“Canım yanıyor biliyor musun? Öyle acıyor ki bazen kanadığımı hissediyorum.
Hayat bana yüklerini sırtlamam için zor kullanıyor. Yaram, berem ,çiziklerim,
kayıplarım. Sense ordasın. Mıh gibi aklımda, hayalimde, kalbimde. Gülümsemenle orda
karşımdasın. Sen yaralarımın merhemi,
sen pişmanlıklarımın affı, aşksın.”
Girizgah aşk. Girizgah bir parça af, çokça pişmanlık, bir tutam intikam,
bağ bağ kargaşa. Gülperi “Bize Güven” etiketiyle sona bir kala
karşımızdaydı. Hasan Kadir’i yaralamak
suçundan kelepçelendiğinde o bizlik yine yeniden sorgulanmaya başlandı bizzat
Gülperi tarafından. Gülperi bölüm boyunca inişli çıkışlı tepkilerinde sadece ve
sadece Kadir’i suçlayarak çocuklarının bile kabullendiği “Biz” olma, aile olma
fikrinden ne kadar uzak olduğunu gösterdi. Dizinin ilk bölümlerinde ne
yaptığını bilen Gülperi’nin çocukları yanına geldikten ve onu anladıktan
sonraki süreçte hızla sığlaşan bakış açısı devredeydi. Anne olmanın fedakarlık
olduğu zaten malum ancak İstanbul’un en iyi avukatı olan adama yani Kadir'e zaten ipten adam
alıyor diye kendisi gitmemiş miydi ilk bölümlerde Yakup Taşkın’a kafa tutabilir
diye? Şimdi kocası olan adama bir türlü duyamadığı güvenin anlamlanması
çok zor. Kadir Aydın hem baba hem avukat olarak tek bir hata yapmamışken
Gülperi’nin sürekli ondan bağımsız yol arama çabası, Kadir’i defalarca terk
etmesi üstüne bu hafta Kadir’i dürüst olmamakla suçlaması neden Gülperi Kadir
aşkının inandırıcılığı kaybettiğinin altını kalın kalın çiziyor aslında. Giriş gelişme
ve sonuç bölümünde bu aşkın derinleşememesi sadece Kadir cephesinde çabalanarak
oldurulmaya çalışılması Gülperi’nin sadece çocuklarına ilişkin durumlarda
ortaya çıkan kahraman kimliğinin hayatının geneline yayılamaması çocuklarına
ilişkin durumlarda dahi mantıklı kararlar alamayıp kurban kimliğini benimsemesi
gibi gibi gibi. Finale geldik zaten neden bunları sorguluyorum? Ben finale bu
kadar çabuk gelelim istemiyordum da ondan.
Kadir Aydın... Timuçin Esen harika bir oyuncu. Kadir Aydın da harika bir
baba. Hata yapmaması bana zaman zaman rahatsızlık verse de Kadir’in en özel
tarafı babalığı ve kızı, devamında Gülperi’nin çocuklarıyla ilişkisi. Artemis’i
yetiştirme şeklinde saklı demokrat, akılcı, sevgi dolu kimlik önce Can
sonrasında da ona en çok direnen Hasan’da karşılık buldu. Ey okur Bedriye’yi
sorma bana. Zira sorarsan onda hangi duygunun ne kadar karşılığı var ben de
bilmiyorum derim. Hasan hapisteyken yatağından şikayet eden, üstüne Mehmet’e
ilan-ı aşk eden Bedriye’nin travmatik bir kimliği var kabul ama o travmanın
doğuştan olduğunu düşünür hale geldim. Çok da düşünme taraftarı mıyım? Sona bir
kala hayır. Kadir’e devam edelim. Hasan’la yaptığı her konuşmada Hasan
açısından rol model olmaktan babalığa doğru ilerledi Kadir. Özellikle Artemis’in
yönlendirmesiyle Hasan’ın birini bıçaklamasına engel olduğu sahnede kucakladığı
Hasan, Kadir için artık oğul ,Hasan içinse Kadir baba oldu. Şeyma’nın yine
Artemis tarafından ikna edilmesiyle Hasan’ın başındaki belayı tam da en baştan
dediği gibi def etmek üzere olan Kadir Hasan’ın bıçaklanmasıyla adeta yıkıldı. Bıçağı
bedenine yiyen Hasan’dı ama korkarım aynı yerden bıçağı yiyen diğer kişi de
Kadir oldu. Haftaya finalde Hasan hayatı için savaşırken Kadir nelerle muhatap
olacak cidden ürkerek bekliyorum.
Artemis Hasan... ArHas.
Sizi yazmayı özleyeceğim. Ama haftaya yakarız ağıtı. Şimdi devam. Artemis ve
Hasan Gülperi evreninde öyle bir yer ki benim için ilk aşkın, sevdanın,
özlemenin, örselenmenin ve bununla büyümenin acıtıcı , bir o kadar güzel
tarafı. Baştan beri ilmeklene ilmeklene oluşan aşk hikayesi hep sınanmak
zorunda kaldı. Bu sınavlardan da el ele
geçmeyi başardılar hep ArHas olarak. Bu hafta önce Hasan’ın tutuklanması ile
karşı karşıya kaldılar. Artemis kırgınlıklarına rağmen aşkla Hasan’ın
yanındaydı yine. Annesinin yaptıklarından şüphelenerek , acı çekerek ama en çok
Hasan’ı merak ederek Hasan’a sarıldı yine. Hasan ise hayattaki en değerli
hazinesi haline gelen kıza sarıldığında ona “Üzme kendini, her şey güzel olacak”diyecek
kadar umutluydu sahip olduğu sevgilerle. Sonrasında Hasan ıslahevinde daha ilk
geceden başını belaya soktuğunda da o sevgi sarıp sarmaladı onu. Revirdeki
Artemis Hasan sahnesinde de yine sahiplenme, sevgi, şefkat, çokça aşk ama en en
çok af vardı ki Hasan açısından bu en önemlisiydi o an. Hasan’a hep kızdık bu
aşkı ne kadar hak ettin acaba diyerek? Ama Hasan o kadar net ki sevdasında. Artemis’e
“seni özledim” dediğinde sadece kastı ıslahevinde olması değildi. Ona kırgın
olan Artemis’in gözlerindeki sevdayı özlemişti Hasan. Tam da bunu anladı
Artemis ki cevabı “kavuşmak rüya gibi hiç uyanmak istemiyorum” oldu. Artemis ve Hasan arasındaki aşkta en güzel
taraflardan biri aralarında sır olmaması. Kırgınlıklarını, öfkelerini ,
hatalarını konuşabiliyorlar. Hatta anne ve babalarının hatalarını da. Hasan
nasıl babasının katil olduğunu saklamadıysa Artemis’ten, Artemis’te Hasan’dan
saklamadı asıl Şeyma’nın görüntüleri çeken kişi olduğunu. Burda itiraftan sonra
Gülperi’nin tepkisi devreye girince Artemis’in özrüne herhangi bir cevap
veremedi Hasan ama kızmayacağı da gün gibi ortadaydı. Aşıkların ıslahevindeki
diğer konuşmasında Hasan taşıdığı umudu kaybetmiş gibiydi. Bedeller ,
pişmanlıklarla üstüne kendi kendisini bir şekilde hep mahkum ettiği çıkmazla
yüzleştiğinde Artemis’ten özür dileme sırası ona geldi. Olmak istediği ve olmak
zorunda kaldıklarının yüzleşmesi gibiydi Artemis’e dolu dolu bakışları. Artemis
Hasan’ın gözlerinin tam içine bakarak “Ayrılık sevdaya dahil çünkü ayrılanlar
hala sevgili” şiirini okurken Hasan kızın gözlerinden bir saniye kopmadan olmak
istediği yere, olmak istediği kalbe, hayata baktı. Olmak istediği ama bir türlü
olmasına izin verilmeyen hayata. Haksızlıkla mücadele ederken benimsemesi
öğretilen şiddetten kaçamadıkça uzaklaştığı yakalamak isterken kendisinden
esirgenen o hayat Artemis olarak karşısında ona şiir okurken Hasan’a içini çeke
çeke ağlamaktan başka çare kalmamış gibiydi. Kafasında yapmayı planladıkları,
kalbinin orta yerindeki yangını kıyasıya kapışırken o söylemese bile onu
anlayan Artemis yine yeniden Hasan’ın kendisini yakmasını babasıyla engelledi. Ne
demiştin Hasan Taşkın “Hiç konuşmasak öyle yan yana dursak” . Kadir’in gösterdiği
babalık ve verdiği garantiyle mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest
bırakılan Hasan’ın sevinçle ilk Kadir’e sonra Artemis’e bakması bundan belki. Ondan
asla elini yüreğini esirgemeyen baba kız Hasan’ın kahramanları. Son sahnede bıçaklandıktan sonra Artemis ve
ailesinin resmine tutunup yaşamak istemesi, yardım için çabalaması da hep bu
umuttan. Hasan umudu varsa sonuna kadar direniyor, direnecek. Hasan’ın umudu
sevdikleri, Hasan’ın umudu onu sevenler, Hasan’ın umudu Artemis’e sevdası.
Hamiş: Sevdası kıpkızıl dururmuş ruhunda, kan mı ateş mi bilmeden? Biri diğerine
karışırmış belki ve belki ateşten nehirmiş damarları kalbinde gezinen. Bakış olmuş
akmış sevdiğine sonra can vermiş onun bir damla gözyaşında. Şaşırmışlar o
koskocaman ateş nasıl can verir gözyaşı damlasında diye, cevap vermiş : “O
damla sevdamın gözünden süzüldüyse eğer sadece söndürmez beni isterse öldürür
de.”
UmayMasal