28 Ocak 2019 Pazartesi

Gülperi- Kalbimin Sahibi

                       İlk Aşk, İlk Acı ,İlk Öğreniş

               İnsanoğlunun yüzyıllara yaydığı serüveninde hiç kuşkusuz en önemli ve değişmeyen şey aşk. Aşk ömrünün hangi döneminde karşısına çıkarsa çıksın insan için değişme, gelişme sebebi. Aşk gerçekse dönüştürüyor, iyileştiriyor kendisinden önceki yaraları ve kendi yaralarını açıyor. Gülperi bu hafta açılışını “Kalbimin Sahibi” tagıyla işte tam da bu sebepten yaptı. Bölüm boyunca aşk için göze alınanlara şahit olduk. Bazıları kalbinin sahibi için söylenemeyenleri söyledi, bazıları söylemek istediklerini susup kalbinin sahibinin huzuru için kendisini tehlikeye attı. Sonuçta aşk uğruna savaşlarda cepheler açıldı, bedeller ödenmeye başladı.
              Gülperi başından beri bir kadın hikayesi. Bir taraftan da anne-çocuk , baba-kız hikayesi. Anlamak, fark etmek ve büyümek üzerine. Aşk ise bu hikayenin hem çatışması hem de bağlayıcısı. Bu nedenle bu iki başlığa göre ayrı ayrı değerlendirmek lazım bölümü. Önce Gülperi, Can, Hasan, Bedriye üzerinden bakalım hikayeye. İlk bölümden beri annelerini acımasızca yargılayan Bedriye ve Hasan’ın birbirlerinden bağımsız kimlikler haline geldiğini söylemek sanırım hatalı bir yorum olmaz. Yaşananlar ikisine de çok şey öğretmiş olsa da Hasan babasını reddededen annesinin nedenleri konusunda Bedriye’ye göre çok daha sorgulayıcı bir profil çizmeye başladı. Annesine yaptığı haksızlıklar, babasının ailesinin yaptıkları, Kadir’le yaşadıkları, Can’ın kaybolup bulunuşu, babasının çıkıp gelişi Hasan üzerinde olgunlaştırıcı etki yaratmış gibi duruyor. Eyüp’ün tüm manipülasyonlarına rağmen olanlara kuşkulu yaklaşıp etrafındakileri iyi analiz etmeye çalışması bunu gösteriyor. Avukattan abiye doğru evirmeye başladığı Kadir’in annesine zaafının en başından beri farkında Hasan. Bazen bu konuya kendi yöntemince  müdahale de ediyor. Ancak babasının söylediklerini “Avukat gururlu, aşkından ölse gelip babama böyle bir şey demez” diyecek kadar iyi analiz edebiliyor durumu. Diğer taraftan annesinin de sırf aileyi birarada tutmak için, içindeki duyguları hiçe sayabileceğinin de farkında. Kadir’e dediği gibi Hasan artık görünenin aslında bir hiç olduğunu biliyor. Görünenin arkasını merak ediyor. Tıpkı ne Eyüp’ün açıklamasını ne de Kadir’i beklemek yerine kendi şüphelerinin peşine düşen ve nikah masasında her tür tehdite rağmen hayır diyebilen Gülperi gibi. Ancak Bedriye için bunu söylemek güç. Kadın olarak yaşanabilecek en ciddi travmalardan birini yaşayan bir kız çocuğu için belki güvenli kucak baba kucağı. Bu nedenle güvende kalmak, belki sıkıntı çekmemek veya korunmak için babasına sımsıkı sarılıp annesine haksızlık yapabiliyor Bedriye. Can ise ne Hasan ne Bedriye gibi. Tanımadığı babasının defolarını duymasa bile görmesi , ağabey ve ablasına oranla daha reel değerlendirmesi bundan. Can için zaten baştan beri  seçilen kişi  annesi. Bundan sonra da baba figürü olarak seçilecek olan Kadir gibi duruyor. Gülperi adım adım aslında çocuklarının hayat algılarını dönüştürüyor. Aralarındaki bağ, anlam üzerine anlam kazanıyor tam da bu yüzden. Hasan ruhunu taşıdığı annesini babasına kurban vermeyecek. Babasını kaybetmek istemese bile tıpkı Artemis gibi Hasan da adaleti kendisi sağlayacak. Eminim. Diğer taraftan Artemis ve Kadir’in ilişkisi baba-kız, arkadaş ekseninde zikzaklar çiziyor. Artemis çok akıllı. Bunu hep söyledim. Ergenlik, anne baba ayrılığı, bulumia gibi sıkıntılarına rağmen Artemis’in akılcı, duygulu ve anlamaya çalışan tavrı Kadir’in kızı ifadesini sonuna kadar hakettiğini ortaya koyuyor. Babasının aşkını biliyor. İçinde bir yerler kırılıp dökülüyor belki ama aşkı bilen kalbi babasını anlamaya da zorluyor onu. Bazen babasına tepki gösterirken bazen de gözleri dolarak onu hissettikleriyle kabullenmeye çalışıyor. Çünkü Artemis anne ve babasının evliliğinde aşk olmadığını bilecek kadar bunu kabullenecek kadar zeki. Herkesin iyi olmasını isteyecek kadar da merhametli. Profil olarak okuyan, araştıran, dinleyen biri. Konuşmalarından tüm bunlar izleyene sezdiriliyor. Babasının arkasından iş çevirirken bile motivasyonu empati. Hasan’a yardım etti çünkü Hasan’ın yerinde olsa babasının gerçeğini kendisi de öğrenmek isteyecek biliyor. Babasıyla arasında güven sorunu yaratmak istemese de göze aldığı bedel biraz da anlamak üzerine. Ben yakında baba kız arasında ciddi bir konuşma bekliyorum geçmişe dair. Kadir’in kızı Artemis ama Hasan’ın Can’dan sonra hızla Kadir’e doğru sürüklendiğini de görmek çok zor değil. Kadir’le yaptığı konuşmada kendisini en iyi anlayacak kişinin Kadir olduğu gerçeğiyle yüzleşti. Yaşadıklarını daha önce yaşayan birinin olması, ona akıl vermesi derinden derine saygı duyduğu Kadir’e karşı sevgi de beslemesini sağlayacak  gibi duruyor. Yani hikayenin bir yerinde gelecekte olmak istediği adam babası değil Kadir olacak. Kuşkusuz Hasan için baba Eyüp kalacaktır ama rol modeller bazen kendi seçtiklerimizdir.
Gelelim bölümün aşka dair anlattıklarına. Gülperi o nikah masasından iki sebepten kalktı. Görünen sebep Eyüp’le ilgili kuşkularıydı ki haklıydı. Ancak bir de görünenin altında olan sebep vardı ki Kadir’in dediği gibi içinde yeniden filizlenen aşka ihanet edemedi. Kadir’in gözünün içine baka baka evet diyemedi. Kadir aşkına tüm imkansızlıklarına rağmen sahip çıkmaya çalışıyor. Kalpte olanı kabullenip aralarındaki bağı ilişkiye taşımak için yol arıyor. Çünkü bu bölüm anladık ki Gülperi ondan çalınmış. En iyi arkadaşı tarafından kandırılmış, aldatılmış Kadir. Eyüp başlı başına bir suç figürü olarak karşımıza çıktı. Anladık ki geçmişte de çok sağlam bir karakteri yokmuş.  Ancak bu kez Gülperi kolay aldanacak gibi değil. Hasan’ın tepkisinden çekinse de Gülperi de ufak adımlarla Kadir’e doğru yürümekten imtina edecek gibi durmuyor. Hoş kendisine koşar adım gelen ilk aşkına nasıl tepkisiz kalabilir? Tüm yarım kalmışlıkları, acıları orada öylece dururken onu sağaltmaya çalışan adama nasıl karşı koyabilir?  Diğer taraftan bir başka ilk aşk Gökhan ve Bedriye de kargaşaların ortasında , oradan oraya savrulurken hissettiklerini itiraf ettiler birbirlerine. Bedriye’nin ağa torunu kimliği ile kapıcı kızı kimliği çatışırken yaşadığı güvensizliklere rağmen Gökhan’a hissettiklerini ifade edebilmesi güzeldi. Gökhan da Bedriye de yaralı kimlikler. Biri sevilmemiş olmanın acısını taşıyor içinde biri ise sevdiklerinin kendisinde bıraktığı yaraları sağaltmaya çalışıyor. İki sevgili baba gerçekleriyle karşılaştığında tüm güvensizlikleri su yüzüne çıkacaktır. Aralarındaki duygu , Hasan ve bu güvensizliklere nasıl refleks gösterecek göreceğiz. Peki Artemis ve Hasan? ArHas kod adlı çift şimdilik arkadaşlık çizgisinde yürüyor zikzaklar çizse de. Artemis ne hissettiğini biliyor ama kazandığını söyleyen Selen sebebiyle bu hafta gösterdi ki Hasan’a herhangi bir şey söylemeyecek. Hatta Hasan’a “işi düştüğünde arayan kişi” yaftasını yapıştırırken ki Artemis açısından doğru bir tespit bu, hiç de Hasan’dan beklenti sahibi biri gibi davranmadı. Kaldı ki Hasan için her seferinde “İhtiyaç” haline geldiği bizzat Hasan tarafından söylenmesine rağmen. Kırgınlığına rağmen Hasan’ı dinledi ve yukarıda da söylediğimiz gibi babasının güvenini kaybetmek uğruna Hasan’a yardım etti. Elini tutan Hasan’ın elini bırakırken, Doruk’un erkek arkadaşı olduğunu söylerken aslında karşısındaki adamdan duygularını saklama derdi dışında da amacı yoktu. Hasan’ın Doruk’u kıskandığını sezince gülümsedi belki ama düzeltme gereği bile duymadı yanlış anlaşılmayı. Çünkü Artemis’e göre Hasan tercihini yaptı. Biraz Nazım’ın dediği gibi “Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?” düsturuyla devam ediyor Artemis. Çünkü onun için her şey net. Hasan’ı çok seviyor. Hasan iyi olsun istiyor. Hasan’ın canı yandığında onun yarasını sarmak için orda olmak istiyor. Hasan’ın göğsüne sığan küçücük bedeniyle aslında tüm sıkıntılarını kucaklayacak güçte olduğundan ona destek olmak istiyor. Artemis ilk aşkın tüm gücüyle , sessizce savaşıyor. Kırılıp dökülüyor ama büyüyor o ilk aşkla. Beklentisizliği öğreniyor. Bazen Hasan’da ipuçları görse de kırık bir gülümsemeye sığdırıyor kendisini yürüyüp devam ediyor. Hasan ise acısını, hüznünü, korkularını paylaştığı kızın adım adım vazgeçilmezi olma yolunda ilerlediğinden habersiz hayatında aşka yer olmadığı masalını anlatmaya devam ediyor. Hem kendisine hem de Selen’e. Kadir ise Hasan’dan bir adım önde. Kızının duygularını bilen baba Hasan’ın tavırlarından kızına doğru akmaya başladığını hissediyor. Artemis’in doğumgünü tarihini onca adrenaline rağmen hemen ezbere alan Hasan başka nasıl açıklanır ki? İşlerine kimseyi karıştırmayan Hasan’ın  Artemis’e hiçbir zaman itiraz edememesi başka nasıl açıklanır ki? Tüm karmakarışık durumlara rağmen Artemis’i sürekli düşündüğünü söyleyen Hasan nasıl açıklanır ki? Birini sürekli düşünüyor ama onu arayamıyorsanız o sizin sadece arkadaşınız değildir. Hasan her fırsatta sarıldığı, elini uzattığı, düşündüğü ama arayamadığı Artemis’e duygular biriktirdiğini bakalım ne zaman kabullenecek? Adını her duyduğunda boğazına yumru olan Doruk sayesinde mi yoksa öz babasının Kadir’e zarar vermesinin ardından iyice imkansıza düşecek hikayesinin acısından mı? Belki ikisi de kim bilir?    

Hamiş: Sevgilim sen bilirsin. Atlarsan tutarım seni. Gel dersen gelirim. Varsın ayaklarım yerden kesilsin, varsın arkamı sağlama almayayım. Senin için, sana dair. Sen yeter ki inan. Uzatırsan... İnanırsan... Tutarım, bırakmam.

                                                                         UmayMasal