2 Haziran 2022 Perşembe

Sevdiğin Bilemediğindir- Türkan ve Somer

 

“Mısır demetleri gibi derer sizi aşk. Harman yerinde dövüp çırılçıplak bırakır. Kabuklarınızı elemek için kalburdan geçirir. Apak edinceye kadar öğütür sizi.- Cibran”

Aşk nerede başlar nerede büyür köklenir? Yaşarken insan bunu anlayabilir mi? Sanmıyorum. Aşk ister ateşten olsun ister sudan kişi aşka düştüğünü anlayana kadar çoğu zaman o aşk çoktan içinde köklenmiş ve kalbi sarıp sarmalamaya başlamıştır.

Geçtiğimiz hafta Türkan’la ilgili gazete haberinin Korman Hanesine bomba gibi düşüşünü görmüştük en son. Sonrası bu haftaya kalmıştı. Kendi adıma Mine adı telaffuz edilir edilmez anında çözümlenecek mesele neden kördüğüme dönüşecek sorgusuyla başladım bölüme. Unutmuşum ah safoz esas kızlarımız ah. Türk dizi tarihinin eskimeyen kanunudur: Esas kız susmasının kendisini felakete sürükleyeceğini görse de muhtemelen rakibi tarafından manipüle edilir susmaya devam eder. Seyirci saç baş yolar ama o konuşmaz. Saçma mı? Evet. Gereksiz mi? Evet. Hele haftalar önce bizzat Türkan tarafından Rüçhan’a Mine ile görüşmeyeceği söylenmişken, üstelik Mine’den, tavırlarından rahatsızlığını ifade etmişken daha da saçma. Üstelik ne hikmetse evet arkadaş olarak Türkan’ın çevresinde birini görmedik ama kardeşleri varken. Somer’le babasıyla hatta Rüçhan’la yaşadıklarını da biliyor kardeşleri. Mine ne alaka? Geçen haftada yazmıştım Mine’yi tamamen bitirme hamlesiyse bu ,ki bu hafta Mine’ye giden bütün yolların itina ile kapatıldığını gördükten sonra çok da emin değilim, kabul edilebilir.  Neyse… Satır satır bakalım bu haftaki bölüme.

Somer gazete haberinin ardından Ferit’in kapısında aldı soluğu. Bu tarz şeyleri ilkel bulsam da Somer’in kendi tabiriyle içinden çıkan canavarın nereye kadar gidebileceğini görmek açısından güçlü bir sahneydi. Pusuda beklediği Ferit’in üstüne yıldırım gibi düştü. Ferit’in Türkan hakkında söylediği yalanla daha da çileden çıkıp adamı komalık etti. Bu dayak sanırım eninde sonunda Somer’in gidişini engellemek adına iyi oldu. Diğer taraftan Mine’nin Türkan’ı manipüle etmesi açısından da korkunç bir sonuç doğurdu. Hoş Türkan Somer’in hamile bir kadına maksimum ne kadar zarar vereceğini düşündü orası da muallak. Neyse dedim dönmüyorum aynı yere. Çünkü döndükçe sinirleniyorum.

Somer’in ikinci durağı doğal olarak Türkan’dı.  Türkan’a bağırdı, çağırdı, söylendi. Gururu incinmiş, kalbi kırılmış, âşık olduğu kadını kaybetme korkusundaki her adamın aşağı yukarı davranabileceği gibi davrandı ama… Şimdi burada bir parantez. Somer çok yükseldi ki bu onun Mine’ye dahi asla taviz vermediği kibrinden  Türkan için ne kadar taviz verdiğinin ölçüsüydü ona göre. Somer baştan beri annesinin oğlu kibir konusunda. Evet annesi kadar hadsizce kibir kusmuyor ama asla da kibrinden taviz vermiyordu. Tespiti doğru,   Türkan’a yalvardı kendisine dönmesi için. Defalarca reddedilmesine karşın, Türkan ona “seni istemiyorum.” demesine karşın da devam etti hamle yapmaya. En son en alınmaz tepeyi, Rüçhan Korman tepesini bile aldı Türkan uğruna. Somer kıskançlık ve öfke nöbeti geçirirken bir taraftan da Türkan’ın onu başkası için bırakma ihtimalinin ne kadar yaralayıcı olduğunu da itiraf etti aslında. Türkan ise sustu. O sustukça da çabalarının karşılıksız olduğuna, gerçekten istenmediğine inanan Somer daha da yükseldi. Öyle ki gitmeye kalktı, gidemedi. Sonra döndü dolaştı Türkan’la paylaştığı kafese geldi. Geldi gelmesine de o kafesin Türkan’sızlığına ilk girişinde elinden düşen bavul yerine bu kez ruhu rüyaya düştü. Gündüz gözüyle gördüğü Türkan’ın hayaliyle konuştu. Bu konuşmadan anladık ki Somer Türkan’a onu sevmesi için fırsat vermediğinin farkında. Üstelik kızın onu sadece uykusunda sevebildiğinin de farkında. Diğer taraftan Türkan’a tüm öfkesine ve kırgınlığına rağmen hala içinde bir yerde kendisi için çabalamasını, ona olanları açıklamasını da bekliyor. Tüm bunlara ek, Türkan’ı tanıma çabası göstermemenin, Türkan o odada onca acıyı çekerken aslında birlikte geçebilecek güzel zamanların harcanıp gittiğinin de farkında. Pişman Somer. Türkan’a kalbini açmakta geç kaldığı için, onun huzurunda, onunla yaşanabilecekleri yaşamadığı için pişman. Kendisinden vazgeçilmiş olma ihtimali tüm bunlarla harmanlanınca delirtiyor onu haliyle. Türkan’ın onunla gelecek hayal edememesine ise takılmış. Çünkü öyle anlaşılıyor ki Somer’in gelecek hayali artık Türkan’la. Bu arada sahnenin metaforik tarafı yine yüzükler. Türkan’ın hayal de olsa Somer’e getirdiği yüzükler bir bakıma Somer’in bu evlilikten ümidini kesmediğinin göstergesi ki bölüm sonu yine mektup zarfından düşerek Somer’de kaldılar.

Somer cephesine azcık ara Türkan’a geçelim. Bana göre saçma sapan bir sebep bile olsa Türkan bölüm boyunca aile sevgisinden sınandı. Kendisinin de dediği gibi anne ve babası ona inanmadıktan sonra Somer’i nasıl suçlayabilirdi. Kuşkusuz aile olma bilinci adına sınıfta kalan Kormanlara karşı Türkan’ın ailesi sevgide birlik timsaliydi ancak gördük ki başkaları ne der sorunsalı sevgiyi bile ikinci plana itebiliyormuş. Tetiklenme noktası yani Mine’yi koruma çabası bomboş bir argüman olsa da  temelde ulaşılmak istenen sonuç sanıyorum Türkan’ın sürekli baskı altına alınmaktan yorulduğu mesajıydı. Geçtiğimiz hafta yazdığım bu hafta da arkadaşıyla konuşan Somer’in itiraf ettiği gibi Somer Türkan ilişkisi ,sanırım artık aşkı diyebiliriz, özgürleştirici bir taraf içeriyor. Somer’i annesinden, olmak istemediği kişiden hatta zamanla Mine’den özgürleştiren, kendisi olmasını sağlayan bir sevgi bu. Çünkü onun ruhu su gibi. Saydam ve akışkan. Özgür olmak istiyor. Çocuk, yetişkin, baba, evlat… Olmasına izin verilmeyen her şeyi Türkan’la olabiliyor. Diğer taraftan Türkan da aynı. Baskılanmaktan uzak, dilediğini söyleyebildiği tek kişi Somer. Onun elini ne zaman tutsa içindeki isyancı başkaldırıyor herkese. Somer kendisi olmasını sağlıyor varlığında da yokluğunda da. O da su. Somer’le Türkan karıştıkça ailelerinden etraflarından gelen her şeye karşı daha güçlü ve özgür olabiliyor. Bundan iki tarafta birbirinden ilk andan beri vazgeçemiyor aslında. Denizle nehir gibiler. Biri coşkuyla diğerine koşuyor, öteki onu içine alıp saklıyor. Türkan’ı intihara kadar sürükleyen sürecin sonunda ailesinin değil de Somer’in orada olmasının alt mesajı da sanıyorum bu. İleriye dönük olarak ne olursa olsun diye verilen sözün Mine bombası ile parçalanacağını düşünsem de ikilinin aşk akışındaki halini izlemek güzel olacak diye düşünüyorum. Türkan’ın başına örülen çorabın sahibinin de ortaya çıkmasını temenni ediyorum tabi. Zira Mine’nin herkesi parmağında oynatması çok saçma. Diğer taraftan Somer yükseldikçe bu aşkta çekeceği acının katmanlarının ne kadar ağır olacağının da sinyali gibi Türkan’ın çektikleri. Somer daha fazlasını çekecek. Selçuk daha çok dert babası olur gibi. Son deme geçmeden önce Somer’in Türkan’a neden âşık olduğunu gayet net anlıyoruz yazdığım üzere ama bu aşkı sadece Türkan’ın masumiyetine bağlamak sanıyorum manasız. Evet Türkan iyi niyetli. Somer’in ne annesine benziyor ne de Mine’ye ama Somer’in Türkan’a âşık olma sebebi bana göre onu özgürleştirmesi. Güzel olması, iyi olması, sevgisindeki dürüstlük bunun yanındakiler. Sürekli masumiyet vurgusu beni rahatsız ediyor artık.

Son demde; Türkan’ın sürekli ağlamasından, Mine’nin varotik entrikalarından, Rüçhan’ın hadsiz kibrinden ve Nesrin’in garip el alem ne der tribinden seke seke bir parça baba desteğiyle utana sıkıla bir aşk hikayesi kuran Türkan ve Somer’den, Türkan veda mektubunda da olsa Somer’i sevdiğini itiraf etti. Sıra Somer de. Umarım büyük bir şey yapar zira kızın burnundan geldi aşkı da evliliği de. Birbirlerini bilemeden çıktıkları yolda aslında ruhları birbirini bilerek sevmeyi öğrenen TürMer üstüne birbirini öğrenince neye evirilecek görelim. Somer Türkan’ın ilk düştüğü yeri, sevdiği şeyleri öğrenip üstüne Türkan’ın dizlerinde uyuyup onunla sevgiden uykusuz kalınca içindeki Türkan neye dönüşecek? Türkan’da Somer net. Baba evinin anahtarını da attığından beri sevmiş Somer’i. Yine deniz. Türkan’ın taştan kalbi, Türkan’ın yüzükleri, Türkan’ın baba evi anahtarı denizde. Somer’in bekarlık evi denizde. Fragmanda Türkan ve Somer de denizde. Boşuna suyun bilgeliği demedik bu çifte😊

Not: Türmer fandoma küçük bir rica. Blog yazısından tabiki kesitler alabilirsiniz ama ricam tamamen ssleyip paylaşmamanız. Şimdiden teşekkür ederimm:)

                                                                                                            UmayMasal        




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder