‘‘Yol büyütür çocuk seni,
Hayat büyütür,
Kan büyütür,
Zulüm büyütür,
Çocuk seni annen büyütür,
Varlığından çok yokluğu büyütür...’’
Pişmanlığın adalete dönüşen keskin
kılıcı: Anne. Yıldız’a
dair, anneliğe dair bir bölümdü Bodrum Masalı’nın son bölümü. Biz de bu
noktadan ele almaya gayret edelim yorumumuzu. Süha Reis’in patlamadan sağ
kurulup kurtulamadığı ve Uzay’ın yediği yumruk sonrası tavrının ne olacağı sorularıyla
açtık bölümü. Sonra Alara’nın hamlesiyle susan bir Uzay’la karşılaştık. Uzay’a
seninle ben aynıyız diyen Alara, sevgisizliğinden yorgun Uzay’ı en yumuşak
yerinden yıllardır kendisine beslenen sevgisinden yakladı ve susturdu. Ateş’e
kızgın Aslı ve Aslı’ya kızgın Ateş ilk kavgalarını yaşadıktan sonra barışıp
belki olan durumu çok da çözümleyemeden Süha Reis’in derdine düştü. Kelebek
ise, her kardeşin yapacağını yaparak yine Aslı için taşın altına elini soktu. Faryalı’nın
kırgınlığına rağmen endişeli bekleyişi mahşerin dört atlısına da sıçradıktan
sonra çok da dallanıp budaklanmadan çözüldü ve Süha Reis’in yaşadığını
öğrendik. Faryalı’nın en yakın dostuyla arasının sağ ama ölü duygusundan
sıyrılması adına yaşananlar elbette ki iyi oldu. Yusuf konusu halen muamma
durumunu korusa da. Sonrasında yeniden Ergüven boşanmasına odaklandık. İşte bu
noktada başladı bölümümüzün ana temasını oluşturacak olgunun yansımaları. Annesinin
boşanma sırasında yanında durmak isteyen Ateş ve Su ile konuşan Yıldız’ın
pişmalığından süzülen çocuklarını koruma isteği. Babanın devre dışı kaldığı
masanın etrafında anne elinden sıcacık çorbalarını yudumlayan Ateş ve Su’nun
yanına oturan Yıldız çocuklarını yaşadığı süreçten uzak tutmak istediğini
söyledi sürekli. Öyle ya bir anne hep iyi anıları olsun isterdi çocuklarının. Boşanma
davası resminde çocuklarının olmamasını istemesi, ikisine sarılıp kendi
sıcaklığının yansıması evlatlarının sıcaklığına tutunması Yıldız’ın yorgun ama
güçlü tutumunun habercisi gibiydi. Aynı anlarda Aslı’nın Uzay’la yüzleşmesini
izledik. Uzay Aslı’da neden olduğu tahribatın farkında olarak tanımladı
kendisindeki pişmalığı. Tamamen iyi niyetle başladığı bir şeyin
anlaşılmamasının ve geçmişten getirdiği zarar verme durumlarının kendisine
nasıl yük olduğuyla yüzleşti Aslı’nın ağlamaktan şişen gözlerine bakarken. Uzay’ın
Aslı’ya aşık olacağına hiç inanmadım. Bu bölüm söylemleri ve incelikli
tutumuyla da beni haklı çıkartmış duruyor. Uzay’ın Aslı’da gördüğü koşulsuz iyi
niyet ve ortak kader. Aslı ile kurduğu empati onu hızla Yıldız Otel dünyasında
kabul görme isteğine sürüklüyor. Sevilmek, istenmek ve birinin ona gerçekten
isteyerek sarılması.
Uzay’a dönmek üzere ara verelim. Yeniden Yıldız ve Evren boşanmasına
gidelim. Gözde’nin hamlesi tüm aile üzerine kabus gibi çökerken Yıldız’ı Evren
prangasından kurtardı. Fakat burada yine bir anne hikayesi başladı. Gözde’nin
hikayesi. Evren’i silen Gözde’nin Evren’e dönüşünü sağlayan unsurdu anneliği ve
çocuğunu koruma isteği. Hem toplumsal baskılardan hem de mutsuzluktan bebeğini korumak
için Evren’i en iyi bilen Gözde onu büyütme pahasına sahaya döndü. Evren’in
çıkar odaklı karakteri düşünüldüğünde onu büyütme çabası oldukça zorlayıcı
olacaktır. Hem Gözde hem Evren açısından. Su ve Yıldız arasındaki konuşmada
kendi yaşadıklarının acısını çekmeye devam eden Yıldız’ın Gözde’nin bebeğine
karşı tutumu da yine annelikten geldi. Aldatımışlığına rağmen, sevmese de
düşürüldüğü durumun kendisinde yarattığı travmaya rağmen Yıldız kızının
öfkesini bilemek yerine onu sakinleştirmeyi seçti. Bu konuşmayı kızıyla yapması
da kuşkusuz anneliği oğlundan çok kızının anlamlandırabileceğine inancıydı.
Yıldız’ın yaşadığı bir başka yüzleşme de Faryalı’ylaydı. Babalık hakkı
elinden alınan Faryalı’nın kırgınlığı, öfkesini bastırıyor. Hem sevdasından
vazgeçmiyor hem de alabildiğine o cam kırıklarının kanatıcı etkisini yaşağınca
yaşatıyor. El kadar bebeğe ve annesine bakan Faryalı’nın anlayamadığı, neden
Yıldız ona güvenemedi? Bu soruyu ben de soruyorum ve bu noktadan bir başka
Evren düğümü çıkmasını da beklemiyor değilim. Diğer taraftan
Yıldız pişmalığını yine anneliğinin terazisine koyup Faryalı’ya ondan hesap sorma hakkını sonuna
kadar teslim ederken, tek istediğinin Faryalı’nın onu anneliğinden sorgulamaması
olduğunu da vurguladı. Çünkü Yıldız pişman, yanlış insana güvendiği için
Faryalı’yla çocuk büyütme şansını yok ettiği için. Ateş konusu hala soru
işareti(?)
Pişmanlık, kötülüğe giden yolda bir duraktır; o durakta kontrolü ele
alırsanız, duracağınız yerde durabilirseniz, yalanlara ve alçaklıklara
sığınmazsanız, yaşam size yeni fırsatlar verir. Uzay için durum tam anlamıyla
bu. Uzay geçen hafta Faryalı’yı kurtarma eyleminin parçası olmuştu zaten. Bu hafta
yaşadığı pişmalıkla Aslı’nın kapısına dayandı ;ama bunu Ateş’le yaparak
eyleminin tamamen iyi niyet tabanlı olduğuna ona en son inanacak kişiye,Ateş’e,
ispatladı. Hele kendi sarılamayışının üzerine benimkini ekle de sarıl, derken
gözleri dolan Ateş bundan sonra Uzay’ı salt kötü göremeyecektir. Uzay Ateş
cephesinde bile kendisine bir fırsat yaratırken kuşkusuz Aslı’nın bundan
sonraki hikayesine de dahil olacaktır. O hikaye hangi noktada kendisinde
düğümlenecek asıl merak ettiğim bu. Alara’ya rağmen Aslı ve Ateş’in tarafında
kalmayı seçen Uzay yine bölümün sürprizi olmayı başardı.
Kelebek ve Su... Su için kaçılan bir koy, saklanılan bir kovuk olmayı
sürdürüyor Kelebek. Su yaşadığı her olumsuzlukta Kelebek’e sığınırken Ateş’le
ilgili çıkmazları büyüyor. Ateş’ten saklanan sır öyle görünüyor ki, Ateş
açısından tepkili bir öğrenmeye neden olacak. Bunda saklanma durumunun yaşanan
aşktan daha etkili bir sebep olacağını düşünüyorum. Su artık harekete geçmeli.
Aslı ve Ateş... Annesizliğinin yıllanmış sevgisizliğinin yarattığı
korkularla yola düştü Aslı. Yanında sadece Ateş’i istemesinde en önemli sebep
sevdiği adamın söylemese bile ellerini her sardığında ona iyi gelen aşkıydı.
Kelebek zaten o kadar Aslı’ya dair bir kardeş ki, Aslı sevilmeye değer olduğunu
Ateş’te gördü. Korka korka annesinin olduğu yere vardığında yine Ateş’in elini
istedi. Sormak istediği ‘Neden?’ sorusunda da yanıbaşında Ateş olsun dedi. Annesiz
geldiği İzmir’de babasını da bırakan Aslı’nın tek kimsesi Ateş kaldı. Aslı’nın yaşadığı travmanın ailesiz kalmanın
boyutları nereye varacak, bu küçük kız bu yükü nasıl sırtlayacak sorularının
cevabı yine Ateş. Ateş’in evim dediği kıza ev olma zamanı. Her darbede daha
yakın olan AsAt’ın artık biz olma zamanı. Bunun için Aslı yeterince çabaladı. Sıra
Ateş oğlanda.
‘Ne kadar hızla uzaklaşıyorsun benden çocukluğum, bu ne telaş, bu ne acele...’
demiş Neuman Dior, Aslı ve Ateş ; Kelebek ve Su büyüyor. Yolculuklarına eşlik
edenle de büyüyor. Ancak ne şans ki Ateş ve Su anneleriyle babasız kalarak
büyürken Aslı da kaderdaşı Kelebek gibi anasız ve babasız kalarak büyüyor.
Son demde; Anne hayatın sonsuzluğudur.
Emeklere saygıyla...
UmayMasal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder