‘‘Dünyayı mı bizleştiremedik,
Biz mi dünyalarımızda tek olmayı seçtik?’’
Bu hafta Bodrum Masalı evrenine AsAt’la dalmaktayım . En büyük SuKel’ci
ilan edilen Aslı Ateş’e itiraz edip AsAt’çı
olduğunu iddia etse de bu bölümde AsAt’a dair gördüklerimiz, hissettiklerimiz ne
Ateş açısından ne de Aslı açısından iç açıcıydı. Aslı ve Ateş aşkının gelişimi
adına hep Kerem-Aslı metaforuna gönderme gören ben her hafta bu duygudan
uzaklaşmakta ve savrulma halindeki ikiliyi gördükçe üzülüyorum. Bodrum Masalı
karakterleri en başından bu yana sorunlarla boğuşmak zorunda kalan insanlar. İster
iyi tarafta olsunlar ister kötü, sorun hayatın kendisinde olduğu gibi kimsenin
yakasından düşmüyor. Burada sorun yok ;ama... İşte bu amanın temelinde şu sorun
var: Neden Aslı ve Ateş iletişimlerinin başından beri o veya bu şekilde yanyana
dururken sevgili olduktan sonra bu kadar
uzak düştüler? Tamam Aslı, yük üstüne yük taşıyan taşımak zorunda kalan Ateş’e
yük vermek istemiyor, onu yüklerin altında ezmekten imtina ediyor, derinlerde
bir yerlerde de Ateş’e yönelik güvensizliği de devrede ama yine de Aslı’nın
Ateş’i kendine dair en özel sürecin bu kadar dışında tutması kırıcı. Ateş açısından
kabul görür bir şey olduğunu da düşünmüyorum ki yarı zorla tüm o zor ve bir o
kadar özel anları Uzay’ın paylaştığını öğrendiğinde bence daha da kırılacak.
Ateş duygu dinamiğiyle yaşayan farkındalığı yüksek bir karakter. Duygusal olarak
annesinin oğlu. Bakınız Maya ve Faryalı arasındakileri yanlış anladığını
sandığımız hikaye bizi Aslı’yı Faryalı’nın kızı olarak okumaya kadar getirdi. Yani
naçizane fikrim ilmek ilmek Uzay’ı Aslı’ya ekleyen hikayede Ateş yakacak bir
şeyleri. Kendisi de yanacak, fena yanacak ama yakacak gibi. Ben baştan beri
Uzay’ın sağalma süreci olarak bakmıştım Aslı’nın hikayesine eklenmesine. Ancak bu
hafta Uzay’ın nüanslarda gizli tavırları beni de rahatsız etti. Diğer taraftan
Ateş’in hayatına hamle yapmayı sürdüren Lal gerçeği var ki, tüm karanlık
taraflarına rağmen Uzay’dan daha tehlikeli biri bana göre. Zira henüz yirmili
yaşlarına yaklaşan genç bir adam üzerinde otuzlu yaşlardaki deneyimli bir
kadının geçici de olsa etkisi büyük olabilir. Baştan beri kırılgan çizgide
yürüyen Aslı-Ateş aşkında bu çift taraflı uçurum acıtıcı sonuçlar doğurabilir. Faryalı-Yıldız
aşkının yanısıması Aslı-Ateş aşkının kaderinin tıpkı asıl gibi kırılgan olması,
sorunlarla sarmalanması, güçlenmeye, güven duygusunu sağlama almaya vakti
olmadan sert virajlara sokulması ne denli makul; izleyen ve yazanlara
bırakıyorum yorumu. Nahif ve portakal rengi, kokusu taşıyan aşk hikayesinde
biraz içini boşaltmak gibi değil mi bu? Bilemedim. Diğer taraftan SuKel’i öğrendiğinde verdiği
tepki Ateş’in asıl üzüldüğü noktanın kendisine güvenilmemesi olduğunu da net
olarak ortaya koydu gibi. Ateş sevdiklerini öyle kendinden sayıyor ki, sevinç,
hüzün, acı neleri varsa onun parçası olsun istiyor. Dışarda bırakılmak onu
yaralıyor. Kelebek’i kardeşi gibi gören görmeye de devam eden Ateş tabiki de Kelebek’i affetti. Ancak işte
bu olaydaki yaklaşımdan hareketle Aslı’nın Uzay’ı dahil edip onu dışarda
bırakmasının Ateş üzerindeki etkisi düşündürücü geliyor bana.
SuKel aşkına gelince tam gaz devam ediyor. Ateş’in tepkisiyle hafif
sarsılsalar da enerjilerinden bir şey kaybetmeden tüm sevimlilikleriyle
büyütüyorlar sevdalarını. Burada Su ile ilgili yaklaşım bana zaman zaman biraz
eksik gelse de. Çevrelerinde olanlara rağmen Su’nun hiç etkilenmemiş hali bazen
beni rahatsız ediyor. Ateş bir taraftan Kelebek diğer taraftan o sorun senin bu
problem benim koşarken Aslı bile kendi gayya kuyusuna rağmen bir şekilde o dertlerden
haberdar olurken Su süreçlerin o kadar dışında ki... Şaşırıyorum. Hoş hayatta
böyle şanslı tipler de vardır biliyorum. Çevrelerinde kıyamet kopsa sevdikleri
onları öyle bir koruma fanusuna alır ki olanı biteni anladıklarında çoğu şey
yolundadır artık.
Artık yeni bir çiftimiz daha var değinmeden geçmeyelim:Alara-Ferdi . Her ne
kadar Alara açısından Ateş’e kendisini hatırlatmak, bir şekilde Aslı ve Ateş’in
arasına girmek için oluşturulmuş bir hikaye de olsa Alara’nın uzaktan uzağa
izlemelerinin getirecekleri de ilginç ve kuşkusuz sorun olacak sonuçlar
üretebilir gibi. En güçlü müttefiki Uzay’ı kaybettiğinden beri biraz çocukça
hamlelere dönüşse de Alara’nın yaklaşımları hala risk barındırıyor. Uzay
demişken, son haftalarda Uzay’ın Ateş’le sorunu olduğunu da düşünmeye
başlamadım değil. Tamam Aslı ile kader
benzerlikleri Uzay’ı Aslı’ya yaklaştırdı. Sempati duymasını sağladı. Ancak ısrarla
Ateş’in birlikte olduğu kızlara sarması, o çok büyük aşkı Alara’dan bu denli
kolay vazgeçmesi de sorgulatıyor karakteri. Uzay aslında Ateş’te kabul mü
görmek istiyor? Kabul görmedikçe de Ateş’i vurmanın yollarını mı keşfediyor? Alara
olayında karşılıksız aşktan yürüyen hal burada annesizlikten dem vurup iyi
insan olma kabulunden sonra yine karşılıksız aşka mı çıkacak? Dilerim olmaz.
Aşk dediğin demlendikçe acıtan ama derinleşen, aşk dediğin bakıştan kalbe
oradan ruha mıhlanan. Faryalı ve Yıldız artık elele. Geçirdikleri fırtınalardan
yorgun ama o oranda da emin, derin. Faryalı’nın tek sevdiği beklediği kadın
artık yanında duruyor. Yıldız da yıllarına bedel aşkının avuçlarında huzurlu
şimdilik. Bir hakediş varsa tabiki bu en çok FarYıl’ındır. Ancak kısa süreli
meltem sanırım bu cephede de fırtınaya dönecek. Bora’nın tüm kaybedişlerin
sorumlusu olduğunu öğrendik öğrenmesine. Evren açısından fena bir intikam
kurbanlığı bu ama bir taraftan da Bora’nın ısrarla Faryalı’yı oyun dışı bırakma
çabası devam ediyor. Tüm bu kargaşaya bir de Aslı’nın Maya ve Faryalı’nın kızı
olması FarYıl’da nasıl bir etki yapar göreceğiz. Yalnız burada fena bir kıyas
da yazık ki Yıldız’ın karşısına dikilecek. Aşka rağmen bebeğini aldırıp Faryalı’yı
bırakan Yıldız; aşksızlığa rağmen bebeğini dünyaya getirip tüm küçük düşüşe
katlanan ve Faryalı’ya babalığı veren Maya...
Son demde; Kördüğüm oldu içim, çözmeye çalıştıkça elime ayağıma dolanan;
yüreğimi ruhumu dağlayan kor bir Ateş aşk Yıldız Yıldız ruhumda Kelebekler
uçururken, Su gibi bir kız çocuğu gülümsüyor maziden bana, aynadaki aksim gibi
kızımın gözleri Aslı’m gibi bana bakıyor.
Emeklere saygıyla...
UmayMasal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder