20 Şubat 2017 Pazartesi

Aşk Laftan Anlamaz-Final Bölümü

‘Çünkü ayrılık sevdaya dahil,
Ayrılanlar hala sevgili...’
Yüreğim diyorum sana, yüreğim
Gitmesen keşke kalsan hep.
Diyorsun ki;
Olmaz bazen gitmek gerek.
Yol bir olduktan sonra kavuşuruz yine.
Aşk Laftan Anlamaz final yaptı. Beş yıl sonrayı anlatan kısma kadar eminim final olarak tasarlanmış bir bölüm değildi. Gerek Murat’ın tam da düşündüğüm gibi Doruk’u üzmemek için Sarte’den vazgeçişi, gerek Doruk’un Aslı’yı aldatması, Aslı’nın Cemil’e evlenme teklifi, gerekse Murat’ın yeni marka kurma hayalini hayata geçirmesine kadar. Her  hamlesi devamı gelecek hissi yaratan ama sanıyorum ani final kararıyla havada kalan açılmış parantezlerdi. Aşk Laftan Anlamaz iyi bir finali hakediyordu. Çünkü ALA fandom sonuna kadar sevgisiyle, inancıyla, öfkesiyle bu dizinin arkasında durdu. Olamaz mıydı, olabilirdi sanki. Neyse, biz elimizdekinden gidelim. Doruk’un attığı imza sonrası Murat’ın kardeşlik sınavından yıldızlı peki ile geçmesine şaşırmadım. Zira benim tanıdığım Murat böyle bir adam. Bkz geçen haftaki yazımız. Hayat’a ‘ben sana sahibim daha ne isterim’ diyerek bir nevi asansörde başlayan maceralarında Sarte varlığına son verdi Murat. Sonrası yüklerinden kurtulmuş bir adamdı zaten. Derya’nın gölgesini üzerinden çeken, Sarte’nin miras yükünü Doruk’a bırakan, aşkının sahibi kadından ilk defa yüzde yüz emin Murat. Hayat’la uyanmaya sevdalı, bebekleri olacağını daha Hayat ona söylemeden anlayan karısının her duygu değişimine hakim Murat. Diğer tarafta uçuş uçuş Hayat. Murat’la paylaşmayı öğrendikleri hayatlarındaki sırların yüklerini fora etmiş, bebeğini öğrenmesiyle aşkı gibi huzuru katlanmış Hayat. Sevgililer gününde yeni markalarıyla adeta bebeklerinin şansına ekledikleri gelecekleri. Sonunda ikiz çocukları, üçüncü bebeklerine hamile Hayat, baba Murat ve ailenin kalanı. Biraz eksik, biraz eksik biraz gedik de olsa mutlu son. Derya bedel ödedi mi? Doruk ve Aslı hangi yolları geçti? İpek ve Kerem’in her seferinde ellerinde patlayan nişanlarından sonra düğünleri nasıl oldu? Azime ve Haşmet nasıl biraraya geldi? Hayat’ın annesi babasına nasıl bir bedel ödetti? Peki ya Tuval ve Cemil’e ne oldu? Hyt markası tuttu mu yoksa Murat baba yadigarına geri mi döndü? Murat kayıp kardeşini buldu mu? Yok yok sormayacağım bu soruları.
Benim için Hayat, eğlenceli deli dolu kendine özgü bir kızdı. Yaralarını bilmedik biz Hayat’ın. Giresun’a dönmek istememesinde göreceği baskının olduğunu bilsek de aslında babasız hissettiğini bilmedik. Murat onu asansörde kollarına alıp kokusunu içine çektiğinde aslında Hayat’ın sahiplenilmeye vurulduğunu, Murat onu bıraktığında sendelemesinden anlamalıydık. Hayat Didem’i kurtarmaya o salıncağa koşarken aslında koştuğunun çocukluğundaki o düşüş olduğunu onu tutan bir babanın olmadığını, suya düşüp sadece Murat ona elini uzattığında tüm öfkesine rağmen kalkarken bazen sıcacık bir ele ihtiyacının olduğunu sadece hissettik. Hayat’ın klostrofobisinin Murat’a duyulan güvenle azala azala bitmesinden anlamalıydık bir kız çocuğunun ruhunu asla kaybetmediği bir beden olan Hayat’ın aşkla, güvenle, teslimiyetle Murat’a bağlanmasını. ‘Ben varken sana bir şey olmaz’ diyen Murat’la hangi korkulara veda etmedi ki Hayat. Yüzmeyi öğrendi, denizlere düşerek ;ama Murat’a tutunarak. İçindeki kız çocuğunu büyüttü. Söylediği yalanın bedelini öderken. Elleri yandı kalbinin yandığı gibi. Ses etmedi. Gitmesini gerektiren çok şeyle sınandı. Gitmedi. Aşkın kalıp savaşmak olduğuna inandı. İnatçıydı Hayat. Hayat gibiydi. İnişli çıkışlı her karşılığa dimdik durdu. ‘Beni affetmeyecek gibi davranma affedeceksin’ dedi Murat’a ve dediğini yaptırdı. Sadece affı almadı, Murat’ı peşinden koşturdu. Aşkını büyüttü. Sonunda o aşkı içinde kocaman oldu. Onu büyüttü anne yaptı.
Benim için Murat, baştan beri yarası saklı bir adamdı. Aşka inancı var mıydı? Bilmem, sanmam. Annesinin ölümünden kendisini sorumlu tutan mutluluları eksik kalan bir işadamıydı. Murat sadece iki kişinin yanında, Azime Babanne ve Doruk’un, gerçekten gülen biriydi. Hayat, düzeninin ortasına düştüğünde Hayat’ı mahalle tipi bulsa da ona kapılmaktan kurtulamadı. Hayat’ın çocuk ruhlu hali ona hiç yaşayamadığı çocukluğunu yaşama fırsatı oldu. Gri tonlardaki yaşamına bir anda gökkuşağı doldu. Kimliği yalan olsa da, Hayat kendisi oldu hep. Kollarında sarhoş ‘valla mı?’ derken bile küçük kız çocuğu saflığı vardı Hayat’ta. Yaralarına dokundu Hayat Murat’ın. Sağalttı. Etraflarında dönen yalana dolana entrikaya rağmen aşk hep vardı. Hayat’ın yalanını öğrendikten sonra kırılıp parçalanan Murat, o parçalar elinde Hayat’ın ardından giderken en temel karakter özelliğini astı ceket gibi kapının ardına. Aşk yalanı bile eritti. Tüm sevgisizliğin ortasında vaha gibi duran aşka çölün yakıcılığına rağmen yürüdü Murat. Hayatındaki yalanlar da birer birer dökülürken avuçlarına öfkesini Hayat’tan çıkardı belki, belki Hayat’a dair çok kez şüpheye kapıldı ;ama ne sevmekten vazgeçti ne de sevildiğini bilmekten. Sonuna fırtınalar bitti. Aşk Murat’ı baba yaptı. Tüm kayıplıkları son buldu.
Benim için ALA, Burak Deniz ve Hande Erçel’i çok yakıştırdığım, Hayat ve Murat olarak ekran enerjilerini çok beğendiğim bir iş olarak başladı. Arada izlediğim iş, sonra özellikle Müge Uğurlar’ın kamerasına bayıldığım, bilhassa Tilt yorumuyla Bile Bile eşliğindeki sahnenin açıları, Murat’ın oradaki hali hala bir numaramdır,  yazmaktan ,irdelemekten keyif aldığım bir yola dönüştü. Alt mesaj aradım kendimce yazdım. Ne mutlu ki ALA’nın güzel izleyenleri, fandomu sevdi okudu.
Ben de bir sahne hayal ettim Hayat ve Murat’a. Hayat çizimlerin arasında, saçları kalemle toplu, Tuval’in direktiflerine bakarken gülümsüyor biraz yorgun. Karnı var baya. İlk bebekleri büyümüş. İkizler ya. Kapıdan giren Murat’ı fark etmiyor bile. Murat tüm umutsuzluğunu umuda, tüm yalnızlığını şenliğe çeviren kadına bakıyor karşıdan.  Sonra gidip kollarına alıyor Hayat’ı. Kokusunu çekiyor içine. Çizimlerin arasında Murat’ın bir başka portresi gülümseyerek bakıyor.
Hayat’a Murat’a veda ederken, son demde; aşk dediğin bir nefes. Ama öyle bir nefes ki hayat veren insana bir başkasını murad ilan eden. Ruh gibi üflendiği kamışı kendinden geçiren. Aşk ayrılıkta da aşk.
ALA fanlarına sevgiyle... Dilerim yine kesişir yolumuz. Sizlerle yolculuk keyifti.
                                                                                                     UmayMasal       





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder