Maya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Maya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Nisan 2017 Pazar

Bodrum Masalı-30.bölüm

‘Yarım kaldım dost, yarımlıkla sınandım. Sensiz kaldım, aldatıldım.’
Sevgili okur bölüme dair yazacaklarım sınırlı olduğundan hatta ortada bir bölüm değil yarım bölüm olduğundan eksik gedik kalacağım affına sığınırım. Aslı ve Ateş’le açtık bölümü. Geçen hafta kaldığımız yerden ancak gece hissedilenlere uzak. Aslı gitti, Ateş peşinden gitti. Sonra yetişemedi, kapısına dayanmadı Aslı’nın. Suçsuzum diye bağırmadı. Kelebek’e ve Ateş’e göre bütün gece uyumadı, yandı. Su’ya göre pireleriyle fosur fosur uyudu. Biz bir şey göremediğimizden kimin söylediği doğruydu? Bir kamyon kasası portakalla Aslı’nın kapısına giden Ateş, hem Aslı’dan hem Su’dan hem de Kelebek’ten aforoz yedi. İş döndü dolaştı Aslı’nın güven sorununu çözmek için evliliğe geldi. Parantez; Aslı’nın dondurduğu bir okul vardı. Ateş’in sorunları çözmekle uğraşmaktan zor kazanır ya gideceği bir okul vardı. Amannn ne gam evleniverirler beee, demek isterdim de yok işte yine altı boş kaldı. Kapa kapa parantezi. Devam. Su kadın dayanışmasının örneğini verdi bu akşam. Öyle ya aldatılmanın her türünü yaşamış kızımızda bu konu uhte. Abisi olsa tanımadı Ateş’in karşısında Aslı’nın yanında durdu. Tam bu noktada Aslı açısından iki etken devreye girdi. Uzay ve Maya. Maya sağduyunun sesi olarak aşkı bilen anne olarak Ateş’i süründür ama öldürme; kız ama Ateş aldattı deme dedi. Lal’in derdinin Ateş olmadığı ortada. O sadece kendi kırgınlığını çıkartmaya çalışıyor. Zaten Ateş’le konuşurken Bora’ya dair verdiği açık bence Aslı’sına kavuştuğu an Ateş’in beyninde çınlamaya başlayacaktır. Hoş sevgili olmadan önce şahane konuşabilen AsAt artık konuşamaz hale geldi. Ateş’in evlilik teklifi ne kadar güven sorununu çözer bana göre tartışılır. Aslı’nın kabul etmediği teklif ise bu çifti nereye taşır bilmiyorum.
Su ve Kelebek’e gelirsek, eğlenceli ama güven sorununu yaşayan bir çiftti gördüğümüz kadarıyla. Fragmanda olan bir sahne montaja mı kurban gitmişti? Bana mı öyle geldi? Neyse devam, Su  hala erkeklere güvensizliğini koruyor. Bu hafta Ateş üzerinden bunu da hissettim. Kelebek’i ne kadar severse sevsin, güvenirse güvensin aldatılma korkusu genç kızın yüreğinde sapasağlam. Babası ve Cenk Su’da karşı cinse karşı ciddi travma yaratmış. Esprili anlatılsa da bence böyle.
Uzay sen Ateş’e takık mısın çocuğum? Hayır Ateş’in aldatma sorunu var diyelim, senin olayın ne? Alara’ya aşık diyorduk, Ateş kızı terk etti sen de ettin. Ateş Aslı’ya aşık oldu Çıtırık diye diye bir yollara girdin. Şimdi de Aslı’ya başka Ateş’e başka konuşup gitmeyi planladığın yön ne? Bu çocuk harbi aşık diyen sen, Aslı Ateş’in yolunu açan sen, Ateş’in sevdikleri için yapabileceklerini bilen sen, karşına son zamanda hep arkadaşlıkla gelen Ateş’e neden birden kuruldun? Her şeyin aslını astarını araştırmaya merakına ne oldu?
Faryalı ve Yıldız.  Faryalı’nın bir kez daha Yıldız’ı ne kadar sevdiğini, gitse de kalsa da, kabul etse de etmese de Yıldız’ı seveceğini yine duyduk ağzından. Yıldız’ın derdinin, düğümünün Maya olduğu ortada. Yirmi yıl önce hissettiğinin gerçekliğini kabullenmekte zorlandığı da ortada. Bu noktada koskocaman bir Aslı gerçeği var. Ama diğer taraftan Faryalı için Ateş ve Su gerçeği de var. Yıldız’ın kırılmışlığını anlıyorum tam anlatılamasa da ama diğer tarafa baktığımda yıllarca yalnız kalmış hayatına birilerini alırken bile yalnız kalmış bir adam da görüyorum. Yıldız’ın hayatın akışını ve bazen kader denileni kabullenmekte ki kabullenmiş gibi yapsa da bu kadar zorlanmasını anlayamıyorum. Hem ortadaki Aslı senin biricik oğlunu en zor zamanda hayata döndüren Ateş’ten Ateş yaratan kız. Sevgili Yıldızcım bak süremiz kısaldı nolur artık şu sorunu aşalım sen de rahatla Faryalı da sizi birlikte görmek isteyenler de. Maya Bora bile belli bir aşama kaydetti. FarYıl hala bir ileri iki geri.  Neyse bu konuda Gözde’ye güveniyorum. Gözde şu Faryalı’yı gönderme planını da dinamitler, hala Bora’nın niyeti buydu di mi, FarYıl ayrılığını da engeller.
Bu hafta kısa oldu biliyorum sevgili okur ama inan alt metin okuyacak kadar dolu bir şey izleyemedik malum. Bölümleri 60 dakikaya indirme fikrine hep sıcak baktım. Bana göre de dizi süreleri lüzumsuz uzun. Koca akşamını izlemeyi sevdiğin bir diziye gömmek çok gereksiz. Lakin öyle görünüyor ki, roman yazmaya alışık senaristlerimiz şiirli anlatım olan sinemadan evrilmiş senaryolar yazmakta sıkıntılılar. Stok bölüm bitince Bodrum Masalı’nı gerçekten 60 dakika yazılmış bölümle izlediğimizde yanıldığımızı görmeyi çok istiyorum. Diğer taraftan beklentisiz olmayı da tercih ediyorum. Uzun saatler derinleşemeyen 60 dakikada ne olur izleyip göreceğiz. Evren olarak sevdiğim bir iş Bodrum Masalı. Ne çift ayrımım var ne kişi. Hikaye seviyorum ben. Lakinn...
Son demde; yüreğimi hapsettim mevsimlere. Kar tanesi olup yağdım saçlarına kışın, meltem oldum uçurdum etek uçlarını baharda, gün ışığı oldum yaktım tenini yazın, ah sevgili sonbaharda döküp ayaklarınla ezdiğin yapraklardım. Ama sensiz hep yarımdım, yarım kaldım. Tut elimi tamamla.
Emeklere saygıyla...

                                   UmayMasal           

14 Mart 2017 Salı

Bodrum Masalı-27.bölüm

‘‘Vedalaşabilseydim geçmişle,
Gidebileseydim keşke.
Gittin deme, gitmiş göründüm sadece.
Sensiz, kimsesiz, ruhsuzdum.
Anlamazsın,sen sensiz olmadın.’’
Dünyada yaşanmış ya da yaşanmaya değer büyük aşklar içinde yaralanmamış olan var mıdır? Aşk dediğin tıpkı Maya’nın dediği gibi yarım kalmaz ayrılık olsa da ;ama ruhta bıraktığı çiziklerle kanar durur. İçinizde sevdiğinizle yaşar gidersiniz kavuşamamanın acısıyla. Aşkı bütün yapan yaşayanın hislerindeki tamlıktır. Karşılığı olsun olmasın.  Demişler  ya benim aşkım benimdir sana ne, ben seni sevsem bile. Bodrum Masalı  öyle bir noktadan yürümeye başladı ki, geçmiş aşkların kayıp hüzünleri Aslı’nın hikayesiyle aydınlanmaya başladı ve gördük ki sandıklardan çıkan o sevdalar çok canı yakmış, çok çizik bırakmış. Biz önce Faryalı’nın kırık aşkını izlemiştik. Sonra Yıldız’ın parçalanmış kalbini gördük. Sonra Süha’nın acıtan aşkından haberdar olduk. Ela’nın imkansızlığından. Masal evrenine tepeden inme şekilde dahil olan Bora’nın kalbini yakanın da aşk olduğu anlaşıldı sonrasında. Şimdi yeni rengimiz Maya ile görüyoruz ki acısında raks eden aşklarda eski renklerde bir fark yok. Devam ediyor kayıp zamanlara sadakat. Maya tam beklediğimiz gibi geldi. Faryalı’ya hala aşık hala acaba diyen hala sadık. Elbet bu acabaya Faryalı’dan cevap alınmayacak hatta Bora’nın kapalı kalbine Maya esintisinin getirdiği bahar gün gibi aşikar. Ancak Faryalı ve Maya’yı bağlayan şey yani Aslı dengelerde değişiklik yapacaktır. Faryalı’nın Yıldız aşkından en ufak kuşkum yok. Sadece baba olarak anne ve kız arasındaki bağı sağlayıp kızının geçmişten beri şahit olduğu acısına merhem olmaya çalışacak. Diğer taraftan Bora gibi bir adamın kendi ruh evreninden bir sakin olan Maya’ya kapılacağı da oldukça açık. Aslında bana öyle geliyor ki, eski Bodrum sakinlerimizden Evren hariç hepsi bir şekilde aşka aşık, sevdaya sadık. Gerçi Evren bile tüm o aşağılık yaklaşımlarının hatta yalanlarının yanında Yıldız’ı Evrence sevmeye devam etmekte.
Bu hafta çözülen sırlardan daha çok sırrın yarattığı sarsıntılı ruh hallerine ve Maya’yı tanımaya odaklandı bölüm. Önce biri sonra diğeri olarak devam edelim. Aslı Faryalı’nın babası olduğunu öğrendiğinde tepkisi haklı olarak inanmamak oldu. Hatta daha çok inanamamak. Yıllarını yanıbaşında geçirdiği Faryalı izini sürmek için uğraştığı imkansızlıklar içindeki babası çıkmıştı. Şaşkınlığı doğaldı. Yalnız oldukça hızlı üzerinden attı bu şaşkınlığı. Bunun altında yatan sebep kuşkusuz yıllardır tanıdığı ve babası yokken ona babalık yapan adamın dürüstlüğüne olan inancıydı. Ateş’e doğru mu, diye sorarken doğruluğunu içten içe bildiğini sadece onaylatmaktı istediği ve belki bilginin ağırlığını paylaşma ihtiyacıydı. Kaldı ki gerek Faryalı’yla yüzleşmesinde gerek Asım’la konuşmasında olayları sindirmeye yatkın bir Aslı izledik. Burada Ateş, Kelebek ve Su üçlüsünün hızlı hareket alanı yaratması, ailemiz dedikleri bütünlüğü koruma yönünde refleks göstermesinin de etkisi var. Ateş’in ve Su’nun Faryalı’ya olan koşulsuz güveni öyle manidardı ki bölüm boyunca. Özellikle erkeklerin aldatma hallerinden en çok yaralanan karakterlerden olan Su’nun, Faryalı’ya sahip çıkışı, o daima doğruyu söyler demesi bence benim Ateş Faryalı’yı babalığa seçecek argümanıma Su’yu da ekledi. Hoş Faryalı artık Ateş için farklı bir kimlik de içermeye başlayacak. Diğer taraftan akşamın en yaralısı Yıldız oldu. Yıldız’la empati yaptığımda yaşadığı huzursuzluğu, kırılmışlığı ama en çok ne yapacağını bilemeyen halini anlıyorum. Karakteri derinlemesine işlememekte gösterilen çabayı anlayamasam da kendi kafamda bütünlediğim Yıldız sanki iki duygu arasında savruluyor gibi. Suçluluk bunlardan ilki. Suçluluk hissediyor çünkü Faryalı’yı terk ederken hata yapıp yapmadığını her şeye rağmen sorguluyor bence. Bu hafta öğrendiklerinin ağırlığına rağmen o sorgu kafasında ve yüreğine suçluluk olarak yansıyor. Diğer taraftan Aslı’nın hikayesi üzerinden yeni bir suçluluk bindi yüreğine. Faryalı tarafından bu denli sevilmiş olmasının Faryalı’nın hayatında yarattığı kontrolsüz deprem. Devamında Aslı’yı anne ve babasız, Faryalı’yı bunca zaman evlatsız bırakan süreç. Diğer duygu da korku Yıldız da sezdiğim. Yıllardır beklediğini bulmuşken kaybetme korkusu. Oluşan yeni ailesini yitirme hissi. Faryalı kendi penceresinden Yıldız’ı suçlamıyor tabiki. O yirmi yılın kendisi için bir evlat saklamış olmasından ve mucizevi bir şekilde hayatın o evladı yanıbaşına getirmiş olmasından dem vuruyor hep. Ona göre Yıldız bu durumda bir taraf değil, yanında durmasını umduğu gerçek aşk. Sırların, acıların ve sevdanın paylaşılacağı bir sığınak. Lakin işte burda kadın olmak giriyor ya devreye. Anne olduğundan anneliği kaybeden kadının yerine koyabilmek kendini, evlat olup babanı yitirip ve belki sana kırgın göçüp gittiğini bilerek babasını yeni bulmuş bir kız evladın duygularını anlamak ne zordur. Hele o kız evlat sevdam dediğininin kanındansa, hele o kız evlat hayatını uğrunda vereceğin oğlunun gözlerindeki sevdaysa, hele o kız kimsesizliği içinde kalbini açıp içine aldığınsa. Yıldız’ın işi zor. Lakin ben yine de sevmeye en değen adam olan Faryalı’nın elini sımsıkı tutsun diyorum içimden.
Maya... Portakal kızın annesi Maya. Aslı’nın Mayası. Sevda yolunda babasının hücresel feyzini aldığını düşündüğümüz Aslı’nın halleri aynı annesiymiş meğer. Her kalbinden geçeni yazmasından, portakal kokusuna aşkına kadar. Aşkta yenilgiyi kabullenmiş Maya’nın hayatını Bodrum değiştiryor kuşkusuz. Sevmeyi bilen, iliklerine kadar sevdaya batmış bu kadındaki şairanelik yarasını saklamaktaki ışıltısı etkileyici. Aslıhan Gürbüz bakışlarıyla delip geçiyor. Aslı ve Maya kavuşması da hikayenin içeriği adına çok özel olacaktır.  Maya Yıldız Otel sakinlerinin hayatına bomba gibi düşerken aslında başka hayatlar için de kapılar açacak gibi. Bora’nın tarafındaki fluluğu giderecek, Evren’in yaptığı manipülasyonların etkisini kıracak, otel sakinleri ile ve belki Faryalı ile arasındaki iletişimde yeni bağlar sağlayacak gibi. Diğer taraftan da Lal, Gözde ve Evren üçlüsünün eksenini nereye çekecek bu bahar havası göreceğiz.
Kelebek... Su’nun aşık Kelebek’i. Faryalı’nın düşünceli oğlu. Ateş’in sadık kankası. Yıldız’ın gülümseme nedeni. Aslı’nın biricik amcası. Tüm dramların orta yerindeki gülümseyen rengarenk Kelebek. Uzay ve sen hep gülümseme nedenimsiniz. Hem hayatı kendince ciddiye alan hem inadına alaya alan tavrınızla siz hayattaki soluk alınan parklar gibisiniz. Uzay’ın Yıldız Otel aile sofrasında yer bulmaya başlaması da ayrıca güzel ayrıntıydı. Demiştik ya Uzay’ı sağaltmanın yolu Yıldız Otel. Bu arada Faryalı ve Evren sevgisi Uzay’ı Aslı’ya vardırırken sanıyorum Ateş’e doğru da yol almasına neden oluyor. Hala Alara, Ferdi, keman hocası ne oldu bilmesem de olanı olduğu gibi kabullenip artık Aslı’nın yanında duran Ateş’i gözlerinden öpüyor aşkla kalan tüm çiftlerimizi arada gülümserken hatta aşkın ateşindeyken görmeyi dileyerek yazımı bitiriyorum.
Son demde; yürek aşina yalnızlıklara, yalnız kalmışları tanıması bundan. Ruh aşina aşka, aşıkları bilmesi bundan. Ey aşk, beni bulduğunda yeniden aynı bedende aynı ruhta olsam da tanımayabilirsin. Sakın yanımdan geçme. Zira bilirsin aşk aşkı bilenlerindir. Başka bedenlere geçmişsem ruhumun sirayetiyle dur bak gözlerime. Tanıyabilirsin.
Emeklere saygıyla...

                                                       UmayMasal