’’Kalp ağrısı..’’
Herkese merhabalar! Bir Adı Efsane bölümünün ardından yine sizlerleyim. Cumartesi akşamı dolu dolu bir bölüm izledik Adı Efsane'de. Açıkçası geçen haftadan sonra bu bölümde Hakan ve Melis ilişkisi klişeliğe doğru sürüklenir mi diye bir korku yok değildi içimde ama izlerken rahatsızlık veren bir durum olmadı. Aslında tanıdık bir ayrı kalma durumu izledik dün ikili arasında ama Almila ve Cem'in görsel uyumu o kadar iyi duruyor ki ekranda eminim ki kimse burun kıvırarak izlememiştir dün...
Şunu söyleyerek bölüm analizine başlamak istiyorum. Hakan'a değer vermeye başlayan bir Melis'ten daha iyisi varsa o da babasıyla barışmış bir Melis'tir kesin ve net. Çünkü babasıyla süregelen o soğuk savaşı gerçekten can sıkıcıydı fakat dünkü baba-kız sahneleri için aşılması gereken bir engeldi o fırtınalı dönemler. Şimdi ise babasının küçük kızı oldu tekrardan Melis. Hatta babasının kardeşi için hazırladığı sürprize yardımcı bile oldu. Büyük hareket,güzel hareket..
Bu bölüm baba-kız ilişkilerinde bir sıkıntı yoktu şükür..
Ama teyzeciğim sana değinmeden geçemeyeceğim. Bahar'a verdiği sağlam ultimatomdan sonra eline ne geçti acaba diye düşünürken üstüne bir de gitti Bahar'ın annesinin kafasını allak bullak etti. Ah Seçil ah..sonu olmayan bir duvara tırmandığının yıllardır farkına varamamışsın ama bari başkalarının Tarık'a giden yollarına taş koyma be kadın...Pekala,şimdilik Bahar ve Tarık'ın arasını açamadığın doğru ama bu ilerde de açamayacağın anlamına gelmiyor ki bir şeyler yapacaksın orası belli zira şu gülüş bana hiçbir şekilde güven vermiyor...
Gelelim şimdi asıl meselemize...
Kafası karışmış ama duygularından bir o kadar emin olan,Hakan'ı etrafta delicesine arayan,merak eden,düşünen bir Melis izledik dün akşam. Hakan ve Melis ilişkisinde her zaman daha çok seven tarafın Hakan olacağını düşünürdüm ama yanılmışım. Aralarındaki tutkunun birbirlerinden aşağı kalır yanı olmayacağını dün gördüm. Kıvanç'tan son derece kendinden emin bir şekilde ayrılması kafamın üstünde kalpler belirmesine sebep olmadı değil şimdi. Her istediğini parasıyla elde eden Kıvanç'a da büyük bir ders olmuştur umarım bu. Unutma Kıvanç,gül değil kasımpatı.
Tabi ki bu hala Kıvanç'ın elindeki kozun büyüklüğünü değiştirmiyor ki değiştirmedi. Kıvanç elindeki kozu tahminimden çok daha erken bir şekilde kullandı. Ah..
Sessizliğini bozamayan Hakan da tuzu biberi tabi. Henüz yolun bu kadar başındayken 'vay yine mi keder?'
Kalp kırıklığının verdiği acıyla sığınabileceği en güvenli limana giden Melis'in Hakan'a ne kadar aşık olduğunu bu sahnelerde daha iyi anladık galiba değil mi? Peki,aşk her şeyi affeder mi? Bu sorunun yanıtını da yine bu ikili verecek bize...
Senaryosu özgün,oyunculukları iyi,reytingi bol ve yolu açık olsun güzel dizimizin. Haftaya görüşmek üzere,esen kalın :)