürleştiren,
kendisi olmasını sağlayan bir sevgi bu. Çünkü onun ruhu su gibi. Saydam ve
akışkan. Özgür olmak istiyor. Çocuk, yetişkin, baba, evlat… Olmasına izin
verilmeyen her şeyi Türkan’la olabiliyor. Diğer taraftan Türkan da aynı. Baskılanmaktan
uzak, dilediğini söyleyebildiği tek kişi Somer. Onun elini ne zaman tutsa
içindeki isyancı başkaldırıyor herkese. Somer kendisi olmasını sağlıyor
varlığında da yokluğunda da. O da su. Somer’le Türkan karıştıkça ailelerinden
etraflarından gelen her şeye karşı daha güçlü ve özgür olabiliyor. Bundan iki
tarafta birbirinden ilk andan beri vazgeçemiyor aslında. Denizle nehir gibiler.
Biri coşkuyla diğerine koşuyor, öteki onu içine alıp saklıyor. Türkan’ı
intihara kadar sürükleyen sürecin sonunda ailesinin değil de Somer’in orada
olmasının alt mesajı da sanıyorum bu. İleriye dönük olarak ne olursa olsun diye
verilen sözün Mine bombası ile parçalanacağını düşünsem de ikilinin aşk akışındaki
halini izlemek güzel olacak diye düşünüyorum. Türkan’ın başına örülen çorabın
sahibinin de ortaya çıkmasını temenni ediyorum tabi. Zira Mine’nin herkesi
parmağında oynatması çok saçma. Diğer taraftan Somer yükseldikçe bu aşkta
çekeceği acının katmanlarının ne kadar ağır olacağının da sinyali gibi Türkan’ın
çektikleri. Somer daha fazlasını çekecek. Selçuk daha çok dert babası olur
gibi. Son deme geçmeden önce Somer’in Türkan’a neden âşık olduğunu gayet net
anlıyoruz yazdığım üzere ama bu aşkı sadece Türkan’ın masumiyetine bağlamak
sanıyorum manasız. Evet Türkan iyi niyetli. Somer’in ne annesine benziyor ne de
Mine’ye ama Somer’in Türkan’a âşık olma sebebi bana göre onu özgürleştirmesi. Güzel
olması, iyi olması, sevgisindeki dürüstlük bunun yanındakiler. Sürekli masumiyet
vurgusu beni rahatsız ediyor artık.
Son demde; Türkan’ın sürekli
ağlamasından, Mine’nin varotik entrikalarından, Rüçhan’ın hadsiz kibrinden ve
Nesrin’in garip el alem ne der tribinden seke seke bir parça baba desteğiyle
utana sıkıla bir aşk hikayesi kuran Türkan ve Somer’den, Türkan veda mektubunda
da olsa Somer’i sevdiğini itiraf etti. Sıra Somer de. Umarım büyük bir şey
yapar zira kızın burnundan geldi aşkı da evliliği de. Birbirlerini bilemeden
çıktıkları yolda aslında ruhları birbirini bilerek sevmeyi öğrenen TürMer
üstüne birbirini öğrenince neye evirilecek görelim. Somer Türkan’ın ilk düştüğü
yeri, sevdiği şeyleri öğrenip üstüne Türkan’ın dizlerinde uyuyup onunla sevgiden
uykusuz kalınca içindeki Türkan neye dönüşecek? Türkan’da Somer net. Baba evinin
anahtarını da attığından beri sevmiş Somer’i. Yine deniz. Türkan’ın taştan
kalbi, Türkan’ın yüzükleri, Türkan’ın baba evi anahtarı denizde. Somer’in
bekarlık evi denizde. Fragmanda Türkan ve Somer de denizde. Boşuna suyun
bilgeliği demedik bu çifte😊
Not: Türmer fandoma küçük bir rica. Blog yazısından tabiki kesitler alabilirsiniz ama ricam tamamen ssleyip paylaşmamanız. Şimdiden teşekkür ederimm:)
UmayMasal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder