‘’Ne efsunkar imişsin ah ey didar-ı hürriyet
Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten...’’
Namık Kemal Hürriyet Kasidesi’nden alıntı beyitte der ki; Ey hürriyetin
güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin, gerçi esaretten kurtulduk derken senin
aşkının esiri olduk. Hürriyete sevda
her aşkın üzerinde mi acaba? Vatanım Sensin,
sorunsalını bu soru üzerine kuran bir
dizi. Her karakter, genele ait atmosferin yansıması içinde hem genelde hem
kendine özgü mücadeleler verirken bu sorunun eşiğine gelip gelip düğümleniyor. Kafası
karışanlar, sevdaya düşenler, ihanet edenler,kendi canından geçenler...
İşgal günlerini anlatırken o dönem şartlarını algılarını aktarmaya
çalışırken bir taraftan da sorguluyor söz konusu vatansa gerisi teferruattır
diyebilen yüreklerin yanı sıra neler de yaşanmış olabilir o günlere dair? Ortak
amaçların etrafında birleşebilmenin ne kadar zor olabileceğini Kuvva-i Milliye
örneğiyle anlatmaya çalışırken kahramanlığın sadece başkaldırmak değil organize
hareket edebilmek olduğunu da anlatmaya çalışıyor. İşgal günlerinin
kahramanlarına selam duruyor dizi. Cevdet’te, Azize’de, Hilal’de ruh bulan
hürriyet sevdası zamanla kendi sevdalarına baskın geliyor. Henüz Hilal
cephesinde ayak sesi duyulan durum en çok Azize’yi Cevdet’i acıtıyor ve
acıtacak gibi görünüyor. Burada en azından Cevdet ve Azize’nin yaralanan
sevdasının kurtuluşu gerçeklerin ortaya çıkmasıyla mümkünken; Hilal’in
sürüklendiği aşk imkansızlık uçurumlarıyla çevrili. Bir tarafta ablası Yıldız,
diğer tarafta Leon’un işgal güçlerinin dahlinde bir asker oluşu. Hem de sıradan
bir asker değil , işgal gücünü elinde tutan kişinin oğlu. Ne demişler, iki kişi
birbirini sever de kavuşurlarsa mutluluk olur, biri kaçar öbürü kovalarsa aşk
olur, ikisi de sever lakin birleşemezlerse işte o zaman efsane olurmuş. Sanırım
bu dizide efsaneliğe aday çift Hilal ve Leon olacak. Hilal sivri karakteri,
isyana meyilli yapısı, dürüstçe dövüşmeye hazır bakışları, sözcükleriyle Leon’u
çoktan etkilemiş dururken; Leon’un birikimli ve nahif karakteri, haksızlıkla
mücadeleden kaçmayan yaklaşımı da Hilal cephesinde takdir bulmuş gözüküyor. İkilinin
kavga soslu tartışmalarından kıvılcımlar çıkarken vatan sevdası kimin tarafında
vatanım sensine dönüşür sanırım izleyiciyi meraklandıracak sorulardan. Ancak en
azından şu net olarak belli ki, Hilal ve Leon aşkı, dizi tarihi olan efsane
çiftlerden Nazlı ve Niko’ya oranla daha sert bir savaştan geçecek.
Azize’yi boşama noktasına getirilen Cevdet ise; hem ailesi hem muhtemel
tehlike Tevfik,bir tarafta da Eşref Paşa ve düzenli bir direnişi organize etme
çabasındaki Mustafa Kemal arasındaki gerilimin yansıması ile başa çıkmaya
çalışıyor. Yunanlıların işgaline karşı direnirken, Cevdet’i direnişe dahil
olurken yaşadıklarından çok sevdiklerine ilişkin sınavlar yıpratacak gibi. Çünkü Cevdet seçimlerini vatanın geleceğini
düşünerek yapma gayretinde.
Yıldız, dizide sorumluluk, farkındalık ve insani değerler anlamında en
zayıf kalan karakter. Neden olduğu şeylerin sorumluluğunu asla almayan, vicdani
yükünü taşımayı reddeden tutumuyla , ailesinin ,Ali Kemal’in çabalarını
görmemekte direnirken Leon’la gelecek kurmakta ısrarını sürdürüyor. Korkarım ne
linç girişiminden ne de sebep olduğu felaketlerden ders alan Yıldız Leon’un Hilal’e
aşık olmasıyla en büyük hayal kırıklığını yaşayacak gibi. Peki bu durum Yıldız’a
ders olur mu? İşte bir soru daha. Yıldız o kadar umarsız ki, onun dönüşümünü
sağlayacak sınav ne sertlikte olur beklemek gerek.
Bana göre dizinin bir başka önemli karakteri Eftelya. Tevfik açısından
felakete dönüşebilecek olan Eftelya özellikle Azize’nin gözünün açılmasında
katkı sahibi olabilir. Zira her şeye farkındalığı üst seviyede olan Azize
Tevfik konusunda kör ve sağır. En ufak bir şüphe kalbinden geçmiyor.
Vatanım Sensin’i bu denli güçlü bir dizi haline getiren kuşkusuz işlediği
konuyla beraber oyunculuklardaki sahicilik. Tevfik karakterinde Onur Saylak
adeta ders veriyor. Her mimiği, konuşması, beden dilini kullanmasıyla o kadar
başarılı ki, Tevfik seyirci için lanet bir adama dönüşüyor. Keza Bergüzar
Korel, Senan Kara, Baki Davrak; genç oyuncular Boran Kuzum, Miray Daner, Pınar
Deniz, Kubilay Aka da son derece başarılı. Ama Halit Ergenç, Cevdet’i
yaratırken kanıyla canıyla, hani derler ya tüm ruhuyla diye, o kadar gerçek ki
hayran olmamak elde değil. Oynadığı bir önceki karakter hafızalarda hala
taptazeyken, bu denli Cevdet olmasını , eskiyi hatırlatmamasını ayakta
alkışlamak lazım sanıyorum. Albay Cevdet de sanıyorum hafızalara kazınacak
oyunculuklarından biri olacak Halit Ergenç’in.
Son demde;
*‘‘...
Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e kısrak başı gibi uzanan
bu memleket
bizim.
....
Güneyden Kuzey’e,
Doğudan Batıya,
Türk halkıyla beraber
Seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz’i.
...’’
UmayMasal
*Nazım Hikmet- Kuvvayi Milliye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder