İlk Aşk, İlk Acı ,İlk Öğreniş
İnsanoğlunun yüzyıllara yaydığı serüveninde hiç kuşkusuz en önemli ve değişmeyen şey aşk. Aşk ömrünün hangi döneminde karşısına çıkarsa çıksın insan için değişme, gelişme sebebi. Aşk gerçekse dönüştürüyor, iyileştiriyor kendisinden önceki yaraları ve kendi yaralarını açıyor. Gülperi bu hafta açılışını “Kalbimin Sahibi” tagıyla işte tam da bu sebepten yaptı. Bölüm boyunca aşk için göze alınanlara şahit olduk. Bazıları kalbinin sahibi için söylenemeyenleri söyledi, bazıları söylemek istediklerini susup kalbinin sahibinin huzuru için kendisini tehlikeye attı. Sonuçta aşk uğruna savaşlarda cepheler açıldı, bedeller ödenmeye başladı.
İnsanoğlunun yüzyıllara yaydığı serüveninde hiç kuşkusuz en önemli ve değişmeyen şey aşk. Aşk ömrünün hangi döneminde karşısına çıkarsa çıksın insan için değişme, gelişme sebebi. Aşk gerçekse dönüştürüyor, iyileştiriyor kendisinden önceki yaraları ve kendi yaralarını açıyor. Gülperi bu hafta açılışını “Kalbimin Sahibi” tagıyla işte tam da bu sebepten yaptı. Bölüm boyunca aşk için göze alınanlara şahit olduk. Bazıları kalbinin sahibi için söylenemeyenleri söyledi, bazıları söylemek istediklerini susup kalbinin sahibinin huzuru için kendisini tehlikeye attı. Sonuçta aşk uğruna savaşlarda cepheler açıldı, bedeller ödenmeye başladı.
Gülperi başından beri
bir kadın hikayesi. Bir taraftan da anne-çocuk , baba-kız hikayesi. Anlamak, fark etmek ve büyümek üzerine. Aşk ise bu
hikayenin hem çatışması hem de bağlayıcısı. Bu nedenle bu iki başlığa göre ayrı
ayrı değerlendirmek lazım bölümü. Önce Gülperi, Can, Hasan, Bedriye üzerinden
bakalım hikayeye. İlk bölümden beri annelerini acımasızca yargılayan Bedriye ve
Hasan’ın birbirlerinden bağımsız kimlikler haline geldiğini söylemek sanırım
hatalı bir yorum olmaz. Yaşananlar ikisine de çok şey öğretmiş olsa da Hasan
babasını reddededen annesinin nedenleri konusunda Bedriye’ye göre çok daha
sorgulayıcı bir profil çizmeye başladı. Annesine yaptığı haksızlıklar,
babasının ailesinin yaptıkları, Kadir’le yaşadıkları, Can’ın kaybolup bulunuşu,
babasının çıkıp gelişi Hasan üzerinde olgunlaştırıcı etki yaratmış gibi
duruyor. Eyüp’ün tüm manipülasyonlarına rağmen olanlara kuşkulu yaklaşıp
etrafındakileri iyi analiz etmeye çalışması bunu gösteriyor. Avukattan abiye
doğru evirmeye başladığı Kadir’in annesine zaafının en başından beri farkında
Hasan. Bazen bu konuya kendi yöntemince müdahale de ediyor. Ancak babasının söylediklerini
“Avukat gururlu, aşkından ölse gelip babama böyle bir şey demez” diyecek kadar
iyi analiz edebiliyor durumu. Diğer taraftan annesinin de sırf aileyi birarada
tutmak için, içindeki duyguları hiçe sayabileceğinin de farkında. Kadir’e dediği
gibi Hasan artık görünenin aslında bir hiç olduğunu biliyor. Görünenin arkasını
merak ediyor. Tıpkı ne Eyüp’ün açıklamasını ne de Kadir’i beklemek yerine kendi
şüphelerinin peşine düşen ve nikah masasında her tür tehdite rağmen hayır
diyebilen Gülperi gibi. Ancak Bedriye için bunu söylemek güç. Kadın olarak
yaşanabilecek en ciddi travmalardan birini yaşayan bir kız çocuğu için belki
güvenli kucak baba kucağı. Bu nedenle güvende kalmak, belki sıkıntı çekmemek
veya korunmak için babasına sımsıkı sarılıp annesine haksızlık yapabiliyor
Bedriye. Can ise ne Hasan ne Bedriye gibi. Tanımadığı babasının defolarını
duymasa bile görmesi , ağabey ve ablasına oranla daha reel değerlendirmesi
bundan. Can için zaten baştan beri seçilen kişi annesi. Bundan sonra da baba figürü olarak
seçilecek olan Kadir gibi duruyor. Gülperi adım adım aslında çocuklarının hayat
algılarını dönüştürüyor. Aralarındaki bağ, anlam üzerine anlam kazanıyor tam da
bu yüzden. Hasan ruhunu taşıdığı annesini babasına kurban vermeyecek. Babasını kaybetmek
istemese bile tıpkı Artemis gibi Hasan da adaleti kendisi sağlayacak. Eminim. Diğer
taraftan Artemis ve Kadir’in ilişkisi baba-kız, arkadaş ekseninde zikzaklar
çiziyor. Artemis çok akıllı. Bunu hep söyledim. Ergenlik, anne baba ayrılığı,
bulumia gibi sıkıntılarına rağmen Artemis’in akılcı, duygulu ve anlamaya
çalışan tavrı Kadir’in kızı ifadesini sonuna kadar hakettiğini ortaya koyuyor. Babasının
aşkını biliyor. İçinde bir yerler kırılıp dökülüyor belki ama aşkı bilen kalbi
babasını anlamaya da zorluyor onu. Bazen babasına tepki gösterirken bazen de
gözleri dolarak onu hissettikleriyle kabullenmeye çalışıyor. Çünkü Artemis anne
ve babasının evliliğinde aşk olmadığını bilecek kadar bunu kabullenecek kadar
zeki. Herkesin iyi olmasını isteyecek kadar da merhametli. Profil olarak
okuyan, araştıran, dinleyen biri. Konuşmalarından tüm bunlar izleyene
sezdiriliyor. Babasının arkasından iş çevirirken bile motivasyonu empati. Hasan’a
yardım etti çünkü Hasan’ın yerinde olsa babasının gerçeğini kendisi de öğrenmek
isteyecek biliyor. Babasıyla arasında güven sorunu yaratmak istemese de göze
aldığı bedel biraz da anlamak üzerine. Ben yakında baba kız arasında ciddi bir
konuşma bekliyorum geçmişe dair. Kadir’in kızı Artemis ama Hasan’ın Can’dan
sonra hızla Kadir’e doğru sürüklendiğini de görmek çok zor değil. Kadir’le
yaptığı konuşmada kendisini en iyi anlayacak kişinin Kadir olduğu gerçeğiyle
yüzleşti. Yaşadıklarını daha önce yaşayan birinin olması, ona akıl vermesi
derinden derine saygı duyduğu Kadir’e karşı sevgi de beslemesini sağlayacak gibi duruyor. Yani hikayenin bir yerinde gelecekte olmak
istediği adam babası değil Kadir olacak. Kuşkusuz Hasan için baba Eyüp
kalacaktır ama rol modeller bazen kendi seçtiklerimizdir.
Gelelim bölümün aşka dair anlattıklarına. Gülperi o nikah masasından iki
sebepten kalktı. Görünen sebep Eyüp’le ilgili kuşkularıydı ki haklıydı. Ancak bir
de görünenin altında olan sebep vardı ki Kadir’in dediği gibi içinde yeniden
filizlenen aşka ihanet edemedi. Kadir’in gözünün içine baka baka evet diyemedi.
Kadir aşkına tüm imkansızlıklarına rağmen sahip çıkmaya çalışıyor. Kalpte olanı
kabullenip aralarındaki bağı ilişkiye taşımak için yol arıyor. Çünkü bu bölüm
anladık ki Gülperi ondan çalınmış. En iyi arkadaşı tarafından kandırılmış,
aldatılmış Kadir. Eyüp başlı başına bir suç figürü olarak karşımıza çıktı. Anladık ki
geçmişte de çok sağlam bir karakteri yokmuş. Ancak bu kez Gülperi kolay aldanacak gibi
değil. Hasan’ın tepkisinden çekinse de Gülperi de ufak adımlarla Kadir’e doğru
yürümekten imtina edecek gibi durmuyor. Hoş kendisine koşar adım gelen ilk
aşkına nasıl tepkisiz kalabilir? Tüm yarım kalmışlıkları, acıları orada öylece
dururken onu sağaltmaya çalışan adama nasıl karşı koyabilir? Diğer taraftan bir başka ilk aşk Gökhan ve
Bedriye de kargaşaların ortasında , oradan oraya savrulurken hissettiklerini
itiraf ettiler birbirlerine. Bedriye’nin ağa torunu kimliği ile kapıcı kızı
kimliği çatışırken yaşadığı güvensizliklere rağmen Gökhan’a hissettiklerini
ifade edebilmesi güzeldi. Gökhan da Bedriye de yaralı kimlikler. Biri sevilmemiş
olmanın acısını taşıyor içinde biri ise sevdiklerinin kendisinde bıraktığı
yaraları sağaltmaya çalışıyor. İki sevgili baba gerçekleriyle karşılaştığında
tüm güvensizlikleri su yüzüne çıkacaktır. Aralarındaki duygu , Hasan ve bu
güvensizliklere nasıl refleks gösterecek göreceğiz. Peki Artemis ve Hasan?
ArHas kod adlı çift şimdilik arkadaşlık çizgisinde yürüyor zikzaklar çizse de. Artemis
ne hissettiğini biliyor ama kazandığını söyleyen Selen sebebiyle bu hafta gösterdi ki Hasan’a
herhangi bir şey söylemeyecek. Hatta Hasan’a “işi düştüğünde arayan kişi”
yaftasını yapıştırırken ki Artemis açısından doğru bir tespit bu, hiç de Hasan’dan
beklenti sahibi biri gibi davranmadı. Kaldı ki Hasan için her seferinde “İhtiyaç”
haline geldiği bizzat Hasan tarafından söylenmesine rağmen. Kırgınlığına rağmen Hasan’ı dinledi ve yukarıda
da söylediğimiz gibi babasının güvenini kaybetmek uğruna Hasan’a yardım etti. Elini
tutan Hasan’ın elini bırakırken, Doruk’un erkek arkadaşı olduğunu söylerken
aslında karşısındaki adamdan duygularını saklama derdi dışında da amacı yoktu. Hasan’ın
Doruk’u kıskandığını sezince gülümsedi belki ama düzeltme gereği bile duymadı
yanlış anlaşılmayı. Çünkü Artemis’e göre Hasan tercihini yaptı. Biraz Nazım’ın
dediği gibi “Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?”
düsturuyla devam ediyor Artemis. Çünkü onun için her şey net. Hasan’ı çok
seviyor. Hasan iyi olsun istiyor. Hasan’ın canı yandığında onun yarasını sarmak
için orda olmak istiyor. Hasan’ın göğsüne sığan küçücük bedeniyle aslında tüm
sıkıntılarını kucaklayacak güçte olduğundan ona destek olmak istiyor. Artemis ilk
aşkın tüm gücüyle , sessizce savaşıyor. Kırılıp dökülüyor ama büyüyor o ilk
aşkla. Beklentisizliği öğreniyor. Bazen Hasan’da ipuçları görse de kırık bir
gülümsemeye sığdırıyor kendisini yürüyüp devam ediyor. Hasan ise acısını,
hüznünü, korkularını paylaştığı kızın adım adım vazgeçilmezi olma yolunda
ilerlediğinden habersiz hayatında aşka yer olmadığı masalını anlatmaya devam
ediyor. Hem kendisine hem de Selen’e. Kadir ise Hasan’dan bir adım önde. Kızının
duygularını bilen baba Hasan’ın tavırlarından kızına doğru akmaya başladığını
hissediyor. Artemis’in doğumgünü tarihini onca adrenaline rağmen hemen ezbere
alan Hasan başka nasıl açıklanır ki? İşlerine kimseyi karıştırmayan Hasan’ın Artemis’e hiçbir zaman itiraz edememesi başka
nasıl açıklanır ki? Tüm karmakarışık durumlara rağmen Artemis’i sürekli
düşündüğünü söyleyen Hasan nasıl açıklanır ki? Birini sürekli düşünüyor ama onu
arayamıyorsanız o sizin sadece arkadaşınız değildir. Hasan her fırsatta
sarıldığı, elini uzattığı, düşündüğü ama arayamadığı Artemis’e duygular
biriktirdiğini bakalım ne zaman kabullenecek? Adını her duyduğunda boğazına
yumru olan Doruk sayesinde mi yoksa öz babasının Kadir’e zarar vermesinin ardından
iyice imkansıza düşecek hikayesinin acısından mı? Belki ikisi de kim bilir?
Hamiş: Sevgilim sen bilirsin. Atlarsan tutarım seni. Gel dersen
gelirim. Varsın ayaklarım yerden kesilsin, varsın arkamı sağlama almayayım. Senin
için, sana dair. Sen yeter ki inan. Uzatırsan... İnanırsan... Tutarım, bırakmam.