12 Şubat 2017 Pazar

Poyraz Karayel 79.Bölüm

Tam da Sinan’ın söylediği gibi oldu; “Okyanusu geçtiler, az kalsın derede boğuluyorlardı.” Neyse ki çok fazla yara almadan atlattı Sinan. Tabii yaşananların kaçınılmaz bir etkisi vardı. Poyraz’ın evladını kaybetme korkusu ile tabiri caizse öldü öldü dirildi. 

Poyraz’ın oğluna kavuşamama korkusu, Sinan’ın babasının onu kurtaramayacağı, tekrar birbirlerini göremeyecekleri endişesi… Ata Berk Mutlu küçük yüreğiyle çok güzel oyunculuk sergiledi. İlker Kaleli ile gerçek bir baba – oğul kavuşması, kaybetme korkusu yaşadılar. 

Sinan, beni kurtarmaya gelmeyeceksin bir daha seni göremeyeceğim diye çok korktum dediğinde Poyraz daha çok acı hissetti yüreğinde ve Sinan’ın bu korkuyu yaşamasına sebep olanları bir an önce bulabilmek, cezalarını verebilmek için daha da hırslandı. 

İnsanlara zarar veren, sadece onları sömürüp kandan beslenen bir grup vardı karşısında… İnsanları çaresiz bırakıp bu çaresizliklerini hiç çözüme kavuşmayacak yollar sunan melek görünümlü şeytanlar. Ne dedi Poyraz; “Bu dünya kötüler yüzünden değil, iyiler yüzünden bu halde Albayım.” Haklı değil mi? herkes iyidir, kendine göre yaptıklarının haklı sebepleri vardır. Kimse kötü olduğunu yanlış yaptığını kabul etmez. Mesela söz konusu bu grupta gittiği yere barış, kardeşlik götürüyordur sorduğumuzda. Asla kötü bir amaçları yoktur!

Uyuşturucu kaçakçılığı ile çocukları, gençleri zehirleyen, illegal yollarla ülkelere silah sokup halkı iç savaşa sürükleyen, kaos yaratan, çocukları alıkoyup organ mafyalığı yapan cani, sapkın ve sapıktır onlar. Kendi çocuklarının daha dünyaya gözlerini açmadan sahip oldukları mücevherleri onların yağmaladığı ülkelerde bir vampir gibi kanlarını emdikleri çocuklar tarafından çıkarılır.

Aynı Nevra’nın yaptığı gibi aslında… Kendi çocuğunu pamuklara sarıp sarmalarken diğer herkesi soğukkanlı bir şekilde öldürebiliyor ve asla bu durumdan suçluluk duymuyor.

Çınar, Nevra’nın gerçek yüzünü öğrendikten sonra Mümtazlarla işbirliği yapmaya karar veriyor. Fakat kendi kendini ele veriyor. Görünen o ki daha çok karşı karşıya kalacak Nevra ve Çınar. 

Nevra tüm yaşadıklarını anlattı, nasıl evlendiğini ve sonrasını. Yaşadıkları çok zor ve gerçekten çok ağır şeyler ama asla yaptıklarını hafifletemez bence. Böylesine gözünü hırs ve nefret bürümüş bir kişi en çok kendine zarar verir, ki veriyor da. Çınar’ı kaybediyor. Çınar’ın ona sırtını dönmesi şimdi belli etmemeye çalışsa da onu çok fazla yaralıyor ve yaralamaya devam edecekte… 

Tabii bu arada Savaş’ta boş durmuyor. Bahri Umman gibi saygın biri ile iş yapmanın öneminin farkında olduğundan dolayı onunla ilişkilerini iyi tutmak istiyor. Bahri onun bu oyununa gelir mi tartışılır, ki bence gelmez. Ne de olsa eski kurt, insan sarrafı. 

Son olarak sevgililer günü sürprizleri var ki yürekleri sıcacık yapan türden. İsa’nın anne ve babasına yaptığı sürpriz – ki lahmacun sever biri olarak kalpli lahmacunlar favorimdi – Zülfikar’ın, Meltem’in hafızasını yerine getirebilmek için verdiği çaba, Eda ve Savaş’ın yakınlaşmaları, ki Eda’nın kızı için gösterdiği çaba onları daha çok yakınlaştıracak gibi, Songül’ün isteğini yerine getiren Sadrettin. Songül kararını vermişken Sadrettin’in de bakışlarında bir farklılık vardı artık. Tabi bu durum Fatih’i rahatsız ediyor ve bana göre ortalığı biraz karıştıracak gibi ama amacına ulaşacağını hiç zannetmiyorum. 

Son olarak Poyraz ve Ayşegül… Sezen söylerken onlar da birbirlerine duydukları sevgiyi anlattılar. Poyraz, Ayşegül’e onu matematiğin bittiği yere kadar sevdiğini anlattı, Ayşegül’de dinledi.. Kalbinin nasıl çarptığının değil, kimin için çarptığının önemli olduğunu anlattılar birbirlerineYaşadıkları zorluklar onları birbirlerine daha çok kenetliyor. Uzaklaştırmıyor aksine birbirlerine onlan bağlarını kuvvetlendiriyor. Birbirlerine olan sevgilerini artırıyor

Bölüm sonunda da olduğu gibi kötülerin hak ettiğini bulduğu güzel günler görebilmek umuduyla…

Sevgiyle, sağlıcakla kalın…

Frezya


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder