AŞK İZİ
“Bana bir masal anlat baba
Içinde deniz ve balıklar
Yağmurla kar olsun
Güneşle ay..."
Gülperi başladığında benim
için göz atma sebebi kuşkusuz başrolü paylaşan Timuçin Esen ve Nurgül Yeşilçay’ın
her işine mutlaka bakmam oldu. Bilen bilir Bodrum Masalı yazıları da bu sebeple
başlamıştı. Burda da iki oyuncunun benimsediği karakterlere hayat verme
biçimleri bilhassa Kadir’in hayat karşısında her kulvardaki tutumu benim için
bağlayıcı unsur oldu bir süre sonra. Gülperi bir anne-çocuk, baba-kız hikayesi
aslında baştan beri. Aşk ise derinden derine bir hakediş olarak işleniyor aslında
Gülperi'de. Bu hafta Ayda Aksel'in dediği gibi: “Herkesin annelerin de aşık
olmaya hakkı var". Bu cümle öyle derin öyle güzel ki. Evet anne olmak aşık
olmaya engel degil. Hele Kadir gibi bir adam tarafından seviliyorsan. Diğer
taraftan Eyüp faktörü öyle fena geldi ki tam Şeyma aradan cıktı derken yepyeni
bir engel ,Şeyma'nın aksine madur olmuş bir baba,eş olarak Kadir ve Gülperi
aşkının ortasına bomba misali düştü. Hadi sığınaklara. Yazarlarımız Şeyma'nın
yaptıklarıyla prangaya dönüşmüş bir evliliği Artemis'in adalet kılıcıyla bitirdiler.
Fakat Eyüp Gülperi evliliği nasıl biter, o soru işareti. Ben Hasan'dan
umutluyum. Eyüp mutlaka ama mutlaka bir defo taşımalı. Aksi GülKad aşkı için
son demek.
Diğer taraftan Bedriye Gökhan,
Artemis Hasan aşkları adım adım yaklaşıyor. Kimse tarafından sevilmediğini
hissede hissede büyümüş Gökhan'ın ciddi travmaları bulunan Bedriye'ye iyi
geleceği aşikar ama diğer taraftan Gökhan’ın babasının kimliğini öğrendikten
sonraki tavrı, yapacakları, ek olarak mutlaka ve mutlaka gündeme gelmesi gereken Bedriye'nin
travması ne noktada çatışacak göreceğiz. Şimdilik annesinden güç alan, babasının
kucağına sığınmış Bedriye sakin görünüyor.
Peki yazıyı yazmaya sebep
Artemis Hasan... Aşk sessiz ve kırılgan, aşk içten ve derinden oldu mu sebeptir
sözcüklerin akışına. Artemis Hasan’ın kaybettiği çocukluk, Hasan Artemis'in içinde tuta tuta onu hasta
eden, dışa vurulamayan duyguların tamamı. Şimdi elimizdeki bu iki genç insana
baktığımızda biri rol model alacağı babadan, biri anneden yoksun büyümüş ruhlar
görüyoruz. Hasan annesinin ruhunu almış, Artemis ise babasının. Ama Artemis
yaşayan anneye inat annesiz Hasan yasayan ama ölü bilinen babayla babasız. Belki
bundan her eksikte her acıda tanıştıkları andan beri birbirlerine koşmaları.
Aşka doğru yol almaları. Artemis kendini anlama başkasına empatiyle yaklaşma
konusunda çok başarılı. Tıpkı Hasan'ın dediği gibi “Tanıdığı en akıllı” kız. Artemis
bu nedenle Hasan'dan bir adım önde. Hem ne hissettiği konusunda hem de olayları
hızlı okumak ve çözüm için fikir üretmek konusunda. Durup beklemiyor. Anlamaya
çözümlemeye ve elinden geleni yapmaya odaklanıyor. Tıpkı Şeyma'nın yaptıklarını
öğrendiği anda geliştirdiği adalet refleksiyle o ana kadar belki çocukluğundan
beri bağ kurmakta zorlandığı annesiyle ilk kez bağ kurabilme duygusuna
sığınmışken annesinin gerçeğini anladığı an o sanal yakınlığı kenara bırakıp
doğru bildiğini yapmaktan çekinmediği gibi. Burada sanılanın aksine Artemis’in derdi
sadece Hasan değil . Artemis annesine duyuramadığı sesin de derdinde. “Benim
annem neden böyle” derken bir tarafta çocuğunu almak için hiç uyumadan çalışan
bir anneyi görüp bir taraftan uygun koşullarına rağmen bir türlü mutlu olmayı
beceremeyen, kızıyla duygu bağı kuramayan annesinin farkını ölçebilecek kadar
akıllı. Ama annesini yargılamayacak, üstüne anlama çabası sarf edecek kadar da
olgun. Artemis gerçekten Hasan'ın tanıdığı en akıllı kız. Hasan'a aşkını ,en azından
artık Selen’den Hasan Selen ilişkisini dinlememek adına haykırdığında Selen’in
aslında ne yapmak istediğinin baştan beri farkında olduğunu da belli etti.
Müdahaleci değil Artemis. Kendi hissettiklerini susmaya alışık. Susup susup yedikleriyle
o sustuklarını da kusuyor aslında. Kırılgan yalansız. Aşkı da yalansız ve
suskun. Hasan’a gelirsek. Hasan Kadir’e kurduğu “Anam beni Kadir gecesi
doğurmamış anlaşılan” cümlesinde gizli aşkından kaçıyor şimdilik. Artemis’i
hayatında tutma pahasına derinden derine hissettiği duyguyu yok sayıyor ve
başkasına yönelmeye çalışıyor. Merhametle karışık hoşlanma duygusunun, içinde
filizlenen aitlik duygusunu söküp atmasını umuyor. Annesi gibi ona koşmak
isteyen kalbini susturup aklıyla seçtiğine odaklanmaya çalışıyor. Nereye kadar
bu kaçış? Artemis ondan uzaklaşana kadar sanırım. Artemis daha “Selenler varken
kim ne yapsın Çilliyi" dediğinde geriye çekildi zaten. Umutları azaldı. Bu
hafta kardeş gibi görüldüğünü duyduktan sonra Hasan için Çilli’den Artemis'e
dönüşmeye başladığını fark edemeyecektir. Belki Hasan’ın ona başka baktığını ancak
ve ancak Hasan'dan uzaklaşmaya başladığında anlayacaktır. Babasının ateş saçlı, portakal
çiçeği kokan kızı herkesi hatta Hasan’ı bile anlayan Artemis Hasan'ın aşkla ona
yaklaştığını göremeyecektir. Ta ki Hasan bağıra çağıra bunu Artemis'e haykırana
kadar. Bu haykırışı ne tetikler göreceğiz. Bir gidiş mi bir kıskançlık mi bir
kayıp korkusu mu? Şahsen ben Hasan'ın Artemis'i hayatında her anlamda
kaybedebileceği bir korkuyla sınanmasını isterdim. Öyle korksun ki duygularının
önüne çektiği set paramparça olsun. Ne Kadir'in annesine duyduğu aşkı
hissettiğinden geliştirdiği çekince kalsın ne de Seyma'nın yaptıklarının önemi.
Ne başka kızlar üzerinde denemeye alışık olduğu etkileme becerisi kalsın ne de
başkalarına dair iz. Hasan aşkın en güzel hali yani zorluğuyla sınamasın ki
kalbe girmenin kalbe almanın bir kerelik olduğunu anlayıp annesinin aşkına günü
gelince saygı duysun.
Hamiş: Babalar kızlarının
kahramanıdır. Babalar çocuklarının çınarıdır. Bilirler masallardaki
ejderhalarla onların sayesinde başa çıkacaklarını. Bilirler babalarının en olmazı
evlatları için oldurduklarını. Artemis için Kadir, Hasan ve Bedriye için Eyüp
güven demek. Çocukluklara kapı demek. Artemis’in kahramanı Kadir her an orda
her an anlayışla, sevgiyle yanıbaşında; Eyüp ise hangi noktada nerede
göreceğiz.
Son demde; aşk sağaltır. Aşk acıtır.
Aşk sarar sarmalar. Aşk kırgınlıkları alır. Aşk her şeye karşı durmak için güç
verir. Aşk yeniden adlandırandır.