“Yüreğim gibi duruyorsun orda,
Kalp atışlarımız da adımlarımız gibi senkronize.
Aşka dair ne varsa gözlerimizde ve
Ruhumuzdan bir iple bağlıyız”
Ne zaman ipin üstünde yürüyen bir
akrobat görsem kendimi onun yerinde hissediyorum ,demiş Theodor Lipps. Empati duygusunun
yazan , çizen, oynayan, yontan sanatçılar açısından ne kadar üst perdede
yaşandığını anlatmak istemiş belki. Empati gelişimsel ve sosyal psikolojide
yapılmış tanımlarında da kişinin
başkalarının duygu, perspektif durumlarını deneyimleme yeteneklerini kapsar. Buna
ister karşısındakini anlama ister duygusal anlamda karşısındakinin hissettiğini
hissetme becerisi diyin. Karşısındakini anlayan ya da hissettiğinin
hissedebilen birey bunu karşısındakiyle paylaşmalı ve gösterebilmelidir de. Ancak
Adler kitabında empatiyi yetenek olarak yorumlarken empatik bireylerin
ruhlarında sürekli ayarlama yapma ihtiyacından da bahseder. Özdeşleşme insana
özgü ama bir o kadar zorlayıcı tahribatı gelişim düzeyiyle eş güçte bir oldu
olarak da gösterilir. Katılın ya da katılmayın, ki ben tamamiyle katılıyorum,
empati her insanda kodlanmış ama her insanın üst düzey beceri haline
getiremediği bir yetenektir. Girizgahların sebebi eğer bizi takip ediyorsanız
malum. Her bölümü bir durumla özdeş gördüğümüz noktalar neden oluyor bu
kısımlara. Yazmamızın sebebini oluşturan Gülperi’nin Vazgeçme Bizden bölümü
bana göre işte tam da bu durum yani “Empati” üzerine kurulmuş bir bölümdü. Bazı
anlarda üstün yeteneklerini kullanan karakterler bazı anlarda bu yeteneklerini
gözardı edebildi bazı karakterlerse bu duygudan yoksunluğuyla anlamsızlıklarına
anlamsızlık ekledi. Bölümü en başından ele aldığımızda geçen hafta aynı masada
bıraktığımız Gülperi, Kadir, Artemis, Hasan
kare asının ArHas ilişkisinde duracakları nokta bu duygunun Gülperi ve
Kadir için anlamını ölçtü. Gülperi ve Kadir açısından hem özel durumları hem de
anne baba olarak durdukları noktadan zor bir sürecin başlangıcıydı ArHas aşkı. İkilinin
aşkına bozulsalar da kendi geçirdikleri süreçler ve tabiki evlatlarına olan
tartışmasız sevgileri Artemis ve Hasan’ı anlamaya itti onları. Temelde ilk
andan beri kızının duygularını bilen Hasan’dan da şüphelendiğini bildiğimiz
Kadir’in ArHas aşkını geçici olabilir diye tanımlamasını yadırgadım sadece. O noktada
kadın empatikliğinin daha gelişkin olduğunu yaşadığı şoka rağmen Gülperi ortaya
koydu. “Ya değilse, bizim gibi mi olsunlar?” Ana karakter olarak ve kuşkusuz
ana aşk olarak dizinin merkezinde olan Gülperi ve Kadir’in şimdilik geri
çekilmesine kızanlar bana da kızacak belki ama bence ilk bölümden beri
çocukları için hayatından bile vazgeçmeye hazır Gülperi’nin hamlesi tam da ona
göreydi. Burada parantez henüz sürgün veren bir aşkı budamak belki onu öldürür
ama köklenmiş bir ağacın budandığı yer daha fazla yeşerir. Gülperi ve Kadir
aşkı yıllara meydan okumuş bir aşk. Budanmak ne kesildiği yerden yeşermeyi
başaracak kadar köklü. Ne kadar engel girerse girsin bundan sonra sadece
şiddeti artar. Diğer taraftan bölüm boyunca Gülperi ve Kadir’in imkansıza düşer
gibi olan ama daima da birbirinde son bulan halini çok sevdim ben. Hafif kavga
halini ama sonra yine yeniden birbirlerini anlamalarını samimi buldum. Son
sahneye rağmen sarsılsalar da ayakta kalacaklarına inancım büyük. Zira şu ana
kadar Kadir’in Can için babaya dönüşmesini, Hasan için de baba figürü haline
gelmesini izledik. Kadir’in sadece Bedriye ile bağı oluşmadı. O da yakın
görünüyor. Malum spor arabalı züppemiz pek tekin değil. Ancak Artemis ve
Gülperi arasında kurulamayan bağ bakalım nereden sağlanacak. Şeyma’nın ilgili
anne, anlayışlı eski eş, yaşadıklarından ders çıkarmış ve olgunlaşmış birey
tavırlarından etkilenmiş görünen Artemis’in Gülperi’nin gerçek anneliğine tam
da ihtiyacı olan an kuşkusuz Şeyma’nın kendisini amaçları için nasıl hiçe
saydığını öğrendiği an olacaktır. Bulumia olduğu bu bölüm ortaya çıkan Artemis’in
hastalığı yeni değil. Buna sebep olan etkenlerin gücü hakkında bilgimiz
kısıtlı. Aşksız ve anlayışsız bir evliliğin ortasında büyüdüğünü biliyoruz. Babası
tarafından koşusuz kabul edilirken annesi tarafından ötelendiğini de biliyoruz.
Bu ötelenmenin şiddetini Artemis’in yaşadıklarına rağmen kendisini onun önünde
dövdüren Şeyma’dan ölçmek de zor değil. Ama kızın annesine yönelik duygu
boşluğu o kadar derin ki, arka arkaya yaşadığı travmalardan sonra ciddi bir
hastalığının olması çok yüksek olan empati duygusunu bir anlığına geriye
çekmesine neden oldu. Şaşırtıcı mı? Değil. Artemis korkuyor. Parça parça olmuş
ailesinin yitip kaybolmasından korkuyor. Babasını paylaşmaktan korkuyor. Neydi?
“Sen tanıdığım en muhteşem insansın tabi babamdan sonra.” Babası Artemis için
sadece babası değil. Tüm ailesi. Onu başka bir kadınla, çocuklarla paylaşmak,
ona asla yalan söylemeyen babasının ona bir şey söylememesi gerçeğiyle
yüzleşmek kolay olmasa gerek. Aynı gün içinde üst üste duyduklarıyla,
yaşadıklarıyla dağılması belki dizi evreninde sizlere bencillik gibi gelmiştir
ama aslında o kadar doğal ki. Bir de bu kız anne ve babasının boşanmasına
karşıyken Hasan’dan duyduklarıyla annesinin yaptıklarına şahit olunca “Artemis
Kılıcını” alıp adaletini içi kanaya kanaya sağlamış biri. Şimdi tam da inanmak
isterken annesine saklanan gerçekler yeniden o kılıcı eline aldıracaktır. Geçen
sefer babasını annesinin elinden alan Artemis’in bu kez Şeyma’ya bedeli sadece
Kadir olarak kalmayacaktır. Artemis annesinden kendisini de alacaktır.
Bölümün Hasan cephesine bakınca empatinin ilk kez ona doğru aktığı
söylenebilir sanıyorum. Gökhan’la aralarında olanlara rağmen Hasan ilk defa
kendisi için bir şeyler yapmaya karar verdi. Bu noktada ikisinin zayıflayan bağı, kopacağına
inanmıyorum mutlaka yeniden o kardeşlik kurulacak, Hasan’ın kendisiyle
yüzleşmesinde etkili oldu. Artemis’le aşkına sığınan Hasan’ı ilk defa on yedi
yaşında gördük. Bedriye’nin anlattıklarına dayanarak çok da okul meraklısı
olmadığını bildiğimiz Hasan’ın Taşkınların prensliğindeki kimliğinden ne kadar
uzak düştüğünü de görmüş olduk. Bu benim için çok değerli zira avukat olmayı
düşünmeye başlayan Hasan’ın feodal kimlikten sıyrılmaya başladığını hissetmek
güzel. Burada parantez, Artemis’in çevresiyle ilk çarpışmasında öngörülerimizin
doğruluğu da tek tek ortaya çıktı. Hasan’ın Artemis’e duygularını keşfetmekteki
gecikmişlliği sadece Kadir değil demiştik ki bölümdeki senin dünyan çok güzel,
ifadesi gösterdi ki kendi karmaşık dünyasının belki cahillikle çevrelenmiş
bakış açılarının oluşturduğu sancılı kimliğinin hakettiği kişiyi Artemis olarak
görmemiş Hasan. Hasan’da Artemis hep bambaşka olmuş. Teknik olarak o dünyanın
başka bir parçası olan Selen’i o kadar derin görmemiş demek ki. Artemis’in derinliğinde
boğulmaktan korkmuş. O derinlikle başa çıkamamaktan korkmuş. Korkmuş ki uzak
durmuş. Bu bölüm “senin baban katil” dediği kıza “ben bir katilin oğluyum beni
istemezsen anlarım” derken aslında Artemis’i kırmaktan, onu zor durumda bırakmaktan
nasıl korktuğunu, kendisini ona layık görmekten ne kadar uzak olduğunu
anlatmaya çalıştı Hasan. Artemis ise
Hasan’a sorulmamışları sorarken genç adamın hayatının akışını hızla
değiştireceğinin sinyalini verdi. Artemis Hasan’ı , ailesini, feodal kimiliğini
ve defolarını biliyor. Kırıla kırıla öğrendi bunları. Ama Hasan’ın babası gibi
kocaman bir kalbi olduğunu , sevdikleri için hayatından vazgeçecek ruhunu da
biliyor. Kendi ifadesiyle dürüstlüğünü, muhteşem cesaretini de biliyor. Artemis
Hasan’ı içinde yaşadığı topluluğun sığ duygu dünyasının yalancı nezaketinin
dışında bir adam olduğu için seviyor. Diğer konular tıpkı dediği gibi sadece sorup
öğrenmeye bakar. Hasan sorarsa Artemis onunla o cevapları aramaktan asla
kaçmayacaktır. Hasan da o soruları Artemis’le aramak isteğinde zaten. Bölüm boyunca
elini bırakmayan Artemis’ten bir an gözlerini ayıramaması, verilen tepkilerin
sakinliği karşısında hiç yaşamadığı huzuru hisseden Artemis’in şaşkınlığına
inat, gözlerinde sakladığı bu kız gerçekten benim mi bakışıyla en güzel
gerçeğim dediği aşka sığınışı bundan. Daha önce sadece yokuş başına geldiği
okulun kapısına kadar Artemis’le gelip o okula gidecek olmaya çok da büyük
tepki göstermemesi bundan. Hasan için Artemis cidden her şey. Sırdaş, arkadaş,
dökülebildiği kişi ve kuşkusuz aşk. Sarıldığında göğsüne sığan “Çillim” dediği kız hayattaki en büyük
değişkenlerinden biri olma yolunda yürüyor. Yine parantez Hasan’ın okul fikrine
ikna olma nedeni sonuna kadar Artemis’tir ve bu konu tartışmaya kapalıdır. Şeyma’nın
Gülperi ve Kadir’i bitirmeyi öncelikli amaç belirlediği yolda ikinci hedef
ArHas aşkıdır bu da net. Peki hastalığı ortaya çıkan Artemis’in hamlesinden
sonra ne olacak? Bu kısım tamamen hikayenin bugüne kadar bana anlattıklarıyla
ilgili. Keşke değişmeseydi dediğim hikaye anlatıcılarının verdiği mesajlarla
ilgili. Bundan sonraki bakış açısına ilişkin yeni bölümü görmemiz gerek. Bundan
sonraki kısımda Gülperi ve Kadir’in ilişkisi sarsılsa bile ayakta kalacaktır. Hasan’ın
evliliği öğrenmesini beklemiyorum. Hatalı nüfüs kaydı denilerek Hasan
atlatılacaktır. Artemis kısmı ise bir süre idare edilip daha sonra Şeyma’nın
planlarının ifşasıyla son bulacaktır. Tam da bu sırada Hasan’ın evliliği
öğrenmesiyle de iş bambaşka noktalara taşınabilir. Artemis ve Hasan konuşurken
, Gülperi ve Kadir neden konuşamadı kısmına gelince. ArHas aşkının güçlenmesi
için zamana ihtiyaç var. Bu bölüm bol bol konuşan , paylaşan, birbirini
bakışlarından anlayacak halde olsalar da her sıkıntıda birbirlerine sahip
çıkmaktan geri durmayan halleri bu güçlenmenin yansımaları. İkisinin aşkının
sınanacağı zamana hazırlık. Artemis’in Hasan’a söylemeyeceğini düşündüğüm
evlilik sınanmayı başlatacaktır. Fakat aralarındaki bağ onları aynı okulda ve
korkarım aynı evde acıttıkça acıtacaktır. Aşk acısı büyüttükçe de hem anne ve
babaları için hem de birbirleri için zaten varolan empati duyguları daha da
gelişecektir.
Hamiş: Başka bir yolu bulunamaz mıydı bilmiyorum sayın yazarlar. Keşke bırakmasaydınız
hikayenizi. Zira sizin anlatınız ne olursa olsun değerliydi benim için. Birbiri
içine geçmiş iki aileyi, kader denilen iple iki koldan bağlarken bana göre
duygusu, empatisi yüksek bir bölümle veda ettiniz. Baştan beri izlediğim bir
kadın hikayesiydi Gülperi. Sonra sonra buraya birkaç sözcük bırakmamı sağlayan
Artemis ve Hasan’ın ilk aşkıyla irdeler oldum anlatınızı. Öyle derin, öyle
kimlikli bir ilk aşk ve derinlikli bir kız çocuğu yazdınız ki onun ağzından
çıkan her sözcükte haklı olsun olmasın onu anlama duygusu yarattınız. Öyle bir
oğlan çocuğu yazdınız ki iki arada sıkışmanın, cehaletin onu nasıl
parçaladığını hissettirdiniz. ArHas kod adlı bu ilk aşkta aşkın en saf halini
anlattınız. Artemis’in ses tonuyla “Teşekkür ederiz”
UmayMasal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder