Kartallar Yüksek Uçar
Bu Yüzden Yalnızdır Bütün
Şampiyonlar
Yıllardır o veya bu şekilde tv dünyasının vazgeçilmezlerinden olan bir
yarışma Survivor. Bazılarımızın sürekli izlediği bazılarımızın izlemeyi tercih
etmediği bazılarımızın ise yarım yamalak paylaşımlar yüzünden maruz kaldığı bir
yarışma. Hoş sabit kuralları olmayan keyfe keder değişiklikler yapılarak patron
kimi isterse ona doğru evrilen yapıya “yarışma” demek ne kadar mantıklı
tartışılır da oraları geçiyoruz artık. Gelelim canım arkadaşlarım @suracadunya
ve @elizadacy4 ‘nin bana blogları @masalistan7 ‘yi açma sebeplerine. Ben de pek
çok kişi gibi corona virüs sebebiyle işleri sekteye uğrayan bu nedenle evde
geçirdiği vakit artan biriyim. Mecburen bu vakit artıkça da ekran ile de
yaşadığı süre artan biriyim. Mecburiyetler ve beraberinde gelen sıkıntının
insanı neler izlemek zorunda bıraktığını da bu süreçte deneyimledim. Hayat işte.
Ben şu başta bahsettiğim maruz kalanlardandım Survivor ile ilgili olarak. Tamamen
bilgisiz olmasam da oturup başına izleyen , birilerini destekleyen biri de hiç
olmadım. Sadece sosyal medyadan yok Adem şampiyon olmuş, Ogeday finale çıkmış,
Atakan diye biri varmış , aaa Hakan gene kime ne algı yapmış diye paylaşımları
görür gülerdim. Hakikaten ama, gülerdim. Ama diyorum ya mecburiyetler insanı
nerelere sürüklüyor. Bu sene nisan başında başlayan mecburi ev mesaileri
ardından gelişen sıkıntılar benim için “Of bi bakayım belki kafam dağılır” diye
başladığım ama kafam dağılsın şöyle dursun kafamı meşgul eden , yapılan
saçmalıklarla sinirimi zıplatan, bu kadar da olmaz dediğim bir başka süreci
başlattı. Bunun sebebi de sensin Barış Murat Yağcı. Ah be çocuk ne işler açtın
başımıza.
Ben izlemeye başladığımda takım değiştirmiş hakkında sürekli konuşulan ama
asla konuşmayan bir yarışmacıydı bu adam. Çıkıyor sayısını alıyor , hatta ben
hazır hissediyorum diyip sorumluluk
almaya çalıştığında takımından fırça
filan yiyordu. Üstelik kendisine kötü davranan kimseyi konseyde yazmıyor
sürekli performans odaklı bakıyorum diyerek zayıf halkaları potaya sokuyordu. Çünkü
arkadaş sms 1.siydi. Anlamsızca hem karşı takım hem de kendi takımında
dışlanıyordu. Anlamsızdı. Çünkü adam iyiydi. Yeri geliyor takımını sırtlıyordu.
Merak ettim. Neden böyle davranılıyor diye. Sonra işsizlik işte geriye dönük baktım
bölümlere. Şaşkınlığım daha da arttı. Çünkü anladım. Adamın neden yüksek oranda
mobinge maruz kaldığını anlayınca ağzım daha da açık kaldı. Barış baştan beri o
kadar sağlam bir performansa sahipmiş ki ünlüler takımında öne çıkıp bir de sms
1.si olmaya başlayınca çocuk afaroz edilmiş. Bizzat baş manipülatör , ünlülerin
akil insanı Mert tarafından başlatılan kampanya ile hem de. Toplantılar mı
yapılmamış, arkasından mı konuşulmamış. Sebep: Yok. Sonradan yok bizle şarkı
söylemiyordu, yok dedikodumuza
katılmıyordu dediler. Yersen. Bir de çocuğu her hafta gönderme telaşı başlamış.
Allahtan beceremişler. Çünkü onların kör algı oyunlarına rağmen sanırım ekran
karşısındaki izleyiciler de benim gibi “ne yapıyor bunlar ya” diyip Barış’ın
etrafında bir koruma duvarı örmüş. Sonra konseyde o saçma sapan suratları
izlemiş. Burası eğlenceli ama. Öyle ya adamda performans desen var nezaket
desen var kimsenin hakkıyla oynama derdi yok. Sen kimi elemeye çalışıyorsun. Neyse
takım değiştiren Barış bu sefer de ünlü olduğu söylenen ama yarısını
tanımadığım kalan yarısını da nereden tanıdığımı bilmediğim tayfadan ünlü olmaya
gelen tayfanın oluşturduğu gönüllülerin
gazabına uğruyordu. Dondurma diye başlayan sosa dönüşen , kimin ne dediği belli
olmayan bir sorgu sual olayında hırsız damgası da yiyordu. Bir süre sonra
yarışmanın başından beri genç bir kıza askıntı olan ama karşılık almayınca işi
yakışıksız boyutlara getirmekten vazgeçmeyen , nedense yarışmanın düzenleyicileri
tarafından da pamuklara sarılan arkadaşa gösterilen ilginin onda birine sahip
olamadığı için her suç üzerine yapışıp kalan Barış yine de susuyordu. Sherlock sesçilerimiz
bu noktada asla işin gerçeğini ortaya koymadı ama. Mağdura oynuyor dedikleri adamın asıl bunları
kanırtarak neler yapabileceğini ısrarla anlayamayan kafalar akıllarınca algı
yaparken bu adam kendisini sorgulamaya devam ediyordu. Sakatlandığında yanına
bile gitmeyen sözde iyi kalpli takım arkadaşları onun arkasından konuşurken o
hala performans odaklı davranmaya devam ediyor, ya bunlar nasıl insan , nasıl
takım arkadaşı diye tek cümle kurmuyor, sadece takımla ilgili haksızlıklarda
diğer manipülatör şirin baba ile tartışıyordu. Dik durmaya , doğrusundan
şaşmamaya, sessiz direnişine devam ediyordu. Yine de performansı düşmüyordu
tabi. Sonra nihayet istenen oldu ve Barış sakatlandı. 2.02lik adamı fare
deliğine sokmaya çalışırsan bu beklendiktir ve bana göre bile bile ladestir. Muhtemelen
bacaklarındaki yaralar nedeniyle kendisini korumak için çıkartmadığı taytı bile
sosyal medya konusu olmaya devam ediyordu ama . Bu arada karşı takımda
favoriler birer birer elenirken adı saçma sapan ergenlikler dışında gündeme
gelemeyen biri sakatlık davasına yatıp yatıp sonrasında ne hikmetse en başarılı
olduğu parkurlar arka arkaya gelerek istatistik kasmaya başlıyordu. Garip, şampiyonluğun
tek adayına bir veya birkaç rakip mi üretiliyordu? Aşk hikayesi tutmadı buradan
mı yürüyelim denmişti? Kafamda deli sorular... Omzundaki ciddi sakatlığın tekrarlamasını,
mobingin devamını , dışarıda yorumcu denen ama neyi yorumladıkları belli
olmayan , hatta ilk defa izlediğim için ne olduklarını, hangi kafalarda olduklarını
çok da anlayamadığım üç cümlede bir instagram hesabını tanıtan insanların sözde
zeka fışkıran sözlerini anlatmıyorum bile burada. Hatta yarışmada mobingin
dibini sıyıran ama taca çıkan eski yarışmacıların “Benim Barış’la bir sorunum
yoktu” ifadelerini de geçiyorum. İçeride ciddiye almadım dışarıda neden alayım
değil mi? Çünkü cidden algı yapalım derken öyle saçmalıyorlar ki , şu ara
işsizlikten kafayı da sıyırsam kadın programı izlemeyi tercih ederim dediğim
noktaya getirdiler. Tamam zaman zaman ben de bu toplumun algısıyla ilgili ciddi
kaygılar taşıyorum ama bu kadar da değil ya hu. Bizim insanımız bu kadar
vicdanını kaybetmiş değil. Sizin kadar değil yani. Bu kadarını emin olun
tarafgir ve işine geleni işine geldiği gibi anlayan fanlar dışında kimse
yemiyor emin olun. Onlar da yemiyor da
işte yemiş gibi yapıyor. Neyse geldiğimiz
noktada Barış Murat Yağcı aynı yarışmada kendisinden sonra en çok mağdur edilen
kadın yarışmacı, Nisa’nın gidişine ve bence daha çok gidiş şekline içerlediği
için sakatlığı tam olarak geçmese de vites yükseltmeye başlayıp performansını
arttırdı. Son hafta istatistiği güya en başarılı arkadaşla aynı olduğu halde o
meşhur şer masaları bunu görmezden gelirken seyirci emin olun pis bir gülümseme
ile izliyor olanları. Sıradan bir işi olan, sıradan bir insan olan ben biraz
izleme ile yaptıkları algıları, oyunları, saçmalıkları görebiliyorsam eminim başından
beri izleyenlerin de en kötü yarısı da benim gibi görüyordur olayları. Bazılarını
parlatmak için harcananları, hesapları kitapları anlıyordur. Arkadaşım, biz kim
kimi yiyecek ormanı olan bir ülkede yaşıyoruz. Yer miyiz? Yedirir miyiz? Son dönemeçte
kim son ikiye kalır kim şampiyon olur bilemem. Ha prestijini gömmeyi göze alıp
açık ara şampiyon olan 2.02lik uçan kaplumbağa , benim için yalnız kartal Barış’ı
yemeye cesaret ederler mi? Bilemem. Ama her duygusu bana geçen, iyi niyetinden
asla kuşku duymadığım, önceden yaptığı işlere, kampanyalara bakıp , hah işte
düzgün insan dediğim bu adamı tanımaktan
memnunum. Oradan hakettiği gibi şampiyon olarak çıkarsa da hakkı yenip algılara kurban edilmeye çalışılırsa da
2.02lik dev çocuk benim kalbimi kazanmıştır. Tabi sevenleri asla onu yalnız bırakmasın
sonuna kadar asılsın ve Şampiyon Barış diye yazdırmak için uğraşsın o ayrı. Son dönemeç artık. Bizim desteğimiz zaten
onunla merak da etmesinler. Diğer
taraftan yine sosyal medya sağolsun Allstar diyerek ciddi anlamda para kırılan
yapıda da eminin bu seneden iki aday olarak yer alması istenecek Nisa ve Barış ‘a
da diyeceğim, sakın sakın. Çok parladınız arkadaşlar , parlamak takipçi sayısı
değil çünkü. Siz evlerde birilerinin
kızı, oğlu gibi oldunuz. Asıl olay odur. Karakter koymaktır olay. İkiniz bunu
yapabilme cesareti gösterdiniz. Sanırım Nisa’nın lafıydı. Survivor karakter
oluşturmaz, karakteri ortaya çıkarır gibi bir şey. Evet. Kim ne algı yaparsa
yapsın, yetenek ve karakter baki.
Son olarak hikayesini bize anlatan Barış Murat Yağcı’nın tam bir şampiyon
ruhu taşıdığını hatta orada bunu taşıyan tek kişi olduğunu düşündüğümü de
ekleyeyim. Hatalar mı? Hatasız insan yok, meziyet o hatada kendini eleştirme
cesaretin olsun. Cesaret nedir? Esarete baş kaldırandır. Hatasız olan değil. Hatasının
esaretine kapılmayandır. Kısaca , benim için son iki belliydi. O noktada kim
alsa tamam derdim. Biri gitti. Diğeri artık tek adayım. Çünkü performans değil
karakter kazanır. Performans sadece kişiyi tanıtır. Kartallar da hep yüksekten ve tek uçar. Ama bu
taraftaki kartal bir daha bu programı izlemez ve izletmez. Neden? Hak o hak
teslim etmek zorundasın.
Tekrar tesekkürler @masalistan7
HayalET