4 Temmuz 2020 Cumartesi

YALNIZ KARTAL BMY

Kartallar Yüksek Uçar
Bu Yüzden Yalnızdır Bütün Şampiyonlar

Yıllardır o veya bu şekilde tv dünyasının vazgeçilmezlerinden olan bir yarışma Survivor. Bazılarımızın sürekli izlediği bazılarımızın izlemeyi tercih etmediği bazılarımızın ise yarım yamalak paylaşımlar yüzünden maruz kaldığı bir yarışma. Hoş sabit kuralları olmayan keyfe keder değişiklikler yapılarak patron kimi isterse ona doğru evrilen yapıya “yarışma” demek ne kadar mantıklı tartışılır da oraları geçiyoruz artık. Gelelim canım arkadaşlarım @suracadunya ve @elizadacy4 ‘nin bana blogları @masalistan7 ‘yi açma sebeplerine. Ben de pek çok kişi gibi corona virüs sebebiyle işleri sekteye uğrayan bu nedenle evde geçirdiği vakit artan biriyim. Mecburen bu vakit artıkça da ekran ile de yaşadığı süre artan biriyim. Mecburiyetler ve beraberinde gelen sıkıntının insanı neler izlemek zorunda bıraktığını da bu süreçte deneyimledim. Hayat işte. Ben şu başta bahsettiğim maruz kalanlardandım Survivor ile ilgili olarak. Tamamen bilgisiz olmasam da oturup başına izleyen , birilerini destekleyen biri de hiç olmadım. Sadece sosyal medyadan yok Adem şampiyon olmuş, Ogeday finale çıkmış, Atakan diye biri varmış , aaa Hakan gene kime ne algı yapmış diye paylaşımları görür gülerdim. Hakikaten ama, gülerdim. Ama diyorum ya mecburiyetler insanı nerelere sürüklüyor. Bu sene nisan başında başlayan mecburi ev mesaileri ardından gelişen sıkıntılar benim için “Of bi bakayım belki kafam dağılır” diye başladığım ama kafam dağılsın şöyle dursun kafamı meşgul eden , yapılan saçmalıklarla sinirimi zıplatan, bu kadar da olmaz dediğim bir başka süreci başlattı. Bunun sebebi de sensin Barış Murat Yağcı. Ah be çocuk ne işler açtın başımıza.
Ben izlemeye başladığımda takım değiştirmiş hakkında sürekli konuşulan ama asla konuşmayan bir yarışmacıydı bu adam. Çıkıyor sayısını alıyor , hatta ben hazır hissediyorum  diyip sorumluluk almaya çalıştığında  takımından fırça filan yiyordu. Üstelik kendisine kötü davranan kimseyi konseyde yazmıyor sürekli performans odaklı bakıyorum diyerek zayıf halkaları potaya sokuyordu. Çünkü arkadaş sms 1.siydi. Anlamsızca hem karşı takım hem de kendi takımında dışlanıyordu. Anlamsızdı. Çünkü adam iyiydi. Yeri geliyor takımını sırtlıyordu. Merak ettim. Neden böyle davranılıyor diye.  Sonra işsizlik işte geriye dönük baktım bölümlere. Şaşkınlığım daha da arttı. Çünkü anladım. Adamın neden yüksek oranda mobinge maruz kaldığını anlayınca ağzım daha da açık kaldı. Barış baştan beri o kadar sağlam bir performansa sahipmiş ki ünlüler takımında öne çıkıp bir de sms 1.si olmaya başlayınca çocuk afaroz edilmiş. Bizzat baş manipülatör , ünlülerin akil insanı Mert tarafından başlatılan kampanya ile hem de. Toplantılar mı yapılmamış, arkasından mı konuşulmamış. Sebep: Yok. Sonradan yok bizle şarkı söylemiyordu, yok  dedikodumuza katılmıyordu dediler. Yersen. Bir de çocuğu her hafta gönderme telaşı başlamış. Allahtan beceremişler. Çünkü onların kör algı oyunlarına rağmen sanırım ekran karşısındaki izleyiciler de benim gibi “ne yapıyor bunlar ya” diyip Barış’ın etrafında bir koruma duvarı örmüş. Sonra konseyde o saçma sapan suratları izlemiş. Burası eğlenceli ama. Öyle ya adamda performans desen var nezaket desen var kimsenin hakkıyla oynama derdi yok. Sen kimi elemeye çalışıyorsun. Neyse takım değiştiren Barış bu sefer de ünlü olduğu söylenen ama yarısını tanımadığım kalan yarısını da nereden tanıdığımı bilmediğim tayfadan ünlü olmaya gelen tayfanın oluşturduğu  gönüllülerin gazabına uğruyordu. Dondurma diye başlayan sosa dönüşen , kimin ne dediği belli olmayan bir sorgu sual olayında hırsız damgası da yiyordu. Bir süre sonra yarışmanın başından beri genç bir kıza askıntı olan ama karşılık almayınca işi yakışıksız boyutlara getirmekten vazgeçmeyen , nedense yarışmanın düzenleyicileri tarafından da pamuklara sarılan arkadaşa gösterilen ilginin onda birine sahip olamadığı için her suç üzerine yapışıp kalan Barış yine de susuyordu. Sherlock sesçilerimiz bu noktada asla işin gerçeğini ortaya koymadı ama.   Mağdura oynuyor dedikleri adamın asıl bunları kanırtarak neler yapabileceğini ısrarla anlayamayan kafalar akıllarınca algı yaparken bu adam kendisini sorgulamaya devam ediyordu. Sakatlandığında yanına bile gitmeyen sözde iyi kalpli takım arkadaşları onun arkasından konuşurken o hala performans odaklı davranmaya devam ediyor, ya bunlar nasıl insan , nasıl takım arkadaşı diye tek cümle kurmuyor, sadece takımla ilgili haksızlıklarda diğer manipülatör şirin baba ile tartışıyordu. Dik durmaya , doğrusundan şaşmamaya, sessiz direnişine devam ediyordu. Yine de performansı düşmüyordu tabi. Sonra nihayet istenen oldu ve Barış sakatlandı. 2.02lik adamı fare deliğine sokmaya çalışırsan bu beklendiktir ve bana göre bile bile ladestir. Muhtemelen bacaklarındaki yaralar nedeniyle kendisini korumak için çıkartmadığı taytı bile sosyal medya konusu olmaya devam ediyordu ama . Bu arada karşı takımda favoriler birer birer elenirken adı saçma sapan ergenlikler dışında gündeme gelemeyen biri sakatlık davasına yatıp yatıp sonrasında ne hikmetse en başarılı olduğu parkurlar arka arkaya gelerek istatistik kasmaya başlıyordu. Garip, şampiyonluğun tek adayına bir veya birkaç rakip mi üretiliyordu? Aşk hikayesi tutmadı buradan mı yürüyelim denmişti? Kafamda deli sorular...  Omzundaki ciddi sakatlığın tekrarlamasını, mobingin devamını , dışarıda yorumcu denen ama neyi yorumladıkları belli olmayan , hatta ilk defa izlediğim için ne olduklarını, hangi kafalarda olduklarını çok da anlayamadığım üç cümlede bir instagram hesabını tanıtan insanların sözde zeka fışkıran sözlerini anlatmıyorum bile burada. Hatta yarışmada mobingin dibini sıyıran ama taca çıkan eski yarışmacıların “Benim Barış’la bir sorunum yoktu” ifadelerini de geçiyorum. İçeride ciddiye almadım dışarıda neden alayım değil mi? Çünkü cidden algı yapalım derken öyle saçmalıyorlar ki , şu ara işsizlikten kafayı da sıyırsam kadın programı izlemeyi tercih ederim dediğim noktaya getirdiler. Tamam zaman zaman ben de bu toplumun algısıyla ilgili ciddi kaygılar taşıyorum ama bu kadar da değil ya hu. Bizim insanımız bu kadar vicdanını kaybetmiş değil. Sizin kadar değil yani. Bu kadarını emin olun tarafgir ve işine geleni işine geldiği gibi anlayan fanlar dışında kimse yemiyor emin olun.  Onlar da yemiyor da işte yemiş gibi yapıyor.  Neyse geldiğimiz noktada Barış Murat Yağcı aynı yarışmada kendisinden sonra en çok mağdur edilen kadın yarışmacı, Nisa’nın gidişine ve bence daha çok gidiş şekline içerlediği için sakatlığı tam olarak geçmese de vites yükseltmeye başlayıp performansını arttırdı. Son hafta istatistiği güya en başarılı arkadaşla aynı olduğu halde o meşhur şer masaları bunu görmezden gelirken seyirci emin olun pis bir gülümseme ile izliyor olanları. Sıradan bir işi olan, sıradan bir insan olan ben biraz izleme ile yaptıkları algıları, oyunları, saçmalıkları görebiliyorsam eminim başından beri izleyenlerin de en kötü yarısı da benim gibi görüyordur olayları. Bazılarını parlatmak için harcananları, hesapları kitapları anlıyordur. Arkadaşım, biz kim kimi yiyecek ormanı olan bir ülkede yaşıyoruz. Yer miyiz? Yedirir miyiz? Son dönemeçte kim son ikiye kalır kim şampiyon olur bilemem. Ha prestijini gömmeyi göze alıp açık ara şampiyon olan 2.02lik uçan kaplumbağa , benim için yalnız kartal Barış’ı yemeye cesaret ederler mi? Bilemem. Ama her duygusu bana geçen, iyi niyetinden asla kuşku duymadığım, önceden yaptığı işlere, kampanyalara bakıp , hah işte düzgün insan dediğim  bu adamı tanımaktan memnunum. Oradan hakettiği gibi şampiyon olarak çıkarsa da hakkı yenip  algılara kurban edilmeye çalışılırsa da 2.02lik dev çocuk benim kalbimi kazanmıştır.  Tabi sevenleri asla onu yalnız bırakmasın sonuna kadar asılsın ve Şampiyon Barış diye yazdırmak için uğraşsın o ayrı.  Son dönemeç artık. Bizim desteğimiz zaten onunla merak da etmesinler.  Diğer taraftan yine sosyal medya sağolsun Allstar diyerek ciddi anlamda para kırılan yapıda da eminin bu seneden iki aday olarak yer alması istenecek Nisa ve Barış ‘a da diyeceğim, sakın sakın. Çok parladınız arkadaşlar , parlamak takipçi sayısı değil çünkü. Siz evlerde  birilerinin kızı, oğlu gibi oldunuz. Asıl olay odur. Karakter koymaktır olay. İkiniz bunu yapabilme cesareti gösterdiniz. Sanırım Nisa’nın lafıydı. Survivor karakter oluşturmaz, karakteri ortaya çıkarır gibi bir şey. Evet. Kim ne algı yaparsa yapsın, yetenek ve karakter baki.
Son olarak hikayesini bize anlatan Barış Murat Yağcı’nın tam bir şampiyon ruhu taşıdığını hatta orada bunu taşıyan tek kişi olduğunu düşündüğümü de ekleyeyim. Hatalar mı? Hatasız insan yok, meziyet o hatada kendini eleştirme cesaretin olsun. Cesaret nedir? Esarete baş kaldırandır. Hatasız olan değil. Hatasının esaretine kapılmayandır. Kısaca , benim için son iki belliydi. O noktada kim alsa tamam derdim. Biri gitti. Diğeri artık tek adayım. Çünkü performans değil karakter kazanır. Performans sadece kişiyi tanıtır.  Kartallar da hep yüksekten ve tek uçar. Ama bu taraftaki kartal bir daha bu programı izlemez ve izletmez. Neden? Hak o hak teslim etmek zorundasın.
Tekrar tesekkürler @masalistan7

                                                                                                                           HayalET